Kısa bir molanın ardından yeniden merhaba.Temmuz ayının ikinci yarısını Rize ve İspir’de geçirdim.

Kısa bir molanın ardından yeniden merhaba.Temmuz ayının ikinci yarısını Rize ve İspir’de geçirdim.

Rize, doğduğum kent; sokaklarında kavga ettiğim, bayırlarında koştuğum, sahilinde düşüncelere daldığım, yaylalarını arşınlayıp yeşili ve mavisine âşık olduğum; sıralarında hayal kurduğum okullar…

Yaklaşık 12 yıl sonra nasip olan bu ziyaret bir yönden sevinç bir yandan hüzün dolu idi.

Üniversite eğitimi sonrası meslek hayatımın ilk yıllarında 2010-2013 tarihlerinde Rize’de çalıştım.

İlk yıl TRT için belgesel çeken bir yapımda görev alırken yöremizin güzelliklerine dair çok sayıda içeriğe imza atan ekibin bir parçasıydım. Çayın doğuşunu, hamsinin yolculuğunu, yaylacıların serüvenini zamanın tanıklığına kattık, keşifler ve maceralar yaşadık… Kent kültürüne hizmet ettik…

İkinci yıl seçim süreciydi, teorideki ‘siyasal iletişim’ birikimimi pratiğe dökme fırsatı bulmuş köy köy gezmiştik… O dönem Rize’den vekil seçilen Hayati Yazıcı, Hasan Karal ve Nusret Bayraktar birlikte çalıştık.

Aynı yıl seçim sonrası günlük yerel bir gazete kurduk. Kent sorunları ve ihtiyaçları hakkında kamuoyu baskısı oluşturduk. Reşit Hapeloğlu ile Rize’nin nabzını tuttuk.

Ovit Tüneli, Rize Havalimanı, Rize Demiryolu Hattı, Salarha Tüneli, Timya Vadisi Kentsel Dönüşümü, Deniz Caddesi Dönüşümü, Dağ dibi yolu, Dağ dibi Hafif Raylı Sistemi, Güney Çevreyolu, Isırlık kent Parkı, Çay Çarşısı, Rize OSBgibi projeler hakkındahaber ve köşe yazıları kaleme aldık, kent dinamikleriyle vizyon projelere dair röportajlar gerçekleştirdik…

O yıllarda ‘hayaldi gerçek oldu’ sloganının etkisiyle bir asırlık Ovit Tüneli’nin gerçekleşmesi için de Rize’ye havalimanı kazandırılması için de hem sivil toplum faaliyetlerinde yer aldık hem de mesleğimizle katkı koyduk…

Şimdi dijitalde görünür olmasa da Rize Kütüphanesi arşivleri, attığımız gazete manşetlerini saklıyordur elbet…

Rize’yi ziyaretimizde uçak havaalanına inerken aklıma dönemin Kent Konseyi Başkanı İbrahim Hakkı Zırh, Havaalanı Komisyon Başkanı Metin Topçu ve gönüllüler olarak yaptığımız toplantılar geldi… Hazırlanan havaalanı proje dosyasının, o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunuluşu…

Deniz Caddesi’ni gördüğümde büyülendim. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı TOKİ maharetiyle Rize’nin adeta çehresini değiştirmiş… Depremselliğiyle yüksek risk arz eden yapılar kalkmış yerine muhteşem bir mimari bütünlük tesis edilmiş.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ‘kardeş şehir’ protokolü ile finansal olarak desteklediği Rize Meydan projesinin teknik aksaklıklar nedeniyle yeniden tadilata girdiğini üzüntüyle gördük. Rize’deyken de AVM’ye karşıydım. AVM yazılarım nedeniyle çok linç yedim. Yanından geçerken ‘bir deniz caddesi değil’ dedim kendimce haklı olduğumu düşünerek…

Üniversiteyi dershanesinde hazırlanıp kazandığım Rahmi Metin hocanın, Rize Belediye Başkanı olarak kente kalıcı izler bırakan bir döneme imza attığını ve yeni projeler kazandırmaya çalıştığını şehrin her bir sokağında gördük.Metin’in başkanlık dönemi, öncekilerin kayıp yıllar olduğunu düşündürüyor…

Timya Kentsel Dönüşüm Vadisi’nin yapı estetiği ve ulaşım planı açısından hayal ettiğimizden uzağında kaldığını itiraf etmeliyim. Deniz Caddesi’ni yapan TOKİ ile Timya’yı yapan aynı olamaz diye düşündüm.

