Antisosyal kişilik bozukluğu, bireyin sosyal kurallara uyum sağlamasını zorlaştıran, DSM-IV sınıflama grubuna göre B kümesi kişilik bozuklukları arasında yer alan; kavgacılık, sahtecilik, hırsızlık, kumar tutkusu, aile yaşamında ve toplumsal yaşamda sorumsuzluk, sık sık suç işleme ve psikoaktif madde kullanma gibi belirtiler gösteren bir kişilik bozukluğudur (Öztürk, 2002).

*

Araştırmalar, antisosyal kişilik bozukluğu ile saldırganlık, alkol bağımlılığı ve alkole bağlı olarak işlenen suçlar arasında anlamlı ilişki olduğu rapor etmektedir.

Bağımlılığın ve suçun temel nedenleri arasında gösterilen, antisosyal kişilik bozukluğunda yukarıda sıralanan belirtilere ek olarak; yangın çıkarma, başkalarını cinsel ilişkiye zorlama, insan ve hayvanlara zalimce davranma, yaptıklarından pişmanlık ya da suçluluk duymama, düzenli olarak bir işte çalışmakta ve parasal sorumluluk üstlenmekte güçlük çekme gibi belirtiler de gözlenmektedir.

*

Çocukluk çağında davranım bozukluğu tanısı alan bu bireylerde antisosyal kişilik bozukluğu tanısı 18 yaşından sonra konulmaktadır (Öztürk, 2002). Antisosyal kişilik bozukluğunun oluş nedenleri üzerine yapılan araştırmalarda, genellikle psiko-sosyal ve biyolojik nedenler üzerinde durulmaktadır.

*

Psiko-sosyal nedenler üzerine yapılan araştırmalar özellikle aile ve çocukluk yaşantıları üzerine yoğunlaşmaktadır. Araştırmalar ailenin düşük düzeyde bakım ve ilgisi ile birlikte, bireysel özgürlüklerin aile tarafından aşırı düzeyde kısıtlanmasının erkeklerde ve kızlarda antisosyal kişilik bozukluğunun gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir.

*

8 yaşından itibaren boylamsal olarak izlenen deneklerde suçlu anne-baba, kalabalık aile, düşük zeka düzeyine sahip anne-baba ve olumsuz anne-baba tutumları, alkol ya da madde bağımlısı baba, çocukluk döneminde anneden fiziksel şiddet görme, gibi değişkenlerin yetişkin yaşamda antisosyal kişiliğin gelişmesinde önemli rol oynadığı görülmektedir (Farrington, 2000).

*

Türk örneklemde yapılan bir araştırmada, şiddete dönük suç işleyen antisosyal bireylerde; aile bağlarının ve anne-baba-çocuk ilişkisinin zayıf olduğu saptanmıştır. Ayrıca bu bireylerin babalarında suç öyküsünün bulunduğu, aile içinde şiddete tanık oldukları, çocukluk dönemlerinde şiddetle karşılaştıkları ve ihmal edildikleri, diğer yandan ilk suç işleme yaşlarının ise 16 olduğu ve askerlik görevlerinde önemli disiplin sorunları yaşadıkları saptanmıştır (Süer, 1998).