Atalarımız ne güzel söylemişler.
Söyledikleri her söz binlerce yıllık yaşam tecrübesinin izlerini taşıyor:
"Hem suçlu hem güçlü" demişler.
Bu günlerde tam da bu sözün gerçekliğini yaşıyoruz.
İsrail İran'a saldırıyor.
Orayı burayı bombalıyor.
Hastaneleri, okulları vuruyor.
Gazze'de yaptığı gibi gene masum insanları öldürüyor.
Sonra dönüp ABD'ye ve Avrupa'ya:
"İran sivilleri bombalıyor, insanlık suçu işliyor" diyor.
"Bizi koruyun " diyor.
Hem suçlu hem güçlü.
Dönüyor :
"İran saldırmacı politika izliyor, durdurun" diyor.
İnanılacak gibi değil.
Önce kendi saldırıyor sonra sızlanıyor.
Sırtını dayadığı ABD'ye güvenerek her haltı işliyor.
Trump denen meczup lider ise İsrail'e uyup:
"İran aklını başına alsın, yoksa daha beter ederiz" demez mi?
Hem suçlu hem güçlüler.
Bu batılılar iki yüzlü.
Siyasi sahtekârlar.
Politik ahlaksızlar.
Düzenbazlar.
Dünya'da hiçbir ülkede bunların yaptığını, yaptıklarını göremezsiniz.
Eşi benzeri yok bunların.
Bunlar oldu bitti böyleler.
Tarih bunların vahşetletiyle dolu.
Din kitapları hep bunların yalancılıklarını anlatır.
Uyumsuzluklarını dile getirir.
İsyankâr olduklarını söyler.
Ve alemlerin Rabbi Allah cc.bunlara güvenmememiz gerektiğini Müslümanlara tavsiye eder.
Yani, bunlar dünde böylelerdi bu günde böyleler.
Hem suçlu hem güçlüler.
Sataşırlar.
Sonra sopayı yerler.
Ağlayıp, sızlayıp dönüp şikâyet ederler.
Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar.
İran'ı şamar oğlanı sandılar.
Tokadı sert yediler.
Hiç ummadıkları karşılığı alınca hemen barış masasına koştular.
Bakalım, bu sözde barış ne zamana kadar sürecek?
Hem suçlu hem güçlü havalarında olmasınlarda ne halt yaparlarsa kendi kendilerine yapsınlar.