Partizanlık kaynaklı siyasal körlük toplumu karanlığa mahkûm etti.

Öyle ki gerçeğin göz kamaştırıcı aydınlığına kimse tahammül edemiyor!

Bugün bir hakikati dile getirmek, bir taraf veya bir taraftan olmak durumuna itiyor herkesi…

Tarafsızlık ve özgürlüğe şifahi soyluluk atfedenler, fiilde her yönden zıddını uygulayanlardır.

O nedenle kimsenin hakikat gibi bir derdi yok!

Hakikate sadakat duyanlar, hor ve öteki!

Hakikati ifade etmek ise cesaretin konusu olmuş!

Oysa hakikat başlı başına aklın ve mantığın keşfidir…

Ancak akılsızlar için cesaretin konusu olabilir!

***

Gelin size bir örnek vereyim.

Akpınar Mahallesi diye bildiğimiz 1050 Konutlar bölgesi…

Eski adıyla Yalakçayır Mahallesi. Adıyla müsemma, sulu çayır… Sam amcanın kuruttuğu bataklığı bilirsiniz!

Mesleki anlamda Bursa’da yaklaşık 13 yıldır kentsel dönüşüm serüvenini takip ettiğim bölgelerden biridir.

Üç beş kişiyle başlayan dernekleşme süreçlerini de kentsel dönüşüme dair yapılan toplantıları da siyasi aktörlerin bölgede yaptığı buluşmaları da dönüşüm istemeyenlerin itirazlarını da haber yaptım…

Nihayet, 2023’te yılan hikayesi bir sona bağlandı!

Bölgenin depremselliği ve arz ettiği risk düşünüldüğünde bir başarı sayılabileceğini kabul etmek gerekir.

Ama yıkılmadan evvel 2 bin 290 olan konut sayısı bugün yaklaşık 6 binlere çıkmışsa durup bir düşünmeyecek miyiz?

Yahu buranın alt yapısı da sosyal donatısı da okulu da sağlık ocağı da 2 bin 290 konuta göreydi!

Şimdi bu mevcut kapasite, 6 bin konuta yetmeyecek!

Ne olacak?

Elektrik şebekesi yenilenecek!

Doğal gaz alt yapısı yenilenecek!

İçme suyu boruları yenilenecek!

Kanalizasyon kapasitesi yenilenecek!

İnternet hattı yenilenecek!

İlave okula ihtiyaç duyulacak!

İlave sağlık ocağı gerekecek!

İlave yeşil alan şart!

İlave otopark elzem!

Tüm bunlar kimin parasıyla yapılacak?

Kamu kaynaklarıyla!

İyi de ‘adamın evi eski yıkılacak’ diye ‘aman cebinden para çıkmadan evi yenilensin’ diye bunca yük niye kamunun sırtına biniyor?

2 liralık evi yıkılıyor, kirasını kamu-müteahhit karşılıyor, sonunda 10 milyonluk ev alıyor, cebinden 1 delikli kuruş çıkmıyor! Neden çünkü rantı bölüşmüş!

Hep diyorum ya! Bursa’da kentsel dönüşüm değil rantsal bölüşüm yaşıyoruz diye!

Sorarım size bu kul hakkı değil mi?

Hadi geçelim onu! Kimse bu hakikati kabul etmek istemiyor! Biz de yıllardır söylüyoruz! Söylediğimiz için de şeytanlaştırılıyoruz!

Daha garibi mi? Buyurun!

***

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, geçen gün anahtar teslim töreni diye bir nümayiş düzenledi!

Nümayiş diyorum çünkü aklı ve mantığı olan herkes için bu ilkokul müsameresinden öte bir anlam ifade etmiyor!

Neden?

Yahu anahtarını teslim ettiğiniz bölgede altyapı yok altyapı!

Elektrik, doğal gaz, içme suyu, kanalizasyon, internet hatlarının kiminde çalışma başlamamış kiminde çalışmanın bitmesi yıl sonunu geçecek.

Müteahhit blok başına kanalizasyona katılım parası ödemiş, bina bitmiş kanalizasyon yok!

Anahtar teslim ettiğiniz yerde yeterli düzeyde okul yok, sağlık ocağı yok, yeşil alan yok, otopark yok!

Durun! Otopark var! Yapıyorlar!

Hem de kamunun arazisine ve ruhsatsız şekilde! Ama üstü yeşil alan ya! Biz önden gidelim kanun arkadan gelir…

Memlekette kanun da bir enstrüman, artık kim çalabiliyor kim oynayabiliyorsa… Ne kolay aklanıp paklanıyorlar kurtlar dökülünce!

Boş verin bunları siz!

Alkışlayın Mustafa Bozbey’i, 17 ayın sonunda sanki bir işi bitirmiş gibi!

Ya da müsamerede size de bir figüranlık veya bir alkışlık rol bulunur elbet!

***

Anahtar teslim müsameresine dair bunları konuşmayalım.

‘O niye yok, bu niye yok’, ‘onu niye demedi, bunu niye anmadı’ diye siyasal körlükle debelenip duralım!

Buyursun dokunulmaz kişi açıklasın! Anahtar verdiği bölgede yeterli altyapı var mı yok mu?

Hakkın ölçüsünü muhakeme ve muhasebe eden Bursalılara saygıyla!

Not: 6 Şubat depremleri Türk kamuoyuna gösterdi ki deprem yalnızca çürük yapıyı değil zemini kötü sağlam yapıyı da kündeye getiriyor. Acaba bu yalak çayırdaki betondan başka bir yenilik sunmayan sözüm ona modern blokların temeli nasıl?