Günebakış gazetesi 25 yıllık günlük siyasi bir kurumdur. Kuruluşundan bugüne Trabzon ve bölge için ortaya koyduğu habercilik günebakış’ı en çok konuşulan bir yayın organı haline getirmiştir. Günebakış olarak pek çok ödüller aldı. En önemli ödülü ise 2017 yılında Anadolu Basın Birliği tarafından “Türkiye’nin en iyi yerel gazetesi” olarak seçilmiş olmasıydı. Günebakış, 25 yıllık gazete olarak bugün Trabzon’un en eski günlük haber kaynağıdır. Yazı yazmak isteyen herkes günebakış yazı ailesi içine giremez. Günebakış Yayın Kurulu mutlaka uzmanlık ister. Yani günebakış’ta her köşe yazarı her alanda kalem oynatamaz. Ancak bildiği alanlarda yazı yazabilir.
Günebakış bir sermaye gazetesi değildir. Arkasında holdingler veya farklı sektörlerdeki iş adamlarından herhangi bir tanesi yoktur. Ali Öztürk, 18 yaşında amatör olarak başladığı yayıncılık yolculuğunu önce yerel bir radyo ve televizyon, ardından 25 yıllık bu gazete ile taçlandırmıştır. Öztürk, bugün hala bir patron olduğu kadar önce gazetecidir. Yani mesleğini en ince ayrıntısına kadar icra etmektedir.
Günebakış 28 Şubat Post Modern Darbesinin hemen ardından kurulan bir sitedir. Darbe sürecinin basın üzerindeki ağır gölgesi ve yoğun baskılar Öztürk’ü televizyona veda etmek zorunda bırakmıştır. Televizyon yayıncılığı darbe hukuku eliyle sonlandırılsa da Öztürk, yayıncılıktan vazgeçmemiştir. Gazetecilik aşkı 8 Mayıs 2000’de bu darbe sürecindeki karanlıktan çıkan günebakış isimli bir ışıkla yeniden hayata geçmiştir. Ali Öztürk, Trabzon basınında her zaman ilkleri ve farklılıkları sergilemiştir. Trabzon’un ilk radyosunu kurmuştur. 1990’lı yılların ortalarında basın özgürlüğü engellendiğinde ve radyolar kapatıldığında yani özgür seslere kısıtlama getirildiğinde Trabzon’un Faroz Limanından kiraladığı tekneyle uluslararası kara sularına açılmış ve 72 saat radyo yayınıyla yasağı protesto etmiştir. Sivil itaatsiz bu eylem yalnız Türkiye’de değil dünya basınında büyük yankı uyandırmıştır. Gökkuşağı isimli radyo bu tutumuyla dünyada sivil itaatsizler literatürüne girmiştir.
Günebakış Trabzon un hikayesi sıradan bir medya kuruluşunun hikayesi değildir. Bir mücadelenin, bir kararlılığın, bir aşkın, alın terinin, fikrin, emeğin ve ilkeli yayıncılığın ürünüdür. İlkeler üzerine kurulmuş, inançla büyümüş olan günebakış gazetesi, kuruluşundan itibaren kendisine 4 temel ilke ilan etmiştir. 1-İnsan haklarına saydı. 2-Hukukun üstünlüğüne bağlılık. 3-Din ve vicdan özgürlüğünü savunmak. 4-Yaşadığı kentin ve bölgenin sorunlarını her şeyden öncelikli ve üstün tutmak.
