Hazreti Mevlana, “Hayatın imtihanı kağıt kalem ile olmaz. Kul, kul ile sınanır” demiş. Hakikaten de öyle. Bugün bahsedeceğim konuda Antalyaspor’un KUL İLE SINAVI!
Ancak bir süre önce Antalyaspor’da görev yapan eski mesai arkadaşım Murat Özgen sosyal medya hesabından ilginç bir konu paylaştı. Virgülüne dokunmadan aktarıp sonrasında gerçeği belgeleri ile anlatacağım.
“Şimdi size anlatacağım olay gerçektir. Bir kulübümüzde yaşanan trajikomik olduğu kadar üstü kapatılmaya çalışılan bir kandırılma, beceriksizlik ve suç vakası.
Bir menajer bu kulübe gelir ve der ki; “Mısır’da kanser hastası bir çocuk var. Tek isteği bir takımla antrenmana çıkmak. Fırsat verir misiniz?”
Kulüp böyle hassas bir konuya kayıtsız kalmaz. Genel Müdür imzası ve kaşesiyle resmi yazı hazırlanır ve gencin o şehre gelmesi için Türkiye'nin Kahire Büyükelçiliği'ne babasıyla birlikte gelebilmesi için talep yazısı gönderilir.

Genç çocuk ve babası o şehre gelir, Altyapı Koordinatörünün bilgisi dahilinde takımın altyapısı ile birkaç gün antrenmana katılır. Hatta U19 kategorisinde olmasına rağmen çok yüklenmemek için U15 takımı ile antrenmana alınır. Altyapı hocaları, hastalığı nedeniyle özel ilgi gösterir. Hatta bir de takımın formasını hediye edip gönderirler.
Buraya kadar her şey 10 numara. Ancak; bir süre sonra bu çocuğun kanser hastası olmadığı, menajerin aileden 3.500 dolar para alarak ‘Seni Süper Lig takımının alt yapısında denemeye aldıracağım’ dediği, sonra da ‘Beğenilmedi’ diyerek geri gönderdiği öğrenilir.
Üstelik; 3.500 doların 2.000 dolarını menajerin, 1.500 dolarını da söz konusu kulüpten birisinin aldığı öğrenilir.
Altyapı Koordinatörü; Genel Müdür’e, ‘Bu çocuk sizin imzanızla geldi, durum bundan ibaretmiş’ diye anlatır. Genel Müdür de ‘Benim böyle bir olaydan haberim yok. İmza sahte’ der.
Koca kulüp miktarı önemli olmayan bir dolandırıcılık hikayesine alet edilir ama her zamanki gibi üzeri kapatılır. ‘Yahu Mısır’dan bir çocuk başka kulüp mü bulamadı da bizi buldu?’ diye düşünmezler bile. Ya da 1.500 dolar kafaları da karıştırmıştır, onu da vicdanları bilir.

Çünkü kulüpte her şeye karar veren 1 kişi olunca hiçbir şey yokmuş gibi devam. Kimse imza sahte de kaşe de mi sahte demez. Diyelim ki sahte, o zaman ortada daha büyük suç var. Suç duyurusu yapılmaz. Ne bir soruşturma ne bir araştırma. Hiçbir şey yok. Altyapıdan sorumlu yöneticinin veya başkanın haberi olmuş mu? Sanmıyorum.
Kulüpler böyle yönetilirse bir adım ileri gitmez işte. Neyse ki bu tür şeyler Antalyaspor’da olmuyor da UTANMIYORUZ.
Evet sevgili dostlar. Murat Özgen’in bu paylaşımı ilginç olduğu kadar düşündürücü. Dikkatimi çeken bu paylaşımın peşine düştüm. Yaptığım araştırmada olayın Antalyaspor’da yaşandığını belgeledim.
Tek tek anlatayım da herkes anlasın. Antalyaspor antetli resmi yazı 01.07.2025 tarih ve 2025/1200 sayı ile Türkiye Cumhuriyeti Kahire Büyükelçiliğine yazılmış. Konu ise vize!
Yazıda, “Aşağıda bilgileri bulunan A....474 pasaport numaralı PETER YOUSSEF AZMY ABDEL-MASİH, antrenmanlarda denenmek amacıyla ve refakatçisi A......855 Pasaport numaralı babası YOUSSEF AZMY ABDEL-MASİH YOUSSEF, kulübümüz davetlisi olarak ülkemize geleceklerdir. Seyahat ve Antalya'da kaldıktan süre zarfında tüm masrafları kulübümüz tarafından karşılanacaktır. Vize işlemlerinde kolaylık sağlanması hususunda Gereğini emir ve müsaadelerinize arz ederiz. Saygılarımızla” ibaresi yer alıyor.
Resmi talep yazısının altında ise Antalyaspor A.Ş. Genel Müdürü ADEM KART’ın imzası yer alıyor. Şimdi bu olayın bir tarafı İDARİ HATA, diğer tarafı ise DOLANDIRICILIK!
Sevgili Özgen isim vermeden paylaşımı yapmış ama bende meraklı bir gazeteci olarak olayın peşine düşüp işin aslını astarını araştırdım. Gerçeği ortaya çıkardım. Hem de BELGELERİ ile.
Gelinen noktada Antalyaspor’da yönetimden çok İDARİ SORUN olduğu çıkıyor. Birileri şehrin markası Antalyaspor’u babalarının ÇİFTLİĞİ gibi kullandığı ortaya çıkıyor.
Aslında önceki gün takımın eski Teknik Direktörü EMRE BELÖZOĞLU, Antalyaspor’un başarılı olabilmesi için kulüp içerisindeki yapının tamamen değişmesi gerekliğini şu sözlerle ifade etmişti; “Kimseyi dinlememiş bir yapı oluşmuş orada. O yapının tamamen değişmesi lazım. Kulüp yapısının tamamen değişmesi gerekiyor.”
Benim yukarıda belgeleri ile anlattığım olay da işte tam bu mevzu! Kulüp menfaatinden çok kendi gemisini yüzdürmek isteyen, istediğini getiren istediğini gönderen, kendisinden olanı koruyan, yükselten, imtiyaz veren, kendisinden olmayana mobing yapan, bezdiren, yok eden, hırsızlıklara göz yuman bir YAPI var Antalyaspor’da.
İster inanın ister inanmayın. İster Antalyaspor Başkanı RIZA PERÇİN ve yönetimi bu yapıyı yok etsin ister etmesin. Ben bu yapı dağıtılana, Antalyaspor’un KUL İLE ZORLU SINAVI bitirilene kadar SKANDALLARI yazmaya devam edeceğim.
Çünkü TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE. Bu Mısırlı çocuk olayı GELİYOR GELMEKTE OLAN idi.