VİZYONEL BİR YAPILANMA: KAMU REFLEKSİYLE HIZLI AKSİYON

USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, kurumun 2019 yılında kurulduğunu ve özellikle pandemi döneminde kritik bir görev üstlendiğini hatırlattı. Ünver, USHAŞ'ın "kamu sermaye şirketi olması nedeniyle kamu refleksiyle hareket etsin ama özel sektör gibi de hızlı aksiyon alsın" diye modellendiğini belirtti. Sağlık Bakanlığı'nın uluslararası sağlık hizmetleri konusunda proaktif ve hızlı hareket etmesini sağlamak üzere kurgulanan USHAŞ'ın, geçmiş dönemde yeterince görünür olmadığını kabul eden Ünver, son 10 aylık süreçte önemli bir değişim yaşadıklarını ifade etti.

Ünver, "Yaklaşık 10 aylık süreç içerisinde öncelikle tabii Sağlık Bakanlığı'nda Sayın Bakanımızın gelmesiyle beraber yeni bir dönem, yeni bir bakış açısı, yeni bir vizyon ve bunun neticesinde de 1 Ekim itibariyle de USHAŞ'ta genel müdür olarak biz atanmış olduk" dedi. Güçlü bir yönetim kuruluyla çalıştıklarını, bu kurulda üç bakan yardımcısının ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan bir üyenin bulunduğunu ekledi.

Ushaş (1)

HAKEM ROLÜNE GEÇİŞ: OPERASYONDAN REGÜLASYONA

O  görüntüler Türkiye'yi ayağa kaldırmıştı! Dışkı yedirilen çocuklar koruma altında
O görüntüler Türkiye'yi ayağa kaldırmıştı! Dışkı yedirilen çocuklar koruma altında
İçeriği Görüntüle

USHAŞ'ın en önemli adımlarından birinin algıyı değiştirmek olduğunu belirten Behlül Ünver, "Durağan, stabil, çok aktif olmayan USHAŞ sahada daha çok regüle edici, düzenleyici rolüyle ama diğer taraftan da hem ilaç tarafında, hem tıbbi cihaz tarafında, hem eğitim tarafında, hem bilgi sistemleri tarafında daha proaktif olan bir USHAŞ" tanımlamasını yaptı.

Geçmişte USHAŞ'ın hem kural koyucu hem de oyuncu pozisyonunda olduğunu belirten Ünver, bunun doğru bir model olmadığını söyledi. "Eğer hakemsek hakemliğimizi yapacağız. Oyuncuysak oyunculuğumuzu yapacağız. Yani biz hakem olacağız. Dolayısıyla bir taraf olmayacağız dedik" ifadeleriyle bu değişimi özetledi. Bu kapsamda, USHAŞ'ın 29 kamu hastanesindeki sağlık turizmi operasyonlarından çekildiğini ve artık düzenleyici bir rol üstlendiğini duyurdu.

SAĞLIK TURİZMİNDE KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ VE ORTAK AKIL

Türkiye'de sağlık hizmetlerinin %80'inin kamu kurumları tarafından sunulduğunu, sağlık turizminde ise durumun tam tersi olduğunu belirten Ünver, sağlık turizmi gelirlerinin %95'inin özel sektör, %5'inin ise kamu tarafından sağlandığına dikkat çekti. Ünver, Malatya'daki organ nakli, Samsun'daki başarılı uygulamalar ve Antalya, İstanbul gibi lokasyonların sağlık turizminde cazibe merkezleri haline geldiğini vurguladı.

Sağlık turizminin sadece USHAŞ'ın görevi olmadığını, bunun bir "farkındalık" ve "konunun sahiplenilmesi" meselesi olduğunu dile getiren Ünver, Turizm, Ticaret, Dışişleri, İçişleri (Göç İdaresi), Aile ve Sosyal Politikalar ve Maliye Bakanlıkları gibi birçok kurumun işin içinde olduğunu belirtti. Bu nedenle, ilgili bakanlıkların genel müdürlük seviyesinde temsilcilerinden oluşacak bir koordinasyon kurulu oluşturma çalışmalarının sürdüğünü açıkladı. Ünver, bu kurulun "işin ciddiyetini anlatmak ve doğru aksiyonları alabilmek" adına büyük önem taşıdığını ifade etti.

