Her kitap imzası unutulmaz anlara imzadır... 
Korkuteli Umut Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin kıymetli velileriyle bir araya gelmiş olmanın güzelliklerini kaleme alacağım ama onun öncesinde teşekkürlerim olacak. 
Umut Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezinin kurucusu Bayram Serik’i daha öncesinde ziyaret etmiştim. Sohbetimiz arasında özel çocuklarımızın eğitimlerini konuşurken o çocukların ailelerini de göz önünde bulundurarak velilerimiz için ne yapabiliriz diye bir konu geçmişti. Bir kurum müdürü düşünün; öğrencilerini önemsediği kadar velilerini de o denli önemsiyor. Olaya bütünüyle bakıyor ve sohbetimiz içinde velilerin mücadelesini özellikle vurguluyor. 


***
Doğrusunun isterseniz birçok yerde arayıp da bulamadığımız bir olgunluk değil mi? O zaman Engelliler Haftası kapsamında bize yakışan bir etkinlik yapalım aileler ile bir araya gelip onlara Ne Çok Şey Var Bir Bilsen kitabını hediye edelim Bayram Bey, dedim.  Memnun olurum Eylül Hanım, dedi... 
Sonra mı?  İşte sonrası... İlçe Milli Eğitim Müdürü Akif Tak ile birlikte Umut Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezinin kıymetli velileriyle bir araya geldik. Müdürümüz konuşmasını yaptıktan sonra sözü bana bırakarak özel çocuklarla zaman geçirmek için bizi yalnız bıraktı. Her anne elbette özeldir ama benim tanıştığım anneler çok çok özeldi. Her birinin çocukları için endişeleri, kaygıları, korkuları öyle büyük öylesine benliklerini sarmış ki içten içe siyaha boyanmış sanki ruhları... 
Biraz dertleştik, içimizi döktük, yakındığımız ama bir türlü terk edemediğimiz olumsuz duyguları el birliğiyle hayatımızdan o an itibariyle elemek için kendimize söz verdik. Söyleşim sırasında şöyle bir ifade kullandım: “İnsanoğlu bu hayatta en çok kendine yabancıdır. Çünkü her yeni gün yeni bir ben ile tanışıyor, yeni bir beni keşfediyoruz. ” 
***


Birçoğumuzun bunun farkında olamıyor ama zaman geçtikçe farkındalığı artıyor. Aslında değişimi fark edebilmenin büyüsü o anda gizli. Biz kadınlar yaşamı boyunca öncelik sırasında en sonlarda olmayı hak görürüz kendimize. Önceliğimiz daima bir başkasıdır. Bazen çocuğumuz, bazen eşimiz, bazen ailemiz, bazen işimiz, bazen arkadaşımızdır. Yani nihayetinde birçok kadın, kendine zaman ayırma konusunda hep geriden gelir. Çünkü ona bu öğretilmiştir, çocukluğundan itibaren aileden ve çevreden aşılanan bir davranış tutumu olmuştur. Ama önce ben diyebilmek kıymetli değil midir? Ben iyi olmazsam, ben mutlu olmazsam kimseyi mutlu edemem ki! Benim ruhum ve bedenim ne kadar sağlıklı olursa etrafıma da o kadar sağlıklı bir birey olurum. Pencereyi açtığında hangi manzarayı görmek isterse onu görür insanoğlu. Ne yazık ki bunun bilincinde olan ender insanlar var.  
Kitaplarımın vesileyle tanıştığım kişilerle, hayatın çarkını el birliğiyle daha güçlü ve daha sağlam çevirmenin mutluluğunu yaşadığım bir güne imza attım. Her birinden bir sonraki buluşma için sözümü aldım. Kitaplar okunacak, kitap değerlendirilmesi hep birlikte yapılacak ve her şeyden önemlisi kendi gönlümüze gurbet düşmeyeceğiz. En çok kendimize yakın olacağız, en çok kendi canımıza yoldaş olacağız... 
***
Samimi duyguları ile benim için yazdıkları notlarını sol göğsümde saklarken, sevgili annelerimize benden de küçük bir not düştü gönüllerine... Her insan bir parça yaralıdır ve her insanın yarasının şifası kendindedir. Yaralara en iyi gelen merhem ise kişinin kendini sevmesi ve okuduğu kitapların satır aralarında kendine benzeyen birine denk gelmesidir. Çünkü kitaplar, yazarı tarafından şifa niyetine yazılmıştır... Umut Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi çatısı altında velilerle beni bir araya getiren Bayram Serik ve emeği geçen tüm öğretmenlerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...