Son günlerde içine düştüğümüz kuyuların dibi görünmüyor farkında mısınız?

Gazze kuyusu dünyanın iyilikle sınavıydı, giderek daha da balçığa battık, sınıfta kaldık

Minicik bir kediyi durduk yere öldüren caniyi cezalandırmayarak, dünyayı borçlu olduğumuz canlara karşı sınıfta kaldık

Pazar akşamı yapına derbi maçında, konuyu spor dışında her saçmalıkla, insanilikten uzak kötücül, kibirli, vasıfsız bir nefrete dönüştürdüğümüz için çamura da, kuyuya da bir kez daha battık

Ve en son İstanbul Bağcılar’da 60 yaşındaki bir su bayisinin sistematik olarak 10 yılı aşkın süredir yaptığı istismara, bilinçli kötülüğe ise cehennem çukuru desek yetmez çünkü tarifi yok.

Hani insanın, insanlığın vicdanını, merhametini yitirdiğini biliyoruz da…

Dünyanın her yerinde ve maalesef ülkemizde artan şiddetin sayısız örnekleri mevcut ama gelinen noktanın dönüşünün olmaması, size ne hissettiriyor?

Bilinçli kötülük ve öğrenilmiş çaresizlik aynı cümlede kullanılabilir mi?

Çaresizlik öğretilebilir mi?

Annesini, babasını ya da çocuğun kendisini öldürme tehdidiyle istismarı yıllarca devam ettiren şerefsiz bir alçağın, derisinin altına şefkat enjekte etseniz, vücudu kabul eder mi?

Kötülük kuyusunun dibindeyiz.

Çırpınarak çıkmaya çalışıyoruz ama çabaladıkça, çırpındıkça, çamura, balçığa daha da bulanarak dibe batıyoruz.

Ve ben artık kötülüğün, şiddetin hatta bilinçli kibrin bile ağır bir ceza almasını ve bunun kamuoyunda ibretlik bir duruma gelmesini bekliyorum.

Hadi Eros için kedidir dediniz (ki onlar bize can, yaşam kaynağımız) not ettik, onun katiline verilmeyen cezayı ( ama unutmadık ).

Peki, Pazar günü, adına spor denilen ama sporla alakası olmayan görüntülerin ve sonrasında yenilen ve misafir takımı şehirden çıkarmamak için başvurmadığı şiddet kalmayan takımın başkanının o kibirle süslenmiş ‘Trabzonspor, bu maçtan dolayı bir ceza almalıdır, alacaktır. Ancak Trabzonspor’a yapılanların hesabı tek tek sorulacaktır, tehdidi; o da yetmiyormuş gibi ‘sahaya inerek bir şey yapılıyorsa kralını yaparız’ gibi sınırlarını aşan argoyla süslenmiş cümlelerine ne demeli?

Savaşa mı gidiyorsunuz ey mübarek, spor bu spor!

Neyin hesabı bu sorulacak olan? Kimler tehdit ediliyor da artık sopalar aba altından değil alenen gösteriliyor? Tehdit öyle legalize olmuş ki, kameraların, mikrofonların karşısında alenen, bas bas bağırılıyor.

Velhasıl spor camiamız da büyük bir kuyuya düşmüş, çamurun alasıyla yıkanmış, üstüne bir  de sıvanmıştır.  

Her el kirlenmiş, herkes pisliğe bulaşmış, kurumlar karaya çalınmıştır bir kere.

Dönüşü var mıdır, temizliğe bir yerden başlasak, bu çalınan karalar aklanır mı?

Analarımız ülkeyi komple kırklasa, kirden arınabilir miyiz, bilmiyorum.

Umudum da yok, kalmadı

Çocuğa, kadına, hayvana yapılan her şiddette, tüm insani duyguları da, hukuku da atıyoruz kuyunun en dibine.

Ve o kir,

O çamur,

 O balçık.

Öyle bir işlemiş ki herkesin iliklerine

Hitler gelse, sabuna çevirse, köpürmez

Atom bombası atsan bitmez.

Tüm kötüleri bulup kuyuya atsak, kapağını da sonsuza kadar açılmayacak şekilde kapatsak çare olur mu?

Olmaz

Çünkü bu dünyada kötülüğün adı: İnsan

İnsan var oldukça da dünyanın sonu hep hüsran, çok hüsran…