Çok güzel bir deyimimizdir bu söz.
Hiç boşuna söylenmemiş.
Mesela:
Havaalanına gidiyoruz.
Uçağımızın kalkmasını bekliyoruz.
"Şuradan bir simit çay alıp yiyip, içelim" diyoruz.
Yaklaşıp önce fiyatını soruyoruz.
İyi ki de alıp yiyip sonra sormamışız.
Sorduğumuza soracağımıza bin pişman oluyoruz!
Bir simit bir çay üç yüz liraya yakın bir fiyat.
Şaşırıyoruz bu rakamı duyunca.
Geri çekiliyoruz.
Uçuş saatimiz geldi, uçuyoruz.
Uçakta susuyoruz.
Bir küçük su istiyoruz hostes kızımızdan.
Elinde getiriyor, avuç içi kadar.
"Elli lira" diyor.
Sağılacak inek durumundayız.
İstemiyoruz.
"Kalsın" diyoruz.
Diyoruz ama on dakika sonra hostes elinde o suyla geliyor ve "Ücret istemiyoruz, buyurun, için" diyor.
Almıyor "Kalsın, teşekkür ederim" diyoruz.
İnsanlık hali, rahatsızlanıyoruz.
Hastaneye gidiyoruz arabamızla.
İster istemez hastane otoparkına bırakıyoruz aracımızı.
Çıkışta ki kulübeden otopark ücretini duyduğumuzda neredeyse bir daha hastanelik olasımız geliyor.
Muayene sırası bize dört saatte ancak geldi.
Poliklinikten çık, otoparka gel derken
Beş saat kadar hastane sahasında kalmışız.
Üç yüz liraya yakın bir ücret istiyor.
Bu fiyatı duyunca ayağım öyle bir gaza basmış ki araba havaya zıpladı.
Allah'tan önümüzde araç yoktu da bariyere vurduk.
Sağılacak inek miyiz ?
Bir aile dostumuz ziyarete gelmişlerdi.
Çok çok memnun olduk tabi.
Çünkü uzun yıllardır bir araya gelmemiştik.
"Dışarıda yiyelim" dedik hanımla konuşup.
Bir lokantaya gittik.
Garson geldi "Ciğer" siparişi verdik.
Yedik, içtik, sohbet falan derken "Hesap" lütfen dedik.
Demez olaydım.
Ödeyeceğim fiyatı görüp, okuyup, duyunca gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Mideme taş oturdu.
Ciğer değilde zıkkım yemiş gibi oldum.
Nasıl, nereye kaçsam kimseye görünmeden diye düşündüm bir an.
Ama nereye kaçacağız ki?
Beş kişilik mönü yedi bin lira civarı.
Sağılacak inek olduk.
Biz bize bu çarpıcı fiyatlara şaşırıyoruz da peki ya o turistler ne yapıyorlar?
Bayan turist Akdeniz sahillerinde dolaşırken bir büfeden nar suyu içmek istemiş.
Almış içmiş.
"Bin lira" iştemişler.
Şaşırmış ve fakat ödemek zorunda kalmış.
Bayan içini sızlatan nar suyunu sindirmeye çalışırken polis karakolunun yolunu tutmuş.
Şikâyet etmiş.
Polis anında gelmiş, nar suyu bedelini büfeciden alıp turist bayana iade etmiş.
Ve büfenin orada kaçak yapı olduğunu öğrenip, işletme ruhsatını iptal edip büfeyi yıkmış ortadan kaldırmış.
Yerliyi de yabancıyı da sağılacak inek görenlere diyeceğim şu ki:
Biraz vijdan biraz insaf.