Rahmetli Azer Bülbül’ün bir şarkısı vardı; “Ey dokunmayın çok fenayam. Baykuş tünemiş binaya... Başım yine çok karışık. Ben bende değilem bugün. Kendimde değilem bugün eyy... Kim iyi kim kötü ne bileyim. Çağırmışlar ne gideyim. Bırakın bir gün de rahat edeyim” diye.

Bende tıpkı Azer Bülbül’ün şarkısındaki sözler gibiyim. Çünkü şehrin takımı Antalyaspor’un başına BAYKUŞ TÜNEMİŞ! Hem de öyle böyle değil. Her baca başında birer tane!

Gelin önce Anadolu insanının inanışındaki şu BAYKUŞU bir tanıyalım. Sonra asıl mevzuya gelelim. BAYKUŞUN konduğu ev tarumar olur, yıkılırmış. Bir kuyuya yuva yaparsa kuyu kururmuş!

Halk inanışına göre BAYKUŞUN sesi (ötmesi) de iyi değilmiş. Öttüğü eve KÖTÜ HABER getirirmiş. Nereye yuva kurarsa o ev ve ev halkı harap olurmuş. BAYKUŞUN konduğu evin halkı uğursuz diye BAYKUŞU öldürse, o eve ölüm getirirmiş. BAYKUŞ öldürülmeden evden uzaklaşılırmış.

Bir başka deyişle BAYKUŞ uğursuz bir hayvan olarak adlandırılır ve viraneliklerin hayvanıdır. Konduğu ve bulunduğu yeri VİRANEYE dönüştürür inancı vardır. Halk edebiyatında BAYKUŞ ÖLÜM HABERCİSİDİR! Bir nevi uğursuzluk sembolüdür.

Şimdi şöyle birkaç ay veya haftalık olaylara baktığımızda Antalyaspor’un başına olmadık olaylar geldi mi gelmedi mi? Bir sürü kötü ve olumsuz olay yaşandı mı yaşanmadı mı?

Örneğin Teknik Direktör Emre Belözoğlu’nun bırakıp gitmesi, transfer tahtası açılırken kapatılması, kulübün haciz kıskacına alınması, Mısırlı çocuğun kanser hastası yalanıyla kulübü oyuna getirmesi, lisans çıkartılan oyuncunun ortadan kaybolması!

Türk futbol literatürüne giren HAİN/CASUS safsatası. Sonrasında berbere ambargo konulması olayı var ki evlere şenlik. Alanyaspor’un TARAFTAR YASAĞI aldırtması.

Aslında Antalyaspor ile ilgili olumsuzlukları say say bitmez bir tablo var ortada. Dün eski yönetici Cem Koç’un ortaya attığı YÜZ KIZARTICI olaylar silsilesi iddiaları!

En son ve en vahim olay ise şanlı bir tarihe sahip Antalyaspor’un adının BAHİS SKANDALINA karıştırılması.

Futbolcu Kerem Kayaarası’na TFF 45 gün hak mahrumiyeti cezası verdi. 2. Başkan Emrah Çelik ise İstanbul merkezli BAHİS soruşturmasında tutuklandı. Suçlu olup olmadığına yargı karar verecek.

Takımın puan tablosundaki yeri konuşulması gerekirken hiç akla hayale gelmeyecek konuların konuşulması hoş değil. Yönetici, taraftar ve yazarlar bile mutsuz. Çok acı olanda şehrin markası armanın rencide edilmesidir!

Benim bildiğim bir kulüpte ister yönetici ister çalışan olsun suç şahsi olmakla birlikte kurumun zarar görmemesi adına İSTİFA veya GÖREVDEN ALMA müessesesi derhal işletilmelidir.

Bir başka deyişle kulübün yararına ve en doğru olan iş yapılır. Yanlış yapılan işten zarar gören kulüp olacaksa derhal gereği yerine getirilmelidir. Çünkü Antalyaspor kimsenin babasının malı değildir!

Bakın beyler Antalyaspor'a zarar veren kim olursa olsun, adına, şanına, işine bakılmadan ya istifa ettirilmeli ya da gönderilmelidir. Kişiler geçicidir. Tek kalıcı olan Antalyaspor’dur!

Yukarıdaki yazdıklarıma okudunuz yorumu siz yapın. Antalyaspor’un başına BAYKUŞ TÜNEMİŞ mi TÜNEMEMİŞ mi siz karar verin.

Bana göre BAYKUŞLAR ÖTMÜŞ kötü haberleri çoktan vermiştir. Antalyaspor VİRANEYE dönmeden Rıza Perçin başkanlığındaki yönetim derhal gereği yapmalıdır.

Aksi halde, BAYKUŞUN uğursuzluğunu evin ve ev halkının üzerinden kaldırmak için; nohut kaynatıp, kaynamış nohutları BAYKUŞUN tünediği yerlere döküp, uğursuzluğu uzaklaştırmamız gerekecek!

Yoksa; rahmetli Azer Bülbül gibi, “Ey dokunmayın çok fenayam. Baykuş tünemiş binaya... Başım yine çok karışık. Ben bende değilem bugün... Kim iyi kim kötü ne bileyim... Bırakın bir gün de rahat edeyim” diye çok şarkılar söyleriz.