Son günlerde yatıp kalkıp Antalyaspor konuşuluyor. Bizde buna istinaden yazılarımızda buna ağırlık veriyoruz. Bazı kesimler rahatsız olmuş. Rahatsızlık doğru yaptığımızın göstergesidir.

Şimdi bu minvalde dün yazımla ilgili bir yorumda, “Bugüne kadar neredeydin?” diye bir soru yöneltilmiş. İki gün önceki yazımda gerek gördüğüm için yazdığımı söyledim. Sanırım atlamışlar.

Buradan bir kez daha ilan ediyorum. Ben ne dernek ne vakıf ne de A.Ş.’nin üyesi, ortağı veya hissedarı değilim. Yalın bir gazeteciyim. Geçmişime bakanlar ne yaptığımı bilir ve anlar.

Mesele Antalyaspor Geri̇si̇ Teferruat (1)

Gelelim bugünkü konumuza. Hatta dünkü Antalyaspor Vakfı Başkanı Gültekin Gencer’in basın toplantısında söylediklerine. Seversiniz veya sevmezsiniz amma ADAM DOĞRU SÖYLÜYOR!


Geçmişte ETO’O transferi ile Türkiye’nin gündemine oturan Başkan Gencer, Antalyaspor’un içine sürüklendiği mali buhrandan çıkış için kurtuluş planı açıkladı. Yapılır, yapılmaz bilemem. Amma 10 numara 5 yıldız!

Gencer’in reçetesinin başında Fikret Öztürk ve ailesinin üstlendiği borç ödemesi nedeniyle oluşan alacağının BAĞIŞLANMASI var. Yaklaşık 70 milyon euro. Bu olmazsa olmaz bir madde. Kalp ilacı gibi düşünün mesela.

Bu sağlanırsa ardından hemen A.Ş.’nin sermaye artırımı yapılarak rakamın 3 MİLYAR LİRAYA çıkartılması var. Bu yapılırsa ki yapılabilir, AKREP YENİDEN AYAĞA KALKAR! Ama bu yapılanma içinde zor görünüyor!

Antalyaspor’un resmi sermayesinin 30 milyon lira oluşunu, bir teknik direktöre 30 milyon lira maaş verildiğini var sayarsak fotoğrafı net okumuş oluruz. Çünkü kulübün ekonomik gücü, bir teknik adamın yıllık maliyetinden daha az. Buda sürdürülebilirliği ortadan kaldırıyor.

İşte bu tabloya bakarsak Gültekin Gencer’in SERMAYE ARTIŞI talebi önerisinin ne kadar isabetli olduğunu görürüz. Tabi buna bakarken kendi hırs ve düşüncelerimizi bir kenara bırakmamız gerekir.

Gencer’in önerisi yani reçetesi içinde benimde yıllardır dile getirdiğim ÜÇ BAŞLI EJDERHA meselesi var.

Vakıf-Kulüp (dernek)-A.Ş. meselesi. Bunun acilen VAKIF-A.Ş. olacak hale getirilmesi gerek. Ama bu kimsenin işine gelmez!

Mesele Antalyaspor Geri̇si̇ Teferruat (3)

Buraya kadar konunun asıl mevzusu bu. Vakıf Başkanı Gencer, “Eğer bu sağlanırsa AntalyasporA.Ş.’ye 100-400 milyon aralığında para verip hisse alacak yüzlerce işadamı var” diyor.

Çünkü borç sıfırlanınca herkes elini tayın altına koyacak ve kaçmayacaktır! Bir başka deyişle güven ortamı sağlanmış olacak ve işadamı için ANTALYASPOR A.Ş. cazip hale gelecektir. Haklı mı Gencer? Haklı. İşadamı “Ben yiyemedim sen ye” demezzzz!

Mesele Antalyaspor Geri̇si̇ Teferruat (2)

Başkan Gültekin Gencer’in en çarpıcı cümleleri ise şöyle: “Antalyaspor artık birkaç kişinin oyuncağı olmaktan çıkmalı. Bu takım, bu şehrin ortak mirasıdır. Dernek, Vakıf ve A.Ş., el ele verirse, bu kriz aşılır. Ama bunun için artık hesap verilebilir, şeffaf bir yapıya geçilmelidir. Kimin başkan olduğu değil, nasıl bir sistemle yönetildiğimiz önemlidir. Yarın çok geç olmadan bugünden adım atılmalı. Ve Antalyaspor yeniden Türkiye’nin örnek kulübü haline getirilmelidir.”

Evet. Bu cümlelere itiraz eden var mı? Varsaya Antalyaspor’u hiç düşünmüyor ya da kendi çıkarlarına engel konulmamasını istiyor demektir. Formül ve çare belli. Aslında herkes böyle düşünüyor ama bir tek GENCER bunu dillendiriyor.

Ve son cümle; “Bu planı kişisel bir adaylık hamlesi olarak sunmadım. Yeniden başkan olmak için bu açıklamaları yapmıyorum. Bu plan hayata geçmeli. Şu an sistem yok, güven yok. Bu yüzden kulübe para akmıyor. Biz istemediğimiz insanlar da olsa, görev yapan herkese destek olmaya hazırız. Yeter ki bu kulüp ayakta kalsın.”

Mesele Antalyaspor Geri̇si̇ Teferruat

Vallahi Gültekin Gencer’in söylediklerinin arka planında ne var ne yok diye bakmadan altına imzamı atarım. Ki zamanında aleyhinde çok yazmama rağmen.

Gültekin Gencer’in söylediklerini iyi okumak önemli. Bu reçete hastaya şifa olur. Ancak reçeteyi ister hap yapın ister yırtın atın. Orası size kalmış.

Ancak mesele Gültekin Gencer’i sevip sevmemekte değil. Çünkü konu ANTALYASPOR ise geri TEFERRUATTIR!