Maalesef yalnızca turizm sektöründe çalışanları kapsayan bir düzenlemeyle, İş Kanunu'nda yapılan değişiklik çalışanlar aleyhine sonuçlar doğurmuştur. Ülkemizde çalışma hayatını düzenleyen temel yasal mevzuat, 4857 sayılı İş Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’dur. Anayasa’nın 50. maddesi, tüm işçilere ücretli hafta tatili, bayram tatili ve yıllık izin hakkı tanımakta ve bu hakların kullanımına ilişkin esasların kanunla düzenlenmesini öngörmektedir.

***

İş Kanunu’nun 46. maddesi ise işçiye, yedi günlük zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saatlik hafta tatili hakkı tanımaktadır. Hafta tatiline hak kazanmak için işçinin, tatil öncesindeki altı gün boyunca çalışmış olması gerekir. Mazeret izinleri ve raporlu günler de hafta tatili açısından çalışılmış gün olarak kabul edilir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, yedi günlük zaman dilimi içerisinde kesintisiz 24 saatten daha az süreli izin verilmesi hâlinde, hafta tatili izni kullandırılmış sayılmaz.

Başka bir ifadeyle, işçi hafta tatilinde bir saat bile çalıştırılmış olsa, Yargıtay bu durumu hafta tatili hakkının kullandırılmaması olarak değerlendirmektedir. Kanunen, işçi hafta tatilinde çalıştırılamaz. Ancak işçinin rızası hâlinde hafta tatilinde çalıştırılması mümkündür. Uygulamada ise iş sözleşmesi yapılırken, işçiden gerektiğinde hafta tatilinde çalışabileceğine dair onay alınmaktadır.

***

4857 sayılı İş Kanunu’nda, hafta tatilinde çalışan işçiye ödenecek ücrete ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak kanun, fazla çalışma ücretinin %50 zamlı ödenmesini öngörmektedir. Örneğin, işçinin saatlik ücreti 100 TL ise, fazla çalışma yaptığı her saat için 150 TL ödenmelidir.

Yargıtay, haftalık 45 saatlik yasal çalışmanın ardından hafta tatiline hak kazanıldığını kabul etmekte, dolayısıyla hafta tatilinde yapılan çalışmayı “fazla çalışma” kapsamında değerlendirmektedir. Bu doğrultuda, işçi hafta tatilinde çalışmışsa, öncelikle hiçbir çalışma yapılmasa da ödenmesi gereken bir günlük ücretin yanı sıra, fiilen yaptığı çalışma için de 1,5 günlük ücret talep edebilmektedir.

***

Kanuna göre, fazla çalışma yapan işçi isterse zamlı ücret almak yerine, her 1 saat fazla çalışmaya karşılık 1,5 saatlik serbest zaman (izin) kullanabilir. Yargıtay, hafta tatilinde çalışan işçinin de zamlı ücret yerine serbest zaman talep etmesi durumunda, 1,5 günlük izin verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmektedir.

Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen kanunla birlikte, turizm sektörü için bu genel uygulamadan bir sapma yapılmıştır. Buna göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm işletme belgesi almış konaklama tesislerinde çalışan işçiler için “6+1” kuralı yerine “10+1” kuralı uygulanacaktır. Yani, bu işçiler 10 gün çalıştırıldıktan sonra 11. günde hafta tatili yapabileceklerdir.

***

Ayrıca, bu düzenlemeyle hafta tatilinde çalışan işçinin yaptığı çalışmalar, günlük normal çalışma süresi kadar olsa dahi “fazla çalışma” sayılmayacaktır. Dolayısıyla, hafta tatilinde yapılan çalışmalar için fazla mesai ücreti ödenmesi gerekmeyecektir.

Kanun değişikliğinde, biriken hafta tatillerinin ne kadar süre içinde telafi edileceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay, bu konuda bir içtihat oluşturmadığı sürece, işverenin sezon boyunca işçiye sadece her 11. günde bir tatil kullandırması mümkün olacaktır.

Sonuç olarak, ülkemizde çalışma hayatında eşitsizlik ve ayrımcılığın yeni bir örneğiyle karşı karşıyayız. Bu düzenleme sadece turizm sektörü çalışanlarını değil, ileride diğer sektörlerde çalışanları da benzer uygulamalarla karşı karşıya bırakabilecek emsal niteliği taşımaktadır.