Örümceği yuvasında av bekleyişinde tembel buldum. Fakat evini yaparken ilmek atışına bir kere rastladım. Ayağı ile ilmek atışını hiç gördünüz mü bilmiyorum ama inanılmaz bir çalışma yapıyor.

***

Kendine has bir asansörle yükseklerden inişini ve tekrar yukarılara çıkışını görünce Peygamber Efendimizin ve Hz. Ebubekir Efendimizin muhafazası için Sevr Mağarası’nda iken yaptığı görevi hatırladım ve örümceği kutladım. Sanatında son derece mahir buldum.

***

Biri bekarım, çapkınım, sapkınım deyip bir sürü günaha dalar. Diğeri; bekarım ama iffetliyim, şahsiyetliyim deyip gerek bekarlığında gerekse evliliğinde hataya düşmeyip eşine ve işine düşkün olup kazançlı, huzurlu ve mesut bir hayat yaşar.

***

Ramazan-ı Şerif’te oruç tutup namaz kılan, hayrü hasenat işleyen ve mübarek aya layıkıyla hizmet edenleri fazla görmedim. Fakat bayram günü istisnasız herkesin bayram yaptığını hayretle gördüm.

***

Günümüzde bazı gafil Müslümanların hallerinden memnun olmadıklarını ifade etmek için ‘neyim var da neyime şükredeyim’ dediklerini duyuyorum. Hayretler içerisinde kalıp kulaklarıma inanamıyorum. Her sabah sağlıklı uyanabiliyor olmamız şükür etmemiz için yeter de artar. Bunu anlamamız lazım.

***

Sporseverler İstanbul’a, İzmir’e, Avrupa’ya hatta Dünya Kupası maçları izlemek için milyonlar harcayarak ülkeler arası uçaklarla gidiyor. Ancak ezan okununca mahalle camiine kulluk borcu için hiç masraf etmeden, bilet almadan gidip boyunlarının borcu olan namazlarını kılmayı hatırlarına bile getirmezler.

KISSA

Baba oğlunu lise sona kadar kendi memleketinde, üniversiteyi başka bir vilayette okutur. Üniversitede okurken oğlu şoförlük öğrenip ehliyet alır. Okulu bitirip askerliğini de yapınca kendi memleketinde bir şirkette işe başlar, altına da bir araba verirler.

***

Bir gün babası ile beraber arabaya binerler. Bakar ki oğlu yüz kırk kilometre hızla gidiyor. Der ki: ‘Evladım bu ne hal? Benim zürriyetim senden devam edecek. Ne acelemiz var? Bu şekilde devam edersen ocağımızı söndürürsün’.

***

Fakat oğlan dinelemez. Yine kendi kafasına göre hızlı sürmeye devam eder. Bir gün aynı hızla annesi ile beraber giderken karşısına aniden bir araba çıkar, o da çarpmamak için sola kırar.

***

Bariyerlere çarparak takla atar, araba parçalanır perte çıkar. Bereket ana oğul küçük sıyrıklarla kazayı atlatırlar. ‘Ulu sözüne bakmayan, ulur’ derler. Maazallah sakat kalabilirler veya ölebilirlerdi.