Amerikan basınında ve hakemli bilim dergisi Science’ta yayımlanan bir araştırmada, Marmara Denizi’nden geçen Ana Marmara Fayı boyunca son yıllarda yaşanan depremlerin, kilitli olduğu değerlendirilen fay segmentine doğru ilerlediği belirtildi.

Çalışmada, 2011, 2012 ve 2019 yıllarında meydana gelen depremler ile nisan ayında yaşanan 6,2 büyüklüğündeki sarsıntının birlikte değerlendirildiği, bu hareketliliğin İstanbul’da 7,0 ve üzeri büyüklükte bir deprem riskini artırabileceği vurgulandı. Bilim insanları, depremlerin zamanının öngörülemeyeceğini ancak riskin devam ettiğini ifade etti.

Bursa’da trafikte ilginç anlar! Arabadaki not görenleri hem şaşırttı hem güldürdü
Bursa’da trafikte ilginç anlar! Arabadaki not görenleri hem şaşırttı hem güldürdü
İçeriği Görüntüle

Araştırmada ayrıca, 6,0 ve üzeri büyüklükte bir depremin dahi İstanbul’da ciddi hasara yol açabileceği uyarısına yer verildi.

4 il için korkutan uyarı! Tarih vererek duyurdu: 8’den büyük deprem riski...
4 il için korkutan uyarı! Tarih vererek duyurdu: 8’den büyük deprem riski...
İçeriği Görüntüle

Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, NTV yayınına katılarak uluslararası çalışmayı yorumladı.

Tüysüz, Marmara Denizi’nde beklenen büyük depreme ilişkin uyarılarda bulundu. Son aylarda yayımlanan yerli ve yabancı araştırmaların benzer sonuçlara işaret ettiğini söyleyen Tüysüz, Marmara’da 17 Ağustos 1999’dan bu yana ortaya konulan risklerin geçerliliğini koruduğunu vurguladı.

23 NİSAN'DAKİ DEPREME DİKKAT ÇEKİLİYOR

23 Nisan’da Marmara Denizi’nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından artçıların doğuya doğru ilerlediğine dikkat çeken Tüysüz, bu hareketliliğin Adalar ve Avcılar açıklarındaki kilitli faylar üzerinde stres yarattığını belirtti. Bu durumun, beklenen İstanbul depreminin zamanını öne çekebileceği yönünde bilimsel görüşler bulunduğunu ifade etti.

Bilimsel çalışmaların hakemli ve veriye dayalı olduğunun altını çizen Tüysüz, sosyal medyada yapılan “Marmara’da deprem olmayacak” yönündeki paylaşımların bilimsel karşılığı olmadığını söyledi. Marmara’da son büyük depremin 1766 yılında yaşandığını hatırlatan Tüysüz, artçıların doğuya ilerlemesinin bu bölgede yeniden stres biriktiğine işaret ettiğini kaydetti.

Marmara Denizi’nde bazı kesimlerde fayların yavaş hareket ettiğini ve bu bölgelerde kısa vadede deprem beklenmediğini belirten Tüysüz, buna karşın Mimar Sinan açıklarından Adalar ve İzmit Körfezi’ne uzanan fay zonunun uzun süredir kırılmadığını ve risk taşıdığını dile getirdi.

Depremin zamanının öngörülemeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Okan Tüysüz, İstanbul’un büyük bir depreme mutlaka hazırlanması gerektiğini söyledi. Kentte yaklaşık 1 milyon 200 bin bina bulunduğunu belirten Tüysüz, kentsel dönüşümün tek başına yeterli olmayacağını, toplumun deprem öncesi ve sonrası için bilinçlendirilmesi ve düzenli tatbikatların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Tüysüz, Marmara Denizi’ne kıyısı olan bölgelerin daha şiddetli sarsıntı yaşayabileceğini belirterek, özellikle eski dere yatakları ve zemin yapısı zayıf alanlarda yapı kalitesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti.

Kaynak: NTV