Kış mevsimi kapımızı çaldı, birlikte soğuk havayı, uzun geceleri ve maalesef hastalıkları da getirdi. Son on gündür ben de öksürük ve ses kısılmasıyla uğraşıyorum. Sabahları boğazımın düğümlenmiş olduğunu fark etmek, gün içinde öksürüğün peşimi bırakmaması… Evet, kış geldiğinde mikroplar da bizi unutmuyor. Toplu taşıma, iş yerleri, kafeler… Her yerde virüsler fırsat kolluyor.

***

Ama bu yıl kış alarmı sadece solunum yolu hastalıklarıyla sınırlı değil. Son günlerde gıda zehirlenmelerinde de ciddi bir artış var. Sokak yemekleri, açıkta satılan gıdalar, uygun koşullarda saklanmayan yiyecekler… Uzmanlar, özellikle bu dönemde vatandaşları uyarıyor: “Dikkat edin, basit önlemler hayat kurtarır” Hepimiz biliyoruz ki, bir karın ağrısı veya kusma vakası, sadece günü zehir etmekle kalmıyor; ciddi komplikasyonlara da yol açabiliyor.

***

Kendi deneyimim bana şunu gösterdi: Kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek artık bir tercih değil, zorunluluk. Sıcak çorba ve kahvelerle hem içimizi hem de vücudumuzu ısıtmak, elleri sık sık yıkamak, kapalı ve kalabalık alanlarda maske ve mesafeyi ihmal etmemek… Hepsi basit ama hayat kurtaran önlemler. Besinleri doğru koşullarda muhafaza etmek, güvenilir kaynaklardan alışveriş yapmak da aynı derecede önemli.

***

Her öksürük ve her boğaz gıcırdaması bana bir kez daha hatırlatıyor ki, kış mevsimi sadece soğukla değil, sağlık riskleriyle de geliyor. Bu yüzden kendi sağlığımızı korumak, sevdiklerimizi riske atmamak ve biraz daha dikkatli olmak şart. Kışın tadını çıkarırken, mikroplara ve gıdalara karşı uyanık olalım; unutmayalım, basit önlemler bazen en değerli koruma.