20 MİLYAR DOLARLIK HEDEF: NEDEN VE NASIL?

Behlül Ünver, Türkiye'nin 2024 yılı ithalatının 397 milyar dolar, mal ve hizmet ihracatının ise 377 milyar dolar olduğunu, arada 20 milyar dolarlık bir fark bulunduğunu belirtti. Sağlık turizmini bir hizmet ihracatı olarak değerlendiren Ünver, 2024 yılında yaklaşık 1.5 milyon sağlık turistinin ülkeye geldiğini ve 3 milyar dolar gelir elde edildiğini söyledi. Türkiye'nin 2028 yılındaki sağlık turizmi hedefinin ise 20 milyar dolar olduğunu vurgulayarak, bu hedefin ülkenin nasıl bir potansiyele sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Ünver, Türkiye'nin sağlık turizminde dünya genelinde ilk beşte yer aldığını (bazı araştırmalara göre ilk üçte) belirtti. Ancak mevcut durumda sağlık turizminin sadece medikal ve kısmen termal turizm üzerinden konuşulduğunu, oysa sağlık turizminin çok daha geniş bir alanı kapsadığını dile getirdi.

SAĞLIK TURİZMİNİN GENİŞ YELPAZESİ

Ünver, sağlık turizminin sadece hastalanan insanların tedavi için seyahat etmesi olmadığını, "sağlığı için bir ülkeden başka bir ülkeye seyahat etmesini" kapsadığını belirtti. Bu kapsamda medikal turizm, termal turizm, engelli turizmi, 3. yaş (yaşlılık) turizmi ve son zamanlarda popülerleşen "longevity" (sağlıklı yaşam) kavramlarının da sağlık turizmi içinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca sporcu sağlığının da bu listeye eklenebileceğini ifade etti.

Dünya genelinde medikal turizmin 100 milyar dolar, termal turizmin 98 milyar dolar, yaşlı turizminin ise 68-70 milyar dolar değerinde olduğunu belirten Ünver, sağlıklı yaşam (longevity) pazarının ise yaklaşık 1.2 trilyon dolar gibi devasa bir büyüklüğe sahip olduğunu açıkladı. Bu rakamların, Türkiye'nin sağlık turizmindeki başarısının ve potansiyelinin altını çizdiğini söyledi.

TÜRKİYE'NİN BAŞARISININ SIRRI: İNSAN KAYNAĞI VE ALTYAPI

Ünver, Türkiye'nin sağlık turizmindeki başarısının son 20-25 yılda şehir hastanelerinin kurulması, sağlık altyapısının güçlendirilmesi, yatak kalitesinin artması ve teknolojik gelişmelerle geldiğini belirtti. Ancak en önemli faktörün "insan kaynağı" olduğunu vurguladı. "Türkiye'deki hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız, hatta sağlık dışı, sağlık turizmiyle ilgilenen arkadaşlarımızın ciddi bir kazanım içerisinde ülkemize değer kattıklarını gördük" diyerek tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

DEZENFORMASYONLA MÜCADELE VE HEALTHTÜRKİYE PLATFORMU

Sağlık turizminin uluslararası alanda rekabetin de yoğun olduğu bir alan olduğunu belirten Ünver, zaman zaman Türkiye aleyhine dezenformasyon kampanyalarıyla karşılaştıklarını dile getirdi. "Eğer bir ülkeden başka bir ülkeye çok hasta gitmesi söz konusu olunca hemen o ülkede, özellikle Türkiye olduğu zaman hemen diyor ki Türkiye'ye gitmeyin, sağlığınız ucuz değil, yanlış insanlar yapıyor gibi yaklaşımlar" şeklinde örnekler verdi. Bu durumla mücadele etmek için USHAŞ içinde bir dezenformasyonla mücadele ekibi oluşturulduğunu ve basında çıkan her türlü haberin yakından takip edildiğini söyledi.

