Hatırlarsınız! Bursa’da bir mazbata soytarısı vardı ve az bulduğu alkış için etrafındaki yığına ‘Bu kadar mı yani? Bu kadar mı?’ diye seslenerek kendini yırtıyordu!

Ülkemizde siyasetçilerin içine düştüğü ‘güldürüklü’ halin özetiydi!

Pazar günü kent meydanında İYİ Parti’nin düzenlediği Zafer Partisi, Milli Yol Partisi, ATA Parti ve Bağımsız Türkiye Partisi’nin de destek verdiği buluşmada her an biri sahneye çıkıp ‘Bu kadar mı yani?’ diye bağıracak diye bekledim…

Zira 5 parti bir araya gelmiş ortada ne kalabalık ne de heyecan vardı!

Ama Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ve kent esnafının İYİ Parti’ye teşekkür etmesi gerekir.

Zira sadece çevre illerden değil uzak şehirlerden bile kaldırdıkları otobüslerle kentimizin iç turizm hareketliliğine ve istatistiklerine bir katkı sunmuş oldular…

Tabi burada mesele dışarıdan taşımalı bir kalabalık getirilmesi değil içeriden kimsenin katılmaması idi!

En iyimser tahminle 7, hadi bilemedin 8 bin diyebileceğin bir kalabalık…

Emin olunuz kurulan sahneye, asılan bayraklara, yakılan mazota, emniyet personelinin mesaisine, dağıtılan şapkalara yazık!

Daha vahimi bu durum bir utanç tablosu!

Neden mi?

Allah aşkına!

‘Türklük’, ‘Türk Milliyetçiliği’, ‘Cumhuriyet’, ‘Atatürk’ diyorsun! ‘Elden gidiyor!’, ‘Son kaleyiz!’, ‘Tuzak kuruluyor’ diyorsun!

Lakin bir meydanı dahi dolduramıyorsun! Bir aşiret düğünü bile daha kalabalık bundan!

Yahu Türkiye’de Türk’ün ve Türklüğün karşılığı ‘Bu kadar mı?’ Elbette değil! Öyleyse bu küçük düşüme neden?

Bunun açıklaması net: Kitleyi ikna edememişsin. Hedeflediğin kitlenin lideri olarak kabul görmüyorsun! Öyleyse niye enerji kaybına neden oluyorsun?

Karşında ‘Türklük şuuru yüksek’ bir kitle var. Sen onlara üçüncü sınıf politik edebiyat yapıyorsun!

Gerçekçi, akılcı ve samimi olamıyorsun. Retoriğin zayıf ve tutarsız! Üstelik kitleye azarla ayar vermeye ‘Konuş dedik de bu kadar da!..’ gibisinden laflar ediyorsun.

Öyle olduğu için sen daha kürsüye yeni çıkmışken alan seyrelmeye başlıyor, şapkasını alan gidiyor.

Çünkü insanların birçoğu oraya laf salatası dinlemeye değil, ‘Çözüm süreci’ gibi gördükleri ‘Terörsüz Türkiye’ konusuna tepkisini göstermeye geldi.

Sırf tarafını ‘sosyal medyada’ gösterecek bir fotoğraf çekmek için orada olanlar vardı…

İşte bu nedenle utanmak gerek!

Öyle ‘büyük miting’, ‘gövde gösterisi’ ve benzeri soslarla yutturulamayacak bir tükenmişlik!

Üstelik Bursa’da şaibe altındasın.

Kabul etmesen de Harmancık’ı ateşe veren fetöcü hainin gölgesi üzerine düştü! Bu konuda bir izah yapamadığın gibi fetöcü alçaklara da tek kelime etmedin! Ama Kartalkaya’daki otel yangından dem vurdun!

Meydanda insandan çok bayrak vardı! Pankartlara gelince birinde ‘Apo Piçtir!..’ yazıyordu. Doğruya doğru!

Diğerinde ise ‘Siz hepiniz biz tek!’ diyerek AK Parti-MHP-CHP-DEM logolarının karşısına İYİ Parti logosu konulmuştu!

Oysa meydanda beş partinin flamaları dalgalanıyordu.

Evet, Bağlarbaşı Muhtarı kadar oy alamasalar bile onlar da en az senin kadar parti, nihayetinde onların da bir genel başkanı bir logosu var…

Ve sana destek veriyorlar, nezaketsizlik yapmamak ve kibar olmak töredendir!

‘Beni benim tarihimle yargılayın!’ Eyvallah! Seçim kazanmak adına terör uzantılarıyla kurulan ittifakı senden önceki kurdu! Hadi senin günahın yok diyelim! Söylesenize Tuncer Bakırhan ile kikirdeyen kimdi?

İYİ Parti ve türevlerinin misyonu Türkiye’yi bölmek veya böldürmemek değil başlı başına Türk Milliyetçiliğini bölmektir.

Çünkü 2023’teki genel seçimler de 2024’teki yerel seçimler de yüzde 30’ların üstünde bir milliyetçi bloğu işaret etti, malum partiler de ‘bu bloktan ne koparırsam kârdır’ diyerek bir role büründü.

Ama ne liderlik var ne siyasi temsil ne Türkçülük ne de samimiyet! Bu, böyle sonsuza kadar sürmez elbet!

Büyük Türk Milleti’ne saygıyla…