Yazımın başlığının orijinali, “Yiğidi öldür hakkını yeme.” Aslında bu hepimizin bildiği bir atasözü. Olumlu şeylerin yanında bir kişinin olumsuz, başarısız bir durumu da olabileceğini anlatır.

Yani olumsuzlukları eleştirirken kişi veya kurumların yaptığı başarılı işler unutulmamalı. İyi işlerde övülmeli. Yani hakkı yenmemelidir. Bunu da her alanda mutlaka ilke edinmeliyiz.

Çünkü insan, yüreğinde taşıdığı adalet duygusu kadar vardır. Adam olan, en sevmediği insan bile olsa doğruyu yapan; düşmanı bile olsa, hakkını haklı olana teslim etmesini bilir.

Bugüne kadarki yaşam deneyimim bana öğretmiştir ki en başarılı, gerçekten kişilikli insanlar YİĞİDİ ÖLDÜRSE bile hakkını veriyor. Bu ülkede düşmanına bile hakkını teslim edenler yetişmiştir.

Kişinin, adalet olgusuna karşı sergilediği tavır, aynı zamanda onun insan ilişkilerinde izlediği yol haritasının da izlerini taşır. Hiç kimse hiç kimseyi sevmek zorunda değil. Ancak, hak edenin hakkını vermemek, görmemezlikten gelmek, başkalarına ait bir hakkı yemek, ne insanlığa yakışır, ne de ne de gazeteciliğe.

“YİĞİDİ ÖLDÜR, AMA HAKKINI VER!” benim kişiler arası ilişkilerimin manifestosu, yürüdüğüm yaşam yolunun sönmeyen meşalesidir. Haaa! Her zaman YİĞİDİN HAKKINI verebiliyor muyum peki? Her zaman veremesem de, her zaman kendimi o hakkı vermeye zorladığımı söyleyebilirim; gönül rahatlığıyla.

Şimdi bu noktadan yola çıkarak bugünkü yazımı bunun üzerinden Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’e getirmek istiyorum. Seçim dönemde aleyhinde en çok yazan bendim! Tabi bu geçmişini ve yaptıklarını görmezden geleceğim anlamına gelmezdi öyle de oldu.

Geçen hafta Sayın Kocagöz ile baş başa sohbet ederken Kepez Belediye Başkanı olduğu günden bu yana yaptığı çalışmaları anlattı. Vallahi ağzım açık dinledim. Neler yapmış neler.

Antalya merkezde Aksu’yu saymazsak 4 CHP’li Belediye Başkanından biri Mesut Kocagöz. Kepez gibi zor ve nüfusu en kalabalık bir ilçenin belediye başkanı. Lakin en büyük avantajı, siyasi hayatının neredeyse tamamının Kepez’de geçmiş olması. Büyükşehir’deki görevleri de ekstrası!

Dün aklıma geldi Kocagöz’ün neler yaptığı. Belediyenin sitesine girip şöyle bir tur yaptım. İnanın başım döndü. 1.5 yılda 105 projenin 46’sını hayata geçirmişler. 38’i tamamlanmış 8’inin yapımı sürüyor.

Bir kaç projenin ayrıntısı ise beni şaşırttı. Örneğin ekmek büfelerini binlerce lira harcayarak dışarıya yaptırmak yerine kendi atölyelerinde yaptırmak. 176 büfe maliyetinin yarısını imal edilmiş mesela.

Kepez Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Tekstil Atölyesi ile fark yaratılmış.18 kadının çalıştığı atölyede, 2 bin 610 tişört, 850 mont, 2 bin 187 pantolon ve 100 doktor önlüğü üretilmiş.

Tekstil Atölyesi ile 20-24 milyon TL arasında bir maliyet gerektiren kıyafetler, sadece 4 milyon TL gibi bir bütçeyle hazırlanmış. Milyonlar Kepez Belediyesi’nin kasasında kalmış.

Mesut Kocagöz’ün rötarlı göreve gelmesiyle birlikte sadece bölge halkı için değil gençler içinde çalışmalar yapılmış. Bana göre bunların en önemlisi ‘ÖĞRENCİ KENT LOKANTASI’!

Antalya Kütüphanesi ve Akdeniz Üniversitesi’ne komşu konumuyla öğrenciler için kolay ulaşılabilir bir noktada bu lokanta. Gülveren Mahallesi 3700 Sokak’ta hizmet veriyor.

Öğrenci Kent Lokantası, aynı anda 100 kişiyi ağırlayabiliyor. Lokantada her gün 12.00-14.00 saatleri arasında dört çeşit sıcak yemek servis ediliyor.

Ayrıca Kepez Belediye Başkanı Kocagöz’ün ‘YAŞLILAR KÖYÜ’ adı altında Huzurevi yaptıracak olması bana umut verdi. Yaşlı dostu tasarımlarla demans ve parkinson hastalarına özel rehabilitasyon hizmeti verilecek bu merkez ile yaşlılar bir köşeye itilmemiş olacak.

Kepez’de daha yapılacak birçok proje var. Umarım kısa sürede hayata geçer. Çünkü hızla gelişen Kepez’in artık Muratpaşa ve Konyaaltı’ndan tek eksiği denizi.

Şimdi bunları niye tek tek yazdığıma gelince. Antalya’da CHP’li belediyelerin tüm yükünü neredeyse Kepez Belediyesi ve Başkan Mesut Kocagöz çekmiş. CHP’nin VİTRİN olarak gösterebileceği tek yer sanırım Kepez!

Neymiş efendim, “Yiğidi öldür ama hakkını teslim et”miş. Bende böyle yaptım. Hangi partiden olursa olsun, kim çalışırsa çalışsın hakkını veriyorum. İyiye iyi kötüye kötü!