Bugün size bu haftanın son yazısı ile karşınızdayım. Yaklaşık 15 gün sürecek bir dinlenmeye çekiliyorum. Belki bir sıla-i rahim yapar gelirim. İşin özü tatil yapacağım, fakat keyifsiz.
Bunu aşağıdaki satırları okudukça anlayacaksınız ve ne kadar üzgün olduğumu tahmin edeceksinizdir. Bir arkadaşı ve bir dostu kaybetmenin yarasını sizlerde iyi bilirsiniz!
Yazımın başlığındaki ana konuya geçmek istiyorum. Herkesin malumu olduğu üzere, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik YOLSUZLUK-RÜŞVET operasyonları devam ediyor.
Muhittin Böcek’in tutuklanması ve akabinde görevinden uzaklaştırılması sonrası gelini Zuhal Böcek de yurt dışından gelince tutuklandı. Operasyon yine devam etti.
Genel Sekreter Yardımcısı Serkan Temuçin ve bir bürokrat tutuklandı. Bir çalışan itirafçı olunca serbest bırakıldı. Bir süre sonrada Serkan Temuçin de itirafçı olarak serbest bırakıldı.

Temuçin, görevine döndü. Ama hem belediyedeki görevinden hem de memuriyetten istifa etti. Eski Genel Sekreter’in hangi konularda itirafçı olduğu kimlerin isimlerini verdiği muamma!
Bu konu böyle devam ederken itirafçı müteahhit ve bir iş insanının ifadesiyle operasyonun yönü değişti. Aralarında iş insanı, dövizci ve kuyumcuların olduğu 8 kişi daha tutuklandı.
Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar neredeyse her hafta yeni bir konu ile devam etti. En son operasyonun başından beri firari olarak yurt dışında bulunan Gökhan Böcek geldi.
Viyana’dan avukatı ile birlikte gelen Muhittin Böcek’in oğlu, olayların kilit ismi Gökhan Böcek’in İTİRAFÇI olacağı yönündeki tahminler boşa çıktı. Gökhan Böcek, 35 sayfalık ifade verdi. Ne söylediği bilinmiyor. İTİRAFÇI olmayınca o da tutuklandı.

Lakin oğul Böcek’in tutuklanması ile bazı belgeler ortaya saçıldı. Eski ve yeni gelininin telefondaki kavgaları kamuoyuna yansıdı. Bazı sırlar alenen ortaya döküldü. Uyuşturucudan tutun da para trafiğine kadar.
Hafta böyle kapanmasına kapandı ama herkesin atladığı bir konu var. O da Eski Genel Sekreter Serkan Temuçin’in İTİRAFLARI! Kimlerle ve hangi konularla ilgili İTİRAFÇI olduğu bilinmiyor.
Benim bildiğim kadarıyla bu İTİRAFLARLA ilgili bu hafta yeni bir operasyon yapılma ihtimali kuvvetle muhtemel. Çünkü duyduğuma göre beklenmedik isimler var!
Tabi bu olaylar pek biteceğe benzemiyor. Mülkiye Başmüfettişi ve ekibi ile Sayıştay Denetçileri harıl harıl incelemelerini sürdürüyor. Örneğin ANET, ANSET, hafriyat, konserler ve festivaller!
Benim görüşüme göre 'Fırtına öncesi sessizlik' yaşanıyor. Bu deyimi mutlaka hayatınızda en az bir kere kullanmışsınızdır. Bu deyim, genellikle yaklaşan bir karmaşa öncesinde hüküm süren huzur ve dinginliği ifade etmek için tercih edilir.
Her şeyin durgun ve sakin olduğu bu anlar, genellikle büyük bir hareketliliğin habercisidir. Bana göre de Büyükşehir Belediyesi operasyonunda yaşananda bunun habercisidir.
Tıpkı rüzgârın aniden kesilmesi gibi bir an durur her şey. Ama bu her zamanki olağan durgunluklara benzemeyen bu mevzu, dipteki değil zirvedeki bir durgunluk.
Adeta adımınızı atsanız ya cennete ya da cehenneme gidecekmişsiniz gibi gerilim dolu bir an olacak gibi. Daha önce söylediğim gibi artık HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK.
---------------------
AH BE KERİM
YAKTIN BİZİ!
Evet, sevgili dostlar. Niye keyifsiz olduğumu işte bu satırları okuyunca anlayacaksınız. Cuma gecesi aldığım bir haber ile sarsıldım. Adeta beynim döndü, dimağım durdu, içim yandı.
Antalya Pastacılar Odası Başkanı Kerim Üre’yi uzun süreden beri rahatsız eden bir konu vardı. Yanında çalışan Elif Kılıç’ın eski nişanlısı Hasan Fırat’ın tacizlerinden bıkmıştı. Çünkü takıntılı aşık olan Hasan Fırat, sürekli pastaneye gelerek rahatsızlık veriyordu. Hatta bir keresinde Kerim’i bıçaklamaya kadar varmıştı bu olaylar silsilesi. Bitmek bilmedi yani!

Nihayetinde cuma gecesi pastaneye gelen Hasan Fırat ile Kerim arasında tartışma yaşanmış ve olanlar olmuş. Canına tak eden Kerim belindeki silahı çıkarıp ateşlemiş. Araya giren Elif Kılıç ile eski nişanlısı Hasan Fırat ağır yaralanmış. İkisi de hastanede kurtarılamamış.
Kardeşim kadar sevdiğim hemşehrim Kerim de aracında hayatına sor vermiş.
İşte bu yaşananları öğrenince inanın içim yandı. Çünkü mevzunun öncesini biliyordum. Daha salı günü rahatsızlığını tekrar bana anlatmıştı. Önlenebilir bir olayı önleyemedim ya!
İşte içim bundan yanıyor. Ne diyeceğimi ne yazacağımı bilemiyorum. Bu konuyla ilgili iki üzüntüm daha var. Biri, olay sırasında araya giren yaşamını yitiren Elif kardeşimiz için. O da bu işten çok çekenlerdendi.

Diğer üzüntüm ise AESOB Başkanı Adlıhan Dere ve 15 civarında oda başkanı cenazeye katıldı. 75 esnaf odasının bulunduğu Antalya’da bu rakam çok ama çok düşündürücü.
Nihayetinde cumartesi günü Kerim kardeşimi ebedi istinatgâhına uğurladık. Allah taksiratını affetsin. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve esnaf camiasına baş sağlığı diliyorum.
Seni hep gülen yüzünle hatırlayacağız, karıncayı bile incitmeyen kardeşim.