Bugün çok önemli gördüğüm bir konu olan ‘İTİBAR SUİKASTİ’ meselesini ele alacağım. YALAN ÇAĞ’ın, bir başka deyişle DİJİTAL ÇAĞ’ın en merkezi kötülük mekanizması İTİBAR SUİKASTİ!
Antalya’da Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonla ilgili işler ZIVANADAN çıktı. Bilgi kirliliği nedeniyle resmen “AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI” desem yalan olmaz!
Soruşturmalar kapsamında neredeyse dünya şehri Antalya her güne veya haftaya yeni bir operasyon ile uyanır oldu. Elbette temizlik şart. Buna kimsenin itirazı yok.
Lakin, sabah erken kalkan, olayla hiç alakası olmayan ya bir siyasetçiyi ya da iş insanını gözaltına aldırmaya başladı. Olmayan konular birilerine mal edilip ya hedef şaşırtılmaya ya da isim veya MARKA FİRMALAR hedef tahtasına konulmaya başlandı.
Elbette suçlu olan gidip hesabını verecek, suçu olan cezasını mutlaka çekecek ve de çekmeli. Amma ELMA ile ARMUT karıştırılmadan. Kurunun yanında yaş da yanmadan!
Antalya’da özellikle iş dünyası tedirgin. Herkes birbirine; “Ne oluyor?” sorusunu yöneltmeye başladı. Operasyonlar devam ederken belirsizlik büyüyor. Akabinde ise “Sıra kimde” sorusu soruluyor.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Operasyonlar yapılır yapılmaz bir bilgi kirliliği yaşanıyor. İfadeye vermeye çağrılan iş insanları alenen SUÇLU İMİŞ GİBİ lanse ediliyor.
Benim bildiğim bir çok iş insanı ifadesine başvurulduktan sonra mahkemeye bile sevk edilmeden SAVCILIK tarafından serbest bırakılıyor. Bir yerde yanlışlık yapıldığı için bu insanlar kamuoyunda suçlu muamelesi görüyor.
Açıkçası bilgi kirliliği İTİBAR SUİKASTİ’ne dönüşüyor. Dijital çağda bu resmen ekonomiyi hedef alan organize bir saldırıya dönüşüyor. Büyükşehir operasyonu nedeniyle özellikle inşaat müteahhitleri ve bu sektördeki iş insanları saldırının hedefine konuluyor.
Bir kez daha söylüyorum; RÜŞVET/YOLSUZLUK operasyonları temizlik bitinceye kadar devam etmeli. Buna kimsenin itirazı yok olamaz da. Amma İTİBAR SUİKASTİ olmadan!
Bu operasyonlarda sadece ifadesi alınıp İTİBAR SUİKASTİ’ne uğratıldığına inandığım bazı iş insanları var. Devlet ihalesi almazlar, kredi kullanmadan kendi öz kaynakları ile iş yaparlar.
Amma velakin SANAL MEDYA dahil bir çok alanda LİNÇ edildikleri için İTİBARLARI ile oyanmış durumda. Bu insanların binlerce kişiye iş verip ekmek kapası açtıkları görmezden geliniyor. Dolayısı ile böyle bir ALGI OPERASYONUNDAN sadece iş insanları değil çalışanları da etkileniyor.
Vallahi ne yalan söyleyeyim; bazı eller iş insanları ile birlikte bu şehrin ekonomisini hedef alan İTİBAR SUİKASTİ yapıyor. Bazı çevrelerin hedefi haline getirilen insanlar LİNÇ ediliyor.
Şimdi şu yazdıklarıma, anlattıklarıma, gelişmelere ve açıklamalara bakınca yapılan ve yapılmak istenen tek şey var. Onun adı da yargısız infaz ve İTİBAR SUİSKASTİ!
Maalesef ‘Biz bize yeteriz deriz!’. Evet yetiyor da, artıyor bile! Birbirimizin ipini çekmede, birbirimizin yoluna mayın döşemede, birbirimizin kuyusunu kazmada, birbirimizin bindiği dalı kesmede, birbirimize çamur ve iftira atmada üstümüze yok. Bu da Antalya’nın DEDİKODUDAN BESLENDİĞİNİ göstergesi değil mi?
Yahu kardeşim, bu şehrin yükü ağır, bu şehir insanını yordu, yoruyor, yormaya devam edecek gibi görünüyor. Birbirimizi LİNÇ etmekle bir şey kazanmadı bu şehir.
Bakın, bizim yorulmayan, bu şehre hizmet etme gayesi olan dürüst, hırsız olmayan bürokrata, siyasetçiye, iş adamına, marka ve firmalara, esnafa ve gazetecilere ihtiyacımız var. Şarlatanlara, sahtekarlara, yalancılara değil.
Şu iyi bilinmeli, İTİBAR NAMUSTAN sonra DOKUNULMAMASI gerekendir. İTİBAR; bir insanın ŞAH DAMARI gibidir. İtibarına dokunduğunuz insanın sadece gönlünü değil zihnini de yerle yeksan edersiniz.
Aksi halde YENİ ÇAĞIN VEBASI İTİBAR SUİKASTİ’NE bir gün sizde maruz kalırsınız. İşte o zaman çok geç kalınır, Antalyalının köküne dökülen KİBRİT SUYUNU yakmış olursunuz.
Velhasıl velkelam; dünya şehri Antalya bu buhrandan bir an önce çıkarılmalıdır. Yoksa HEPİMİZ KAYBEDERİZ!