Bu noktada, USHAŞ'ın geliştirdiği "HealthTürkiye" platformunun önemine değinen Ünver, bu platformun sağlık turizmi yapabilecek akredite kurumları bir araya getirdiğini belirtti. Şu anda yaklaşık 5800 tesis ve 1261 aracı kurumun platforma üye olmasını beklediklerini, 6 aylık geçiş sürecinde binlere yaklaşıldığını ifade etti. HealthTürkiye aplikasyonu sayesinde dünyanın her yerinden hastaların istedikleri hastaneyi ve doktoru seçebileceğini, seyahat indirimlerinden faydalanabileceğini ve hatta Türk Hava Yolları ile özel indirimler alabileceğini aktardı.

HTS KODU VE VERİ GÜVENİLİRLİĞİ

Behlül Ünver, HealthTürkiye platformunun en önemli yeniliklerinden birinin "HTS kodu" olduğunu belirtti. Bu kodun bir TC numarası gibi düşünülebileceğini ve hastaların yıllar sonra bile ülkeye geldiklerinde aynı kodu kullanabileceklerini söyledi. Bu kodun hastaneler ve sağlık turizmi tesisleri tarafından sisteme girilmesinin zorunlu olduğunu ve bunun "daha sağlıklı, daha ölçülebilir, daha doğru verilerin girilmesi anlamında" büyük önem taşıdığını vurguladı.

HTS kodunun İçişleri, Dışişleri, Turizm ve Sağlık Bakanlıkları ile entegre çalıştığını belirten Ünver, şu ana kadar 15.600 civarında misafire HealthTürkiye platformu üzerinden vize kodu üretildiğini ve bu sayede hastaların Türkiye'ye gelmeden önce öncelikli vize hakkı kazandıklarını ifade etti. Bu sistemin, Türkiye'nin sağlıkla ilgili daha gerçekçi ve doğru bilgiler paylaşmasını sağlayacağını dile getirdi.

TERMAL TURİZMDE YENİ BİR ATILIM: HEDEF 5 MİLYAR DOLAR

Ünver, termal turizmde Türkiye'nin mevcut potansiyelinin yeterince kullanılmadığını belirtti. Türkiye'nin şu anda termal turizmden 250-300 milyon dolar civarında bir gelir elde ettiğini, oysa Almanya'nın bu alanda yıllık 10 milyar dolar gelir elde ettiğini örnek verdi. Türkiye'nin 1100'den fazla termal kaynağı ve 500'den fazla tesisi olmasına rağmen bu rakamın çok düşük olduğunu vurguladı.

Bu durumu değiştirmek için "30 tane tesis, 10 bin yatak" projesi başlattıklarını açıklayan Ünver, bu sayede termal turizm gelirini 1 yılda 1 milyar, 2 yılda 2 milyar, 5 yılda ise 5 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Sivas Balıklı Kaplıca gibi dünyada benzeri olmayan tesislerin yeterince tanıtılmadığına dikkat çekerek, bu tür yerlerin "sağlık anlamında konumlandırılması" gerektiğini belirtti.

Termal turizmde farkındalık yaratmak amacıyla Dünya Termal Kentler Rotası'na Türkiye'den daha fazla ilin dahil edilmesi için çalıştıklarını (Afyon'un yanı sıra Erzurum, Sivas, Rize, Nevşehir, Samsun, Sakarya, Bolu gibi iller) ve Jeotermalli Üniversiteler Platformu kurma girişiminde bulunduklarını ifade etti.

KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE VE KALİTE ODAKLI YAKLAŞIM

USHAŞ'ın sağlık turizminde "kayıt dışılıkla" mücadele ettiğini belirten Ünver, HealthTürkiye platformuna üye olmayan kurumların Eylül sonrası sağlık turizmi yetkinliği noktasında olmadığını düşündüklerini ve bu kurumların "kayıt dışı kurumlar haline geleceğini" söyledi. Bu tür kurumlarla ilgili yasal süreçlerin başlayacağının altını çizdi.