Dağ dibi yolu işlevsellik kazanmış ama bizim haberlerini yaptığımız planlarda ortasından hafif raylı bir hat uzanacaktı… Karadeniz demiryolu her ne kadar Trabzonlular istemese de Rize’ye ulaşacaktı… Rize de tıpkı Bursa gibi demiryoluna hasret kalmış…

Salarha Tüneli, eski yolu düşündüğünde adeta ışınlanma gibi bir şey olmuş…

Isırlık’a çıkmaya fırsat olmadı ama giden dostlar güzel oldu yorumunda bulundu. Çay Çarşısı, dönemin Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan ile yaptığımız röportajlarda anlattığından da ötede bir çekim merkezi olmuş…

Ovit’e doğru Rize OSB’nin tabelalarını görünce aklıma Rize Milletvekilleri ile yaptığımız söyleşiler ve yerinde saha incelemeleri geldi…

Ovit Tüneli’ni İspir’e giderken kullandım. O tarihlerinde ‘yazarken abartıyor muyum?’ endişesi taşırdım meğerse az bile demişiz. Temelinin atıldığı günü hatırladım… İkizdereli İsmet Kösoğlu’nun sevincini anımsadım…

Bölgenin kaderini değiştiren bir proje! Üstelik girişinde ve çıkışında gişe yok! Özellikle İstanbul’dan gelenler şaşırıyor… Tam tamına kesintisiz 15 km tünel… Ve irili ufaklı başka tüneller…

Rize-Ovit Tüneli arasındaki ulaşım hattı da düzene konulduğunda büyük bir lojistik adım tamamlanmış olacak. Göreceksiniz 2050’lerde Doğu Karadeniz Güney Marmara’ya yetişecek…

Özellikle Ovit Tüneli sonrası geniş yollar ve irili ufaklı tüneller bölgeye yapılan yatırımın büyüklüğünü resmediyor.

İspir’e varınca kale dibindeki Bozkurtları selamlarken 2011-12’lerde ‘Yedigöller’ adlı doğa harikası bir yere betondan merdiven döktüğü için dönemin belediye başkanını topa tuttuğum haberler aklıma geldi. Rantiye belediyeciliğine yaptığımız eleştirileri hatırladım…

İspir’e bir estetik ve vizyoner el dokunmuş… İspir Belediye Başkanı Ahmet Coşkun, ilçenin neredeyse taşlaşmış ezberlerini büyük bir cesaretle değiştirmiş… Eğitimci kimliğiyle İspir Akademi’yi kurmuş ve bu ücra köşeden üniversite sınavlarında görülmemiş başarılar elde eden gençler çıkmış… Kadın kooperatifi tesis etmiş ve kadına bakışı da üretme gücünü de düzene koymuş…Düne kadar hep dert hep yoksunlukla yoğrulmuş İspir’i almış kültür ile sanat ile harmanlamış… Toplumun sevincine de gözyaşına da ortak olmuş ilçenin doğal zenginliğine sahip çıkmış… Sadece bir belediye başkanı değil ilçe tarihine geçen bir yolbaşçı olmuş…

Kişisel ikbalden çok toplumsal istikbale çalışan bir yönetim anlayışı İspir de değişiyor, gelişiyor…

Ovit Tüneli ile Rize’ye daha yakın mesafede olsa da İspir, Erzurum’a bağlı. Ama Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne İspir’de hiç rastlamadım. Yani bir eserinigöremedim…Malum ‘çok ırak!’

Onca sene AK Parti’ye en büyük desteği veren ilçelerin başında İspir geliyor. Fakat bu desteğin karşılığında ne almış veya ne alıyor? Ovit Tüneli mi? O sayılmaz, o ülke sathında makro bir proje…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu denli karşılıksız seven bir başka ilçe yok! Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspir’i ya da İspirliyi ne zaman sevecek!

Okulunda fiziki öğretmeni olmayan, üniversitelisi için KYK yurdu bile yıkılmış yapılamamış ilçenin bahtı da elbet bir gün düzelecek…

Sevmek demişken düne kadar Rizeliler, Rize’deki İspirlilerden şikâyet ederdi artık İspirliler, İspir’deki Rizelilerden şikâyet eder olmuş… Rizelide para bol, İspirlide toprak… Ama hala İspir’de toprağın bir dönümü bir ton çay parası etmiyor!

Bazı ayrık otları nifak sokmaya çalışsa da Türklüğün iki kalesi Rizeli ve İspirli her zaman omuz omuzadır! Kaderi de geleceği de bir olan bu soydaş toplumlar, etle tırnak gibidir…

Kaçkar’ın ve Palandöken’in yiğitlerine saygıyla…