Prof. Dr. Bektaş, Bigadiç-Sındırgı-Simav Fay Zonu boyunca meydana gelen depremlerin birbirini tetiklediğini ifade etti.
Bölgedeki gerilimin, büyük ve yıkıcı bir depremle değil, orta büyüklükteki (4.0–6.1) depremlerle zamana yayılarak boşaldığını söyledi. Bu durumun, fay hattı üzerindeki enerji birikiminin kontrollü biçimde azalmasına yol açtığını kaydetti.
Uzman, fay hattı boyunca yükseldiği belirtilen basınçlı akışkanların, fay yüzeylerindeki sürtünmeyi azalttığını ve depremlerin ardışık şekilde gerçekleşmesini kolaylaştırdığını aktardı.
Bektaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bigadiç-Sındırgı-Simav fay zonunda deprem salgını yaşanmaktadır. Birikmiş deprem enerjisi uzun sürede, orta büyüklükteki depremlerle boşalmaktadır. Kolaylaştırıcı etken ise fay zonunda yükselen basınçlı akışkanlardır.” ifadelerine yer verdi.
"ANİ ŞOK DAHA YIKICI OLURDU"
Bir takipçisinin, sürecin risk oluşturup oluşturmadığı yönündeki sorusunu da yanıtlayan Bektaş, ardışık depremlerin olumsuz bir tablo yaratmadığını belirterek, “Eğer enerji bir anda boşalsaydı, ani şok çok daha yıkıcı olurdu.” değerlendirmesinde bulundu.
BİGADİÇ-SINDIRGI-SİMAV FAY ZONUNDA
— Prof. Dr. Osman Bektaş (@profobektas) November 7, 2025
Deprem salgını yaşanmaktadır (bir deprem diğerini tetikliyor).
Birikmiş deprem enerjisi kademeli, yavaşça, uzun sürede, orta büyüklükte depremlerle (M4-6,1) boşalmaktadır.
Kolaylaştırıcı,fay zonunda yükselmış basınçlı akışkanlardır.





