Yeni ekonomi yönetimi göreve geldiğinden beri özellikle döviz rezervlerimizdeki problemin ortadan kalması için dışardan sıcak para girişinin gerekliliğini ve yabancılardan beklenen sıcak paranın girişi için adil bir döviz kuru oluşması gerekliliğini ifade edip durduk.

Gel gelelim yerel seçimler öncesi yurtdışına çıkan 20 milyar dolar seçim sonrası döndüğü gibi bir o kadarlık da yabancıların sıcak parası geldi. Tablo öylesine değişti ki düne kadar swap hariç net rezervleri eksi 70 milyar dolarlara sarkan Merkez Bankası dolar daha da düşmesin diye ısrarla alıcı haline geldi.

Anlattıklarım sevindirici gelişmeler olmakla beraber bir o kadar benim gibi 94 Krizi’nin bir türeviyle karşılaşmaktan korkanlar için son derece kritik olayların özeti aslında.

Enflasyonun önümüzdeki bir kaç yıl dizginlenmesinin zor olduğu gerçeği sadece M2 para arzındaki durdurulamaz artışa bakınca bile net bir şekilde gözükürken, parasını TL’ye çevirip Türkiye’ye sokanlar açısından uzun vadede beklemek demek, enflasyon sebebiyle dönem sonunda aynı tutarda döviz alamadan çıkma riskiyle karşı karşıya kalmak demek.

Dolayısıyla yabancının sıcak parası bu döviz kurundan bu hızla girer ve piyasaları şişirirse hem enflasyonu tetikleyecek hem de parasal sıkılaşma programını zorlayacak yeni bir komplikasyona sebep olabilir. Bu da paranın ekonominin ihtiyacı olan süre kadar uzun vadeli kalmadan gitmesi ihtimalinin aklımızı mengene gibi sıkmasına neden oluyor. Daha açık ifade edecek olursak ipin ucu kaçtığı anda yeni bir 94 Krizi bizi kuytu bir köşede bekliyor olabilir.

Sayın Şimşek ve ekibi elbette bunun hesabını yapmışlardır. Bu döviz kuruyla para sokmayı başarmak çok zor işti. Ne olursa olsun hakkını vermek lazım. Şimdi daha zor olan ise bu parayı yeterli uzunlukta bir vade için içerde tutabilmek ve enjeksiyonu doğru hızda sağlayabilmek.

Dünyanın en gergin coğrafyasının, herkesin üzerinde türlü plan ve emelleri olan ülkesi vatanımız Türkiye için yine ekonomi açısından zorlu bir patikaya giriyoruz.

Rabbim yardımcımız olsun.