Birisi bakıyor ama bakmaktan bakmaya fark var. Hz. Ebubekir Efendimizin Kainatın Efendisine bakması ile Ebu Cehil’in bakması farklı. Hz. Ebubekir (ra) bakar, O’ndan ruhen gıda ve feyz alır. Ve devamlı bakmak ister.
***
O ki Resulullah’ın karşısında tereddüt etmeden, yutkunmadan iman etmiştir. Ama Ebu Cehilin bakması daha başka. Çünkü hakikatı inkar ediyor, Peygamberimizin mucizelerini kabul etmiyor. Küfrün önderi olma alçaklığını şeref kabul ediyor.
***
Bazıları anne babasını seneden seneye ziyaret ederek sadece elini öpüp yüzüne bakar. Elini cebine hiç atmaz. Onu doğduğu andan itibaren el üstünde tutan, her ihtiyacını imkanlar dahilinde gideren anne babayı görmez bile, sadece bakar.
***
Bazıları anne ve babasının rahatsız olacağını bahane ederek öz kardeşlerinin yanına bile salmaz. İmkanları dahilinde ebeveynine bakarak onların hayır dualarını almaya çalışır.
***
O ne büyük mutluluktur. Cenab-ı Hakk’ın rızasına sebeptir. Hz. Allah’ın biz kuluna rahmet nazarı ile bakmasından daha büyük bir nimet yoktur yer yüzünde.
***
‘Deveyi dizinden, pireyi gözünden’ ifadesi gibi uçan kuşları düşüren keskin nişancılar gördüm. Saniyelik zaman içinde nimet kazanan bu maharetli adamlarımızın zaman cevherini de dakikası dakikasına değerlendirip de bol nimet kazananlara pek rastlamadım. Eğer zamanın kıymetini nimet olarak bilseydik onu kahve köşelerinde, sosyal medyada bitirmezdik.
HATIRA
Yıl 1961. Köyümüz Antalya’nın Kumluca kazasına bağlı Kuzca Köyü. Sinit Camii’ne bir Cuma günü okul tatil olduktan sonra gittik. O zamanlar köy kalabalık olup, köyden Antalya’ya, Kemer ve Kumluca’ya göçen pek yoktu.
***
Daha millet dağılmamıştı. Herkes haftalık görüşmesini yapıyor, malı olan satıyor, ihtiyacı olan ise alıyordu. Çay içelim diye kahveye girdik. Kahvenin kuzey tarafında bir bölüm var arası perdeli, oradan takırtılar geliyor.
***
Çocukluk işte, merak edip perdeyi aralayarak baktık. Bir de ne görelim; orada bir kısım insanlar kumar oynayıp vakit katlediyorlardı. O zamanlar günah işleyenler biraz hayalı idi. Hiç olmazsa perde çekiyorlardı.
***
SON SÖZ
Günümüzü düşününce onlar hakikaten edepli imiş. Şimdi sokak ortasında her şey yapılıyor, sen arından dönüp bakamıyorsun. Bırak bir şey söylemeyi sen utanıyorsun. Heyhat! Günahlar bile artık alenen işleniyor. Ne yazık.