Yukarıdaki ilkeler, sadece gazete sayfalarında yer alan cümleler değildir. Gazetecilik pratiklerinde her gün yeniden sınanan değerler olmuştur. Ali Öztürk ve arkadaşları 25 yıl boyunca bu ilkelerden sapmadan yürümeyi başarmıştır. Günebakış her zaman ilkleri deneyen, başaran ve hayata geçiren bir yayın organı olmuştur. Günebakış Trabzon’da ve bölgesel olarak başladığı yayıncılık hayatında İstanbul’u taşra yapan Anadolu’dan ilk gazete olmuştur. İstanbul’da 13 yıl süreyle baskı yapan ve yalnız İstanbul değil, İzmit, Sakarya, Bolu, Gebze, Zonguldak, Yalova ve Bursa gibi illere yayın yapan ve oralarda yaşayan Karadenizlilere, Karadeniz haberlerini taşıyan ve bu yayıncılık sürecini kesintisiz 13 yıl devam ettiren bir yayın organıdır. Her gün Marmara illerinde binlerce bayiye gazete veren günebakış tam 13 yıl İstanbul ve Marmara Bölgesini taşra yapmıştır. Günebakış bununla sınırlı kalmamıştır. 2006 yılında Avrupa’ya açılmış, 6 ay süreyle Almanya’da baskı yapmış, Almanya, Avusturya ve Hollanda’daki Karadenizlilere günlük olarak ulaşmıştır. Aynı şekilde ülkenin başkentinde de günlük baskıyı denemiş 1 buçuk yıl süreyle Ankara’da bayilerde günlük gazete satmıştır. Bütün bu basın yayın atılımlarında yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle geri dönmek zorunda kalan ve yeniden doğduğu bölgeye dönen günebakış, hiçbir zaman yandaş olmamış ve yandaşlığa giden bütün yolları haberciliğiyle tıkamıştır. Hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamış, haksızlık nereden gelirse gelsin ve yanlış kime ait olursa olsun hakkın ve hakikatin yanında olmuştur. Belki 300’ü aşkın kez mahkeme kapılarına gitmiş ama ilkelerinden ve özgürlüğünden taviz vermemiştir. Günebakış bugün gazete olarak günlük binin üzerindeki tirajı 70-80 binlik dijital erişim ortalamasıyla hala özgür ve tarafsız günlük bir gazete olarak yayın hayatına devam etmektedir.
YAZMAMAK DEĞİL, YAZMAK
Özgür habercilik ve yorum üzerine kurulmuş bir misyonun sahibi gazeteci Ali Öztürk’ün kaleminden çıkan şu cümle aslında bu gazetenin özeti. “Habercilik anlayışımız yazmamak değil yazmak ilkesi üzerine oturuyor. Yazarken kime dokunacağı ya da kimi sevindireceğinin hesabını yapmayız. Bazen yeni dost kazanırız, bazen dostları kaybederiz. Biz biliriz ki gazetecilik yapmaktayız. Zaten günebakış markasını biz böyle ürettik.” Günebakış, gücünü sansürden değil gerçeğin ağırlığından alır. Kimsenin yazamadığını yazar. Trabzon’da vatandaş bir haberini yaptıramayınca birbirine, “günebakış’a gidin o yazar” der. Günebakış, her haber ve makalesinde ve her manşetinde kentte bir yankı bırakır.
BÜGÜN NEREDE DURUYOR?
Günebakış bugün 21 çalışanı, çoğunluğu iletişim fakülteleri mezunu muhabirleri ve internet editörleri ile yine dinamik internet haberciliğiyle ‘Trabzon’un vicdanı’ iddiasını taşıyor. Aynı zamanda ‘Trabzon’un vicdanı’ iddiasını sahiplenen günebakış, şehirde yaşanan her adaletsizliği not düşen bir zabıt katibi gibidir. Aynı zamanda şehrin nabzını tutan bir medya vicdanı olarak konumlanıyor.
VE SON SÖZ: BİR HOŞ SEDA
35 yılın sonunda mesleğe yeni atılmış 18 yaşlarındaki bir gencin gazetecilik heyecanıyla yazmaya ve yerine göre elinde mikrofonla habere çıkmaya devam eden Ali Öztürk, “Gök kubbede hoş bir seda” bırakma arzusunda. Günebakış sadece bir gazete değil, Trabzon’un ve bölgenin sesi, sözü ve Türkiye’nin yerel basın hafızasında sönmeyen bir yıldızıdır. Günebakış, Trabzon’dan doğdu, önce bölgeye yayıldı ve her şeyini bu şehre ve bölgeye borçlu. Ve bu borcunu ancak gerçekleri yazarak ve hakikati savunarak ödeyeceğine inanıyor. Yayıncılığını da bu anlayışla sürdürüyor. Ali Öztürk, “Sırtımızda kambur yok. Alnımız açık, kalemimiz hür. Ve vicdanımız rahat. İşte bizim gazeteciliğimiz.” diyor.





