Ağustos ayında iki yazıyla gündeme getirmiştim.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) yerleşkesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın finansmanını sağladığı Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yürütücülüğünü yaptığı bir gençlik merkezi projesi var.
Alinur Aktaş’ın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde aynı modelle, BUÜ kampüsü içerisinde Suni Çim Futbol Sahası, Yüzme Havuzu ve Çok Amaçlı Spor Salonu yapılmış anahtarı Aktaş tarafından bizzat BUÜ yönetimine devredilmişti.
O dönemde çalışmalarına başlanan ve 2024 yılında bitirileceği duyurulan Görükle Gençlik Merkezi de tamamlandığında BUÜ’ye devredilecekti.
Fakat 31 Mart sonrası Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında yaşanan değişim süreci akamete uğrattı.
Aktaş döneminde yüzde 90’lar seviyesinde tamamlanan ve birkaç aylık işi kalan Görükle Gençlik Merkezi projesi, Mustafa Bozbey’in gadrine uğradı.
Görükle Gençlik Merkezi’ni tamamladığında BUÜ yönetimine devretmek istemeyen Bozbey, yüzde 97’sibitmiş olan projede çalışmaları durdurdu.
Bu konuyu iki yazıyla kamuoyuna duyurduk. Fakat Bozbey’den çekinildiği için mi yoksa BUÜ’yekarşıtlıktan mıdır bilinmez pek de kimse oralı olmadı.
İlgili yazıları okumak isteyenler için link:
1’inci yazı: https://www.liderbursa.com/makale/bozbeyin-acamadigi-genclik-modu/90425
2’nci yazı: https://www.liderbursa.com/makale/buyuksehir-belediyesi-gorevini-yapmiyor/90427
Hatta işin asıl sahibi Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ilgili genel müdürlüğü ve müdürü de parasını verdikleri projenin keyfi bir uygulamayla çürümeye terk edilmesine seyirci kalarak girişimlerimize rağmen açıklama yapmadı!
Bir tek BUÜ yönetimi konuya dair sorularıma yanıt verdi ve yaptığı girişimleri aktardı. Ama sonuç, üniversite gençliğinin çok ihtiyaç duymasına rağmen milli servet göz göre göre çürümeye terk edilmiş bekliyor…
***
BUÜ Rektörü Pro. Dr. Ferudun Yılmaz, dün üniversite yerleşkesinde yeni bir uygulamayı duyurmak için basın buluşması gerçekleştirince konuyu bir kez de orada sorma imkânı bulduk.
BUÜ’de hem öğrencilerin hem de akademik kadronun bu merkeze acil ihtiyacı olduğunun altını çizen Rektör Yılmaz,“Orası çok güzel bir yapı. Bitti bitecek aşamada duruyor. Biz, tesislerimizi dışarıdan gelen kültürel ve sportif faaliyetlere zaten açık tutuyoruz. Bu merkez de dışarıya açık olacak. Ama burası üniversitenin yeridir. Dünyada ve Türkiye’de herhangi bir üniversitede bu tarz tesisler üniversitelerin uhdesindedir. Belediyeler veya politik aktörler oraya girmezler. Biz de girsin istemiyoruz. Fakat Büyükşehir Belediyesi’nden inşaatı durdurma yazısı geldi. Beklentimiz, bitmesine çok az kalmış projenin tamamlanmasıdır. Hatta şuna da razıyız kalan kısmı biz, tamamlarız. Ama hukuki bir prosedüre boğuldu orası. Bunu çözmeye çalışıyoruz. Diyaloğa da açığız” dedi.
Projenin finansmanını bakanlığın sağladığını ve Büyükşehir’in proje yürütücülüğünü yaptığını hatırlatan Rektör Yılmaz, “Bizzat belediye yönetimine de başkana da söyledik. Derdimiz parti ayrımı falan değil. Fakat bir önceki belediye başkanı, bundan daha büyük alanı aynı yöntemle tamamladı, anahtarı verdi,‘Allah’aısmarladık’ dedi ve gitti. ‘Şurada küçük bir alanı biz kullanalım’, ‘burada kafe yapalım’ demedi. Dolayısıyla ‘sizden de beklentimiz budur’ dedik. Zaten bitmiş bina. Yürütücülüğünü yaptınız açılışını da yapın. Yarın öbür gün birlikte burada faaliyet yapalım. Ama bu bina üniversitenindir. Yerleşkede başka kuruma ait bina yok zaten. Büyükşehir Belediyesi’nin biraz yapıcı davranarak inşaatı tamamlamasını, tamamlamıyorsa da hukuki prosedürü çok fazla uzatmadan bize bırakmasını bekliyoruz. Biz, orayı tamamlarız. Gönlümüzden geçen yine onların tamamlamasıdır. Finansmanını bakanlığın sağladığı projeyi hep birlikte açalım” ifadelerini kullandı.
***
Bu vesileyle konuyu üçüncü kez gündeme getiriyorum. Büyükşehir tarafından hala bir açıklama yok!
Olay açık; parasını bakanlığın verdiği belediyenin yürütücülüğünü yaptığı diğer projeler nasıl ki Aktaş döneminde tamamlandıktan sonra üniversite yönetimine teslim edilmiş ve ceket alınıp çıkılmışsa aynı yöntemle yapılan bu projenin de biran evvel bitirilmesi ve üniversitenin idaresine bırakılması gerekiyor.
Parasını bakanlığın verdiği projeyi ‘ben yapıyorum, ben işleteceğim’ diyerek tartışmalara konu etmek ve hele de bitme aşamasındaki milli serveti çürümeye terk etmek suç değil de nedir?
Bu keyfi yönetim tarzından vazgeçilmesi, aklıselimde buluşulması elzemdir.‘Gençlik modunu açtık’ diyen Bozbey ve yönetimi, bir de akıl ve mantık modunu açsa iyi olacak!
***
Öte yandan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, bahsi geçen toplantıda üniversite sınırları içerisinde HGS Park uygulamasını hayata geçirdiklerini duyurdu.
Yeni uygulamayla ilgili haber, tüm mecralarda yer buldu. (https://www.liderbursa.com/bursa/buu-kampusunde-hgs-park-sistemi-donemi-basladi/97791)
Tekraren detayları irdelemeye gerek yok fakat şunu belirtmek gerekir, artık kampüs içerisinde parklanma ücrete tabi olacak…
Bu uygulamayı başlatmanın nedenselliğinde tutarlılık olduğu, ‘güvenlik’ ve ‘kontrol’ başta olmak üzere birçok gerekçeyle ortaya konabilir.
Düşünün, 60 bin öğrencinin ve bin 200 yatak kapasitesine erişecek hastanenin bulunduğu alanda günlük 12 bin araç hareketliliği söz konusu…
Fakat ‘bu uygulama, krizi fırsata çevirme adımı mı yoksa gerçekten yerleşke içerisindeki düzensizliği ıslah edici bir hamle mi?’ zaman gösterecek.
HGS Park uygulaması başladıktan sonra da yerleşke içerisindeki güvenlik ve düzensizlik sorunu devam ederse sıkıntı boyut değiştirir. Bu yönüyle BUÜ yönetimi bir soruna neşter atmış olmanın yanında büyük bir risk de almış oldu…
Uygulamadan elde edilen gelir, öğrencilere burs ve ‘araştırma üniversitesi’ kimliğinin altyapısına yatırım olarak kullanılacak. Bence bu, ayrıca uzun uzadıya irdelenebilir ama bugünün konusu değil…
Bursa’nın menfaatlerini önceleyenlere saygıyla…