Ünver, sağlık turizmi yetki belgesi olmayanların bu işi yapamayacağını vurguladı. Yetki belgesi için en az bir yabancı dil bilen personel çalıştırma ve TÜSKA akreditasyonu zorunluluğu gibi standartlar getirdiklerini açıkladı. Ayrıca, ameliyathanelerde komplikasyon sigortasını zorunlu hale getirdiklerini, böylece hasta mağduriyetlerinin önüne geçmeyi amaçladıklarını belirtti.

ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ VE GARANTÖR ROLÜ

USHAŞ'ın uluslararası alanda da aktif rol oynadığını belirten Behlül Ünver, "5 kıta 30 ülke" belirlediklerini ve şu ana kadar 15 ülkeyi ziyaret ederek işbirlikleri başlattıklarını söyledi. 12 ülkenin kendi vatandaşlarına HealthTürkiye platformu üzerinden Türkiye'ye gelmelerini tavsiye ettiğini, bunun "merdiven altı" grupla mücadele anlamında farkındalık oluşturduğunu belirtti.

USHAŞ'ın yurt dışındaki en önemli rollerinden birinin "garantörlük" olduğunu vurgulayan Ünver, Türk firmalarına, hastanelerine, ilaç ve tıbbi cihaz firmalarına "Bizimle beraber hareket edin. Biz sizin alacağınız parada garantör olalım. Yani eğer orası paranızı ödemezse biz sizin paranızı ödeyelim" dediklerini aktardı. Bu garantörlük rolünün, özellikle Kuveyt, Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkelerle yapılan görüşmelerde büyük ilgi gördüğünü ve Türkiye'nin güvenilirliğini artırdığını ifade etti.

İLAÇ, TIBBİ CİHAZ VE HASTANE PROJELERİ

USHAŞ'ın sadece sağlık turizmiyle sınırlı kalmadığını belirten Ünver, ilaç ve tıbbi cihaz ithalatı ve ihracatı konusunda da yetkili olduklarını söyledi. Yaklaşık 1-1.5 ay sonra "USHAŞ Plus" adında bir portal açacaklarını ve bu portal üzerinden Türkiye'de üretilen yerli ve milli ürünlerin yurt dışına satışının yapılacağını duyurdu. Ayrıca, nadir ilaçların temininde vatandaşların yaşadığı sıkıntılara çözüm üretmek amacıyla bir otomasyon sistemi üzerinde çalıştıklarını ekledi.

Ünver, USHAŞ'ın yurt dışında hastane projelerinde de yer aldığını, Suriye'de Halep ve Şam'da iki hastane projesinin bulunduğunu, Kıbrıs'ta da hastane açılışı süreçlerini yönettiklerini belirtti. Nijer, Somali, Kırgızistan ve Arnavutluk gibi ülkelerdeki dost hastanelerin ilaç ve tıbbi cihaz ihtiyaçlarını da USHAŞ'ın karşıladığını dile getirerek, kurumun çok yönlü çalıştığını vurguladı.

GELECEK VİZYONU: NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞI VE SÜREKLİ GELİŞİM

Behlül Ünver, sağlık turizminde nitelikli insan kaynağının önemine değinerek, YÖK ile işbirliği yaparak yönetici kadroları ve ara eleman yetiştirme konusunda adımlar attıklarını söyledi. Üniversitelerle işbirliği protokolleri imzaladıklarını ve HealthTürkiye platformunun "canlı bir organizma" gibi arz talep dengesi içerisinde kendini sürekli geliştireceğini ifade etti.

Son olarak, 3-5 Ekim tarihlerinde İstanbul'da GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) Kongresi düzenleyeceklerini duyuran Ünver, tüm ilgilileri bu önemli etkinliğe davet etti. Ünver, Türkiye'nin sağlık turizminde "Türkiye Yüzyılı"nda farkındalık yaratacak ve öne çıkan alanlardan biri haline geleceğine inandıklarını belirterek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Haber Merkezi