Lafı hiç eveleyip gevelemeden muhataplarına direk sorarak başlamak gerektiğini düşünüyorum.

Yahu kardeşim, bu milletin çektiği çileyi, eziyeti, hatta rezilliği siz çekmiyor musunuz? Nedir bu vurdumduymazlık? Ne zamana kadar böyle devam edecek? Sabah aynı, akşam aynı… Acaba hiç sorumluluk hissediyor musunuz, yoksa hiç çözüm bulmaya çalışıyor musunuz?

***

Evet, bahsettiğim konu Antalya’nın son dönemde en çok konuşulan ve en çok sıkıntı yaşanan trafik çilesi. Geçtiğimiz haftalarda da yazmıştım, ama ultra lüks araçlarla seyahat eden yöneticilerimiz, bozuk yolların sıkıntısını hissetmez; peki ya yoğunluğu? Onu da mı fark etmiyorlar acaba?

***

Gerçekten güzel bir şehre nasıl yazık edilebileceğini bizzat gözlemliyoruz. Çözüm öneren yok, sorumluluk alan yok, sıkıntıyı asgariye indirmek için adım atan yok. “Altta kalanın canı çıksın” anlayışı hâkimse, sıkıntıyı çeken çeksin, zamanla alışır düşüncesi ise ayrı bir hezeyan.

***

Ama ne yazarsak yazalım, artık geçmişler ola! Kati çözümler üretilmediği sürece, yaşadığımız bu günlerin “iyi günler” olduğunu geçmişi anarak anlayacağız. Anma demişken, trafiğin bu hâle gelmesinde emeği geçenleri sık sık andığımızı da belirtelim.

***

Bu arada, trafik konusuna değinmişken tramvay hatlarındaki ışıklara da dikkat çekmek gerekir. Bazı yerlerde tramvay geleceği için kırmızı ışıkta beklerken, yeşil yanıyor; geçmeye başlarken saniyeler içinde tekrar kırmızıya dönüyor.

***

Sağdan soldan gelen araçlar arasında kalan sürücüler büyük zorluk yaşıyor. Kaç defa bizzat şahit oldum, büyük kazalar ucuz atlatıldı. Önlem alınmazsa, yakın zamanda bu satırları hatırlatacak büyük kazaların haberini yapabiliriz ki Allah korusun, hiç istemediğimiz bir durum bu.

***

Buradan ilgilenenlere sorumluluk almak istemese de görevi olanlara hatırlatmış olalım. Bu iş sarı çizmeli Mehmet ağanın işi değil sizin işiniz bilginiz olsun!

***

Ve son olarak şunu da ekleyelim. Bu sorun her büyük şehrin ortak sorunu olabilir; ama çözümü geciktirmek, günü kurtarmaya çalışmak değil, kalıcı ve gerçekçi adımlar atmaktır. İşin ucunda can var, zaman kaybetmek lüksümüz yok.

***

Yol ve trafik düzenlemeleri, altyapı yatırımları, denetimler ve sürücü bilinci… Bunların hepsi aynı anda düşünülmeli, yoksa her gün yaşadığımız kaos daha da büyüyecek. Bu şehrin güzelliği kadar, güvenli ve düzenli bir yaşam hakkı da halkın hakkı, bunu unutmamak gerekiyor.