Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), ‘Nilüfer Çayı’ hakkında merakla beklediğimiz raporunu kamuoyuyla paylaştı.
‘Herkesin bildiği sır’ ifadesiyle müthiş bir tanımlama yapılan ve Nilüfer Çayı’nın içler acısı haline her yönden mercek tutan raporu herkesin okuyup incelemesi gerekiyor.
Bursa’da ‘düşünce üretme’ maharetiyle benzerlerinin fersah fersah önünde bulunan BUSİAD, raporu herkes okusun diye dijitalde de paylaşıma açtı.
Okumak isteyenler için raporun linki: https://www.busiad.org.tr/raporlar/ni-lu-fer-c-ayi-raporu-herkesin-bildigi-sir-nilufer-cayi-231.html
Lütfen okuyun! Bursa’yı seviyorsanız okuyun! Çocuklarınız bu kentte yaşayabilsin istiyorsanız okuyun! Allah aşkına okuyun! Sizin için hangi şart ve değer geçerliyse onun adına okuyun! Okumadan fikre ve yargıya varmayın! Önce okuyun!
Çünkü geldiğimiz noktada en temel ihtiyacımız okumak! Okumadan bilemiyor ve bilmeden de doğru uygulamayı bulamıyoruz!
Nilüfer Çayı ve esasında Bursa için ‘kurtarıcı’ hamleyi ancak ve ancak hep birlikte uyanırsak yapabileceğimiz bir noktadayız. Topyekûn bir farkındalık ve hakikati algılama düzeyine ihtiyacımız var. Bunun tek yolu da okumak.
Görüyoruz ki birçok kişi, birçok konuda yetkin ve bilgisine sahip olmadığı halde ahkam kesiyor. Fakat bu ahkam kesmeler ne sonuç üretiyor ne de usanç ve utanç duygusuyla yeter noktasını bulabiliyor.
Aklıselime düşen bu kakofonin esiri olup sürüklenmek değil, hepimiz için hepimize rağmen ve hepimizin gerçekliğinden hareketle hepimizi doğruya sürüklemeyi sağlamaktır.
Bu yönüyle BUSİAD, sürükleyici rolüyle kentte mevcut gerçekliği anlaşılır kılacak bir ışık kaynağıdır…
***
Mezkûr raporun duyuru toplantısı bugün yapıldı. Programda konuşan (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar,Nilüfer Çayı’nı Bursa’nın aort damarı olarak nitelendirerek şunları söyledi:
“Nilüfer Çayı’nda artık su ve oksijen yok denecek kadar az. Yani aort damarımız yüzde 99 tıkanmış durumda. Acil önlem alınmaz, aort damarı temizlenmezse, çok da uzak olmayan bir süre içinde Bursa terk edilen bir kente dönebilir.”
Çevre kirliliği gündeme geldiğinde beylik bir ezber olarak sanayi hemen günah keçisi ilan edilir. Bu kolaycı yaklaşımda olanlar, ‘suçlu’ bulunmuş ve çözüm üretilmiş gibi bir kenara çekilir. Oysa ele alınan sorunun nedenselliği irdelendiğinde ‘gerçek/hakikat’ bu kadar da basit değildir!
BUSİAD, gerçekliğin farkında olacak ki Başkan Küçükkayalar şöyle dedi:
“Bu kirlilikte Bursa’da yaşayan herkesin sorumluluğu bulunmaktadır. Yerleşim yerleri, tarımsal faaliyetler ve sanayi en önemli kirleticiler olarak görülmektedir.Hepimiz kirletici bir etkeniz, çözüm yolu bulmak da hepimizin görevidir.”
Son derece haklı! Kirlilikte doğrudan ve dolaylı yollardan hepimizin payı var!
Çevre ile tüketim alışkanlıklarımız arasındaki doğrudan bağıntı içeren nedenselliği ne zaman fark edip düşünecek ve hayat pratiklerimizi ıslah edeceğiz acaba?
Örneğin sade bir vatandaş, gardırobuna bakarak yani tüketim alışkanlıklarını şöyle bir düşünüp listeleyerek bile ‘çevresel kirlilikteki’ payını görebilir. Ama bunları kim düşünüyor? Ya da kim bunların düşünülmesine teşvik ediyor ki!
Herkesin tek yapabildiği ve en kolay olan suçlama, yargılama!..
Bu noktada BUSİAD Başkanı Küçükkayalar’ın şu ifadelerine de katılıyorum:
“Zaman; kimin kirlettiği ya da ne kadar kirlettiğinin konuşulacağı zamanı çoktan geçmiştir. Zaman; sorunları açık yüreklilikle ve şeffaf bir şekilde ortaya koyma, çözüm yollarını ortaklaşa belirleyip, tüm Bursa paydaşları olarak, konuya top yekûn eğilme hem yerel hem ülke hem de küresel finansal kaynakları kullanarak Nilüfer Çayı’mızın kirlilik sorununu kökünden çözme zamanıdır.”
***
BUSİAD Yeşil Bursa Çalışma Grubu tarafından hazırlanan raporun sunumunu Hüsamettin Çoban gerçekleştirdi.
Rapordaki her bir ayrıntı, geldiğimiz durumun vahametini resmediyordu.
Çoban’a ‘Nilüfer Çayı’nın kapalı sistem bir atık su kanalına dönüştürülmesi fikri’ hakkındaki görüşünü sordum, çok iyi bir yanı verdi:
“Sorunlarımızı halının altına süpürerek çözemeyiz.”
Haklı, sorunları gören onlarla mücadele eden ve çözüm üretenlere saygıyla…
Not: Lütfen raporu okuyun!