Mustafa Bozbey idaresindeki Bursa Büyükşehir Belediyesi gibi Erkan Aydın idaresindeki Osmangazi Belediyesi de yönetim krizi yaşıyor.
Dün gerçekleştirilen Osmangazi Belediye Meclisi aralık ayı toplantısında bu açık ve net bir şekilde görüldü.
Geçen ay haber ve köşe yazılarına konu ettiğimiz ihaleyi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Sözcüsü Osman Çimen, Meclis gündemine taşıdı.
İhale sürecine ilişkin çarpıklıkları eleştiren MHP Grup Sözcüsü Çimen, doğru noktalara parmak bastı.
Aynı konuyla ilgili düzenlenen üç ihalenin şartnamelerinde yapılan değişikleri üzerinde duran MHP’li Çimen, şu soruları yöneltti:
“Şartname adrese teslim mi hazırlandı? soruları akla geliyor.
Bu ihaleyle ilgili sözleşme imzalanmış mıdır?
İhale yapılmayan süreçlerde firmanın kıyafet toplamaya devam ettiği doğru mudur?
Firma toplamaya devam ettiyse belediyeye ödeme yapmış mıdır?
Ödeme yapmışsa ödeme tutarı hangi usulle belirlenmiştir?”
Soruların ardından Çimen, “Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) grubu olarak ihale süreçlerinin şeffaf, adil ve kamu menfaatini azami düzeyde gözeten bir yapıda yapılması önceliğimizdir. Konunun sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
Erkan Aydın Danimarka gezisinde olduğu için Meclisi yöneten başkan yardımcısı Sefa Yılmaz, Çimen’in sorularını yanıtlamaya çalıştı.
Fakat Yılmaz’ın cevapları, yönetim olarak basit bir ihaleyi gerçekleştirme iradesi bile gösteremediklerinin ispatı niteliğindeydi.
***
Söz konusu ihalenin ne olduğu ve detaylarını merak edenlere önce ‘Osmangazi’de adrese teslim ihale tartışması’ başlıklı şu haberi okumalarını tavsiye ediyorum:
https://www.liderbursa.com/gundem/osmangazide-adrese-teslim-ihale-tartismasi/100196
Haberin ardından sürece ilişkin, ‘fikri takip’ ödevimizi yerine getirerek, yeni gelişmeleri bildirmek amacıyla kaleme aldığım şu köşe yazılarını takdirinize sunuyorum:
1. https://www.liderbursa.com/makale/osmangazide-bir-garip-ihale/90553
2. https://www.liderbursa.com/makale/chp-mufettisleri-osmangazide/90557
Haber ve köşe yazılarını okuduğunuzu varsayarak tekraren konuyla ilgili ayrıntılara girmeden Sefa Yılmaz’ın haberde ve köşe yazılarımızda ortaya koyduğumuz bilgileri doğrulayan açıklamalarına değineceğim.
Kullanılmış kıyafet atıklarının toplanması işinin ihalesine ilişkin Sefa Yılmaz, şu şekilde konuştu:
“Biz herkese açık iki ihale yaptık. Her iki ihale de maalesef uygun sonuçlanamadı. İhale sonucunda firma yasal süre içerisinde sözleşmelerini imzalamadı. Üçüncüye bir daha denedik. İlk iki ihalede duyan geldi, ihale çok yüksek rakamlara çıktı. O rakamlar piyasa şartlarında ödenmesi mümkün olmayan rakamlardı. Alan firma o rakamı ödemeyeceğini belirttiği için sözleşme imzalamadı, her iki ihale de iptal oldu. Daha sonra biz üçüncü ihale yaptık. Bu sefer ‘çantacı’ diye tabir edilen firmalar gelmesin diye ihale şartnamesini biraz daha oluşturduk. Güçlü ve samimi firmalar olsun dedik. Bu sefer de farklı sorunla karşılaştık. İhaleyi alan firma yasaklı çıktı. İsim değişikliği yapmış firma. Bürokrat arkadaşlar incelemişler, isim değişikliğiyle girildiğinde yasaklı olarak görülmüyor. Sistemin bir açığı var. Ancak ihale sonrası kontrol aşamasında aynı firmanın vergi numarasıyla girildiğinde yasaklı olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle biz bu ihaleyi tekrar iptal ettik.”
