Atasözü ve deyimlerimiz, toplumsal tutum ve algımıza dair tanımlama niteliği taşıyor.

Başlıktaki atasözü de başımıza gelene kadar tehlike ve riskleri görmezden gelme huyumuzu tarifliyor.

Hakikati algılamak ve anlamak için illa da yüzleşmek istiyoruz! Afet ve facialarda olduğu gibi…

Nasıl ki halk önden gider kamu takip eder ise önlem de biz de sonradan gelir!

Örnekleyelim…

***

Kestel Belediyesi, dün ilçe sınırları içerisindeki 30 mahalleye itfaiye teçhizatlı su tankeri dağıttı.

3 ton kapasiteli bu tankerler yangınlara ilk müdahalede kullanılacak.

25 metreye kadar su atabilen bu tankerler, itfaiye araçlarının girmekte zorlandığı bölgelere traktör marifetiyle ulaştırılabilecek…

Temmuz ayında Gürsu ve Kestel bölgesinde yaşanan yangınlar sonrası Kestel Belediyesi’nin böyle bir adım atması elbette kıymetli…

Fakat geç değil mi?

Neden?

***

Unutmayalım, Kestel dün kurulmadı…

Kentin doğusunda sanayisi ve tarımı olan bir ilçeden bahsediyoruz!

Toplam büyüklüğü 42 bin 310 hektar!

Bunun yarıdan fazlası, 24 bin 588 hektarı orman…

15 bin 652 hektarı ise tarım alanı…

İki yakası dağlık ortası ova…

Geriye kalanı ise kent… Düşünün ki 77 bin nüfusunun yaklaşık yüzde 90’ı kalan kısımda yaşıyor. Yani 35 mahallenin 5’i…(28’i köy…)

Yarından fazlası orman olan bir kentte ilk defa ormanı korumak için belediyenin böyle bir adım atıyor olması garip değil mi?

Bundan önceki çok vizyoner belediye başkanları neyle ilgileniyorlardı acaba?

Bir başka soru da 30 tanker bunca alana yeter mi?Kuşkusuz yetmez!

Fakat, yaklaşık rakamla 4-5 milyon liralık bu 30 araçlık yatırımı daha da büyütmek, sadece yerel idare eliyle değil toplumla birlikte olmalı…

Özellikle orman köyleri, orman ekonomisinin aktörü kılınmalı ve orman köylüsüne muhafaza ve geliştirmede sorumluluk yüklenmeli…

Tıbbi aromatik nitelikte endemik floraya sahip ormanlarımızı korumanın bir yolu da bu alandaki üretimi ve ticareti teşvik etmekten geçer…

***

Erol, törendeki konuşmasında “…Bizler sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

Esasında Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol için de bu adımı bugün atıyor olmak oldukça geç…

Zira yönetimde bir maharet de öngörebilmektir. Şüphesiz öngörü de bir ekip işidir!

Hakkını teslim edelim…

Yangın günlerinde Erol, sahada yöre halkı ve muhtarlarla birlikte mücadele etti.

Tanker töreninde muhtarlara teşekkür plaketi takdim eden Erol’a da bir plaket verilse yeridir.

Lakin kalan 3,5 yıl için kendisinden öngörü beklendiğini de söylemek gerekir.

Şüphesiz bu ifade, geçen sürede öngörü yoktur anlamında değil olandan kimsenin haberi yoktur bağlamında bir tespittir.

Çünkü belediyeden basına haber gelmeye başlayalı 1 ay oldu olmadı…

Erol’u göreve gelir gelmez ilçedeki hava kirliliğiylealakalı oluşan gündem dışında kim hatırlıyor?

Kestel açısından bundan sonrası meraka kalmamalı…

***

Merak demişken Kestel’de kaç kütüphane var?

Kentleri krizlerle yönetmek yerine kitaplarla yönetmeyi tercih etmeliyiz.

Krizden öğrenmek kolay!

Kentlerde sosyo-ekonomik büyüme kadar sosyo-kültürel ıslah, ilerleme ve gelişmeye de yatırım yapmalıyız.

Ki durduk yere ormanlarımız yanmasın!

Okuyan ve okuduğunu anlayanlara saygıyla…