Yapısı, şekli veya konusu diyerek öznesinden uzaklaşırsak yine hedefe ulaşamayız. Bu yüzden konunun özünü saptırmadan doğrudan meseleye girmek gerekir.

***

Asgari ücret tespit komisyonu için yapılan tartışmalardan söz ediyorum. Dün ilk toplantısını yapan komisyonla ilgili “sayısal temsil şöyle olsun, böyle olsun” tartışmalarının amaca hizmet etmediğini belirtmek istiyorum.

***

Eğer sayısal tartışmalara takılıp kalırsak, bir ay boyunca gece gündüz, soğuk sıcak demeden emek vererek evini geçindirmeye çalışan emekçilere haksızlık etmiş oluruz.

***

Çünkü aslolan, komisyonda kimin kaç kişiyle temsil edildiği değil; masaya kimlerin o emekçilerin çektiği sıkıntıları bilerek, eli dolu gelebilmesidir.

Aslında hem emekçileri hem işverenleri temsil eden her bir üye piyasanın hâlini çok iyi biliyor. Fakat bazıları, ne hikmetse, kesesinde yılan varmış gibi bir türlü elini cebine atmak istemiyor. Birçoğunun zaman zaman bahşiş olarak bıraktığı para, birçok emekçi için bir aylık geçim bedeli.

***

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TİSK Genel Kurulu’ndaki “elinizi taşın altına koyun” çağrısı son derece önemli. Yıllarca emekçilerin alın teriyle servetine servet katanların artık gereken adımı atmaları gerekiyor.

Hz. Peygamberimizin “Veren el, alan elden üstündür” hadisini kendinize düstur edinin ve bu kez biraz daha cömert davranın. Çünkü günümüz şartlarında bir ev geçindirmenin maliyeti her geçen gün artıyor. Artan maliyetler karşısında da yıllardır birlikte yol aldıkları insanları bu hayat şartlarında çaresiz bırakmamaları gerekir diye düşünüyorum.

***

Bu arada belirtmeliyim ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrının bir benzerini CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den de bekliyorum. Daha doğrusu toplum olarak bekliyoruz.

***

CHP’yi öne sürerek kendi kafalarına göre vesayetçi düzen içinde işleri yolunda olan TÜSİAD’a, emekçilerin hakkını verme çağrısı yapsın. Yapsın ki iktidarıyla muhalefetiyle en azından emekçinin hakkı konusunda bir birliktelik örneği sergilensin. Böylece oluşabilecek toplumsal baskıyla emekçiler haklarına kavuşabilsin.

***

İşte bu yüzden, hükümet temsilcisi şu kadar, işçi kesimi bu kadar gibi gereksiz tartışmalardan hızla uzaklaşıp bir an önce konunun özüne dönelim. Olur mu?