Günün ortasında Bodrum trafiğinde yaşanan bir olay, sosyal medyaya saatli bomba gibi düştü. Emniyet şeridinden ilerleyen bir araç, polis ekiplerince durdurulmak istendi. Direksiyon başındaki isim, Dilan Çıtak. “Dur” ihtarına uymayınca, polis prosedürü uyguladı: Uyarı ateşi açıldı. Yani görev yerine getirildi, güvenlik ihlaline karşı müdahale yapıldı. Ancak tansiyon tırmandı.

İddialara göre Çıtak, olayın ardından “Ben İbrahim Tatlıses’in kızıyım, beni nasıl tanımazsınız!” diyerek durdurulmasına tepki gösterdi. Kamuoyunun büyük bir bölümü haklı olarak sordu: Ne zamandır soyadlar trafik kuralı tanımıyor? Ne zamandır ünlü olmak, emniyet şeridine serbest geçiş kartı anlamına geliyor?

Bu olay, yalnızca bireysel bir ihlalin ötesinde bir algı meselesini sorgulatıyor. Bazı vatandaşlar kuralları statüyle esnetebileceğini düşünüyorsa, burada bir eğitim değil, etik problemi vardır. Polis ise görevini yapmıştır. Dur ihtarını uygulamış, karşılık alınamayınca yetkisi dâhilinde müdahale etmiş. Bu tavır, takdir değilse ne olmalı?

Ün, toplumun gözünü kamaştırabilir ama kanunlar gözlük takmaz. Kimsenin soyadının trafik tabelalarını devre dışı bırakacak gücü olmamalı. Emniyet şeridi, acil müdahale içindir; kariyer özeti değil. Eğer kamu düzeni herkese eşit değilse, hukuk sadece kitaplarda yaşıyordur. Neyse ki o gün görev başındaki polis, kitabı kapatmadı. Açtı, okudu, uyguladı.

Bravo. Gerçekten bravo.