Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin (TES) en tartışmalı yönlerinden biri kıdem tazminatıyla ilişkisi. Uzmanlara göre sistemin finansman kaynağı olarak kıdem tazminatına yönelme ihtimali öne çıkıyor. Bu durum, kıdem tazminatının bireysel fona dönüştürülerek işçiler açısından sağladığı toplu güvenceyi zayıflatabileceği endişesini beraberinde getiriyor.
***
Emeklilik sisteminin bu şekilde kurgulanmasının işçilerden şirketlere doğru bir kaynak transferi yaratacağı ifade ediliyor. Zira emekçilerin büyük kısmı asgari ücret civarında, açlık sınırına yakın gelirlerle çalışıyor. Şimdi bir de tamamlayıcı emeklilik primi ödemeleri gerekecek. Bu, emekçinin cebindeki paranın sigorta şirketlerine aktarılmasıyla bir servet transferi anlamına gelebilir.
***
Emekliliğin Sosyal Hak Olmaktan Çıkışı
TES’in emekliliği bir sosyal hak olmaktan çıkarıp yatırım aracına dönüştüreceği vurgulanıyor. Yaşlılık sigortasının amacı, çalışılamayacak dönemde güvence sağlamaktır. Fakat fonlar şirketlere devredildiğinde bu işlev kaybolur. Nitekim Şili ve ABD örneklerinde fonlar battığında yurttaşların elinde hiçbir şey kalmamıştı. Bu nedenle yasal düzenleme aşamasında vatandaşların dikkatli olması, aksi takdirde mevcut kazanımlarını kaybetme riski bulunduğu belirtiliyor.
Böyle bir sistem, sosyal güvenlikten çok yatırım mantığıyla işliyor. Kriz dönemlerinde devletin fonları kurtarmak için devreye girmesi ise kamusal kaynakların yeniden özel sektöre aktarılması anlamına gelebilir.
***
SGK Giderleri ve Tartışmalar
Hükümet, TES’i gerekçelendirirken sık sık SGK’nın artan giderlerini gündeme getiriyor. Ancak uzmanlara göre asıl sorun, düşük ücretler ve işverenlerden primlerin tam olarak toplanmaması. Primler tam toplansa ve ücretler gerçekçi düzeyde olsa, SGK finansmanında ciddi bir problem kalmayacağı ifade ediliyor.
***
SGK verilerine göre Haziran 2025 itibarıyla 26 milyonun üzerinde aktif sigortalı, 16 milyon civarında emekli ve aylık/gelir alan bulunuyor. DİSK-AR’ın Temmuz 2025 raporuna göre 2024 yıl sonu itibarıyla aktif/pasif oranı SGDP hariç 1,61; dahil edildiğinde ise 1,75. SGDP, emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenlerden kesilen prim anlamına geliyor.
***
Bu veriler, Türkiye’de her bir emeklinin maaşının yaklaşık 1,6–1,7 çalışan tarafından karşılandığını gösteriyor. Avrupa’da ortalama oran 1,5; Almanya’da 1,7; Fransa’da 1,3; İtalya’da 1,3. Türkiye’nin oranı bu açıdan Avrupa ortalamasının üzerinde. Dolayısıyla “Türkiye’de emekli sayısı çok fazla, sistem Avrupa’ya göre daha olumsuz” iddiası verilerle örtüşmüyor.