“Bu şehrin en önemli sorunu nedir?” diye yoldan geçene sorsalar ya “TRAFİK” ya da “ANTALYASPOR” der. Çünkü iki sorunda KANGREN ve insanı ÇİLEDEN çıkartıyor.
Hafta sonunda Antalyaspor lig lideri Avrupa yorgunu, morali bozuk Galatasaray’ı evinde ağırladı. Keşke TFF’ye başvurup maçı İstanbul’da oynasaydı da sinir harbi yapmazdık. En azından, “Deplasmanda yenildik” derdik.
Bir takımı yönetmek vizyon ve iddia gerektirir. Daha önemlisi fikirleri insanlara anlatmanız, ikna etmeniz de gerekir. Tabi bu da bir liderlik ister.
Ama maalesef Kırmızı-Beyazlı yönetime baktığımızda bu vasıf yok! Hal böyle olunca HELİKOPTERLE getirdikleri hoca PERVANEYİ takmış uçurmuş, 17 futbolcu transferi yaptırmış, 9 milyon Euro harcatmış, 8 haftada kirişi kırıp sizi kaderine terk etmiş.
Giderken arkasında bıraktığı ENKAZI toparlasın diye yeni bir hoca getirmişsiniz. 8 haftada 10 puan alan hocanın ardından 8 haftada 5 puan alan hoca bulduysanız sizi alkışlamak lazım.
Bu performansına rağmen göndermiyorsanız siz de ne YÖNETİCİLİK ne de LİDERLİK vasfı yok demektir. Hele futbol vizyonu kocaman bir SIFIR!
Bakın, son 5 yılın hocaları içinde en yüksek 2’nci puan ortalamasına sahip hocayı gönderip en kötü 2’nci puan ortalaması tutturan hocayı getirmeniz inanın takdire şayan.
Yahu, hocanın bu takıma bir etkisi, bir dokunuşu yok. Futbolcuları küstürmüş. Takımı mental olarak bitirmiş. Her hafta ayrı bir TERANE okuyor. Zaten tribünlerin de inancı kalmamış.
Dedim ya, “LİDERLİK VASFINIZ” yok diye. Belli ki futbol aklınız da hiç iyi çalışmıyor. Kurulan kadrodan da hoca tercihlerinden de bunu iyi anlıyoruz. Umarız yeni hoca tercihini de devre arası transferini de da bu akla teslim etmezsiniz.
Son 11 maçta 1 kez kazanıp 3 kez berabere kalmış 7 kez kaybetmiş bir takımdan bahsediyoruz beyler! Son 8 maçında başında Erol Bulut var. 8 maçta 1 galibiyet 2 beraberlik. Felaket senaryosu değil de nedir bu?
Son 4 maçta 2 gol atmışsınız ikisi de duran toptan. Akan oyundan 1 tane gol yok. Son 5 maçın gol beklentisini ve isabetli şut sayısını yazıyorum şimdi dikkatle bakın. Belki anlarsınız!
“Galatasaray maçı (Gol beklentisi: 1.28) (İsabetli şut:3), Alanyaspor maçı (Gol beklentisi:0.65) (İsabetli şut:2), Göztepe maçı (Gol beklentisi:0.41) (İsabetli şut:3), Konyaspor (Gol beklentisi:1.02) (İsabetli şut:1), Beşiktaş (Gol beklentisi:0.54) (İsabetli şut:1).”
Tabloya bakın tabloya! Son 5 maçın ortalaması 0.78 gol beklentisi. 1 gol bile beklentisi bile değil. Son 5 maçta toplam çekilen isabetli şut sayısı 10. Yenilen gol sayısı ise 9. 10 isabetli şut çekip 9 gol yiyorsan kazanma şansın ancak rakip kalede kaleci olmazsa gerçekleşebiliyor.
Bu manzaradan başarı çıkar mı? Ha siz “ÇIKAR” diyorsanız sizin futbol aklısınız. Benim veya bu işi bilenler ya AKILSIZ ya da GERİZEKALI! Veya siz çok DAHİSİNİZ!
Devam edelim. Daha ilk haftalarda CASUS/HAİN iddiasını ortaya atan ve BERBERİ işten kovdurtan Erol Bulut her maç sonunda ZIRVALADIĞI gibi Galatasaray maçı sonundaki açıklamasında da ZIRVALADI!

Basın toplantısında gazeteci Hasan Yavaşlar’ın “Üst üste 5 iç saha maçında yenilginin sebebi nedir” sorusuna, Erol Bulut, yarım Türkçesi ile “Siz uzun yıllardır buradasınız siz yanıt bulun” karşılığını verdi.
Yahu tabi ki bu sorunun muhatabı Erol Bulut! Gazeteci zaten, “Ben hoca değilim ki” diyerek kendisine KAPAK yapmış. Bir nevi “SEN HOCA DEĞİLSİN” diyememiş aslında.
Ben her hafta meslektaşlarımızın karşına başka bir senaryo ile çıkan Erol Hoca’ya şunu hatırlatayım; “Sen Fenerbahçe’de iken Fenerbahçe de kendi evinde 7 maç kaybetmiş. Bunu kime soralım?”
Ben yukarıda analizleri yaptım. Bu tabloya bakınca istesek de istemesek de, üzülsek de Antalyaspor’un durumu bundan ibaret. Durum hiç ama hiç iç açıcı değil.
“Olmuyorsa zorlama, ısrar karanlığı çağırır bazen, vazgeçmek aydınlıktır” demiş yazar. “Olmayacak bir şeyde ısrar edersen ya incinirsin ya incitirsin” diye de eklemiş bir diğeri.
Çok zorlamayacaksınız. Olmuyorsa tadında bırakacaksınız. En azından güzel bir hatırası kalsın. Elinden geleni yaptığınızı düşünüyor ve hiçbir halt olmuyorsa hiç beklemeyeceksiniz! Gönlün rahat mı? Elinden geleni yaptın mı? Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın!
Yönetimin ve hatta hocanın hayatta kendisine yapacağı en büyük iyilik zorlamayı bırakmaktır. Yerini yapabileceklere bırakmasını bileceksin! Mesele bu kadar basit işte.
Ve son olarak; OLMAYACAKSA ZORLAMAYIN sözünü şimdilik sadece HOCA için yazıyorum. Ya İNCİTİRSİNİZ, ya da İNCİNİRSİNİZ! Sıra size gelmeden gereğini yapın!
Konuyu dağıtmadan mevzuyu Mevlana’nın; “Üzülme! İstediğin bir şey olmuyorsa, ya daha iyisi olacağı için; ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur.” kapatıyorum.