Türkiye’deki mantıksız ve çarpık işleyen mekanizmalardan biri de ödüllendirmelerdir!
Kimin ne için ödüllendirildiğini anlamak için hep bir işkilli ve büyük resmi gören paranoya içerisinde olmak gerek!
Ödüller ya ideolojik saiklerle veriliyor ya parasını veren tarafından alınıyor ya da ödül veren kurum açısından bir tanıtım amacı dışında hiçbir şeye hizmet etmiyor.
Artık şu saçmalığa bir son vermek gerek…
Geçen hafta basın toplantısına katılıp acil bir durum nedeniyle ayrıldığım BUMİAD’ın ‘Cumhuriyet Ödülleri’ vereceğini basından öğrendim.
BUMİAD açılımı Bursa Mühendis ve Mimar İş İnsanları Derneği…
Sormadan edemeyeceğim, bu dernekle cumhuriyet ödülü verme arasında nasıl mantıksal bir ilinti var?
Mimarlık veya mühendislik ödülü verilse, amenna!
Fakat kusura kalmasınlar ama ‘Cumhuriyet Ödülü’ son derece alakasız. Sizle ne ilgisi var ve size mi kaldı ‘Cumhuriyet Ödülü’ vermek?
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, en büyük eseri olarak nitelendirdiği Cumhuriyeti muhafaza etmeyi ‘vatan sevgisi’ üzerinden şöyle tariflemiştir:
‘Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır!’
Ey mimar ve mühendisler!
Ülkemizin mimarlık ve mühendislik tarihi ile insan kaynağı birikimi ortadadır.
Bugün ister planlı ister plansız olsun kentlerimizde yapılaşma çarpık ve estetikten yoksunken siz hangi görevinizi iyi yaptınız da ‘cumhuriyet ödülü’ veriyorsunuz?
Yaşadığınız şehirde mesleğinizle ürettiğiniz katma değer nedir, mesela? Toplumsal refah adına mimarlık ve mühendislik ile ne tür bir ilerleme sağladınız?
Mesela kaçınızın patenti var? Bir buluşa imza attınız mı? Çağın ilerisinde mimari bir eseri olan var mı? Maden zenginleştirmede ülkemizi ileriye taşıyacak bir icat yapan var mı?
Kimyada, ilaçta, enerjide, nano teknolojide, yapay zekadaneredesiniz?Ya da milyonlarca liraya satılan konutlar yaparken kaçınız zamanın ilerisine taşıdınız mevcut şartları?
Bursa’da hala betondan 4 duvar 10 milyonlara satılıyor. Yenisi için de eskisi için de tek endişe deprem!
Milyonlarca lira ödenen konutlarda toz emisyonu yok, entegre katı atık yönetimi yok, atık su yönetimi yok, yağmur hasadı yok, kendi ihtiyacı olan enerji üretme becerisi yok, teknoloji yok, yeni malzeme bilgisi yok, çevre uyumu yok…
Ne var?
Kayapa’da altyapısı olmayan ve tarımın çekildiği arazilere bir havuz, bir iki palmiye ve beton bloklar… Gelsin milyonlar! Ama suç, mimar ve mühendiste değil betonu o fiyata alanda kafa yok!
İşte Türkiye’de *TMOBB da dahil olmak üzere mimar ve mühendis birikiminin ortaya koyabildiği bundan ibaret!
İdeolojik saplantılar öylesine büyük bir obsesyona dönüşmüş ki gözler kör! Atatürk, Cumhuriyet, Demokrasi gibi kavramlar bu camia için bir istismar ve vasatlığı maskeleme aracına dönüştürülmüş!
BUİMAD da ‘Cumhuriyet Ödülleri’ni bu yıl ‘Cumhuriyet Sevdalısı’ diye tariflediği Yılmaz Özdil ve Nasuh Mahruki’ye verecek…
Yanlış anlamayın ama son derece komik!
‘Cumhuriyet’ bir tatminin değil bir mücadele ve bedelin eseridir. Bu şekilde kullanılması hem fikre hem de kurucularına saygısızlıktır.
Yılmaz Özdil ve Nasuh Mahruki’ye mi ödül mü verilmiş olacak yoksa onlar bu ödülü kabul ederek ödülü mü ödüllendirmiş olacak ayrı bir tartışma!
Fakat esas olan şu Atatürk’ün Cumhuriyeti, sınıfsız ve imtiyazsız bir toplum rüyasıyla herhangi bir zümreye ait olmama ideali taşımaktaydı.
Ne yazık ki görünen durum ‘Atatürk’ denilerek onun en büyük eseri, böyle böyle erozyona uğratılıyor…
Ülkenin ve toplumun ilerlemesi adına mesleğini kişisel rantına değil sosyal faydaya odaklı icra eden mimar ve mühendislere saygıyla…
Not: * işaretli kelime kullanımları bilerek ölçüm amaçlıdır.