“Bundan sonraki süreçte ne olacak. Onu ilgili birimdeki arkadaşlar ve başkanımızla oturup bir karar vereceğiz. Üç kere denedik, üçü de olumsuz sonuçlandı. Bu süre içerisinde giysiler ücretsiz mi toplanıyor. Ücretsiz toplanmıyor. O firmanın kumbaraları mevcut olduğu için belediyemize işgaliye adı altında para ödemeye devam ediyorlar. Bu para da şuandaki piyasa rayiçleri doğrultusunda ayrıntısı bende yok. Geçmişteki ihale rakamlarının daha üzerinde ücret ödüyorlar. Hatta bir ara ödeme konusunda sıkıntı olduğunda, bizim sözleşme gereği hakkımız vardı, kumbaralarını toplatmaya başladık. Daha sonra ödediler, sorun çözüldü.”
“Bu işle ilgili iki tane yöntem var ya bu hizmeti yapmayacaksınız ve böyle bir gelirden mahrum tutacağız kendimizi ya da ihaleyi bir kere daha deneyeceğiz. Ve yahut da birtakım derneklerle ortak proje adı altında bu işi yapmaya çalışacağız. İhaleyle olmayan iş ancak ayni yardımla olabiliyor. Onun da birtakım sakıncaları var. Bu, belediye bünyesinde uzun zamandır çok konuşup tartıştığımız ‘nasıl bir çözüm yolu arayalım da bulalım’ diye çok konuştuğumuz bir konu. Hatta belediyemize gelen müfettişlerle de oturduk konuştuk. İhaleden başka bir çare gözükmüyor. Bu paralardan belediyemizi mahrum etmemeye çalışıyoruz.”
“Toplanan kıyafet atıkları içerisinde yararlanabileceklerimiz varsa önce ayıklanıyor. Toplanan ikinci el giysilere önce belediyemizdeki arkadaşlarımız bakıyor. Yararlanabileceğimiz kısımlar varsa ayıklanıyor. Bunlar da ihtiyaç sahiplerine aktarılıyor. Geri kalanı da anladığım kadarıyla Afrika ülkelerine satılıyormuş. Geçmişte rakam yüksekti, şimdi niye düştü diye de sorduk. Eskiden bunun kilosu 50-60-70 sentmiş, şimdi kilosu 15 sentlere falan düşmüş. Eski gelirler yokmuş diye ihaleye katılan firmaların bizlere söyledikleri oldu. Ne kadar doğrudur o da bizim konumuz olmadığı için anlattıkları kadar biliyoruz.”
Yılmaz’ın aktardığım açıklamalarını toplantıya ilişkin yayının yer aldığı şu linkten doğrulayabilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=DhyspfAPrBs
MHP’li Osman Çimen, araya girerek can alıcı bir hususa değindi: “Bu noktada en büyük çelişki şurada ortaya çıkıyor. İhale yasaklısı olan firma halen toplamaya devam ediyor.”
Sefa Yılmaz, “Yok, farklı tüzel kişilikler” diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştı.
Fakat esasında durum tam da bundan ibaret: İhale yasaklısı olan firmanın sahibi ile halihazırda kıyafetleri toplayan firmanın sahibi aynı kişi…
İhale yasaklısı olmasının nedeni de zaten ilk ihaleye kendisine ait iki farklı şirketle katılıp fiyat kırım uygulaması olarak biliniyor.
Şimdi burada bir belediyenin aynı işle alakalı Mayıs 2024’ten bugüne kadar üç kez ihale düzenlediğini ve bir türlü sonuç alamadığını görüyoruz.
Siz söyleyin, bu yönetim zafiyeti değil de nedir?
Takdir okuyan, düşünen ve sorgulayan Bursalıların, saygıyla…