Ortalık yangın yeri. Ciğerlerimiz yakılıyor. Hem de FETÖ’nün vatan haini teröristleri tarafından. Bu gerçekler doğrultusunda birileri çıkıp, “Nerede bu uçaklar, nerede helikopterler?” diye -her yıl olduğu gibi- aynı TERANEYİ söyleyip duruyor.
Bende bugünkü yazıma Hz. Mevlana’nın, “Ne kadar bilirsen bil söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır” sözü ile başlamak istiyorum. Çünkü ANLAMIYORLAR ve ANLAMAK İSTEMİYORLAR!
Yıllarca orman yangınlarını yakından takip eden bir gazeteciyim. 1998 yılında Düzlerçamı yangınında Teslime Tosun ile alevlerin arasında kalıp ormancılar tarafından kurtarılmış biriyim.
Bu memlekette Gündoğmuş’ta ALEV GİRDABINDA şehit olan; Abdullