İddianameler hazırlanmış ve son rütuşlar yapılıyor gibi.
O nedenle mahkeme CHP' den delege listesini istedi.
Hangi delege bu olaylara karışmış inceleyecek.
Delegelere şimdi ateş düştü.
Kim veya hangi isim rüşvet almış?
Hangi delege parayla oyunu değiştirmiş?
Hangisi hangisini bu olaya çekmiş?
Ne kadar para verilmiş?
Ne kadar para almış veya ne kadar paraya oyunu satmış?
Şimdi mahkeme davet edecek o para alan delegeleri.
"Konuş bakalım" diye soracak.
Sıkıştıracak.
İtirafları dinleyecek.
Zaten videolar ile itiraflar da ortada.
Şimdi o isimleri geçen delegeler tek tek konuşacak.
Rüşvet verenler, alanlar, dağıtanlar, buna teşvik edenler, aracı olanlar tek tek hesap verecekler savcılığa.
Mahkeme kararı ile isimleri istenen delegelerin o saatten sonra yaptıkları telefon trafiğini bir düşünün.
"Beni söyleme"
"Benim adımı verme"
"Hatırlamıyorum diyiver"
"Bizi gammazlama"
"Benim adımı verme, sana daha fazla para vereyim" denmez mi?
Eyvah eyvah eyvah.
Bunlar şu anda konuşuluyor telefon hatlarında.
Acaba delegelerin kaçı bundan sıyrılacak.?
Kimler ve hangi delegelerin ismi karışmış olacak?
Karar şöyle açıklanır mı acaba?
"Rüşvet alma suçundan şu kadar ceza"
Veya:
"Rüşvet verme, dağıtma suçundan suçlu bulundu"
"Rüşvete aracılık etme suçundan şu kadar ceza"
Korku şu andan itibaren delegelerin tepesinde demokrasi kılıcı olarak dönüp duruyor.
Bakalım kimlerin başı gidecek, kimlerin başı kurtulacak, kimler "Ben ettim sen etme" diye yalvaracak ismi açıklanmasın diye?
Bunlar şu anda CHP saflarında konuşuluyor.
Atatürk'ün partisinin son durumu veya içine düşürüldüğü durumlara bir bakar mısınız?
Olmadı.
Yakışmadı.
Maalesef Türk siyasi hayatına CHP sayfasında hoş olmayan bir kaç sayfa yazılmış ve eklenmiş olacak.
Bir yazımda demiştim ki:
"Dürüstlüğü kaybettik,bulanların yanlarında bulundurmalarını rica ediyorum"
Çünkü her zaman lazım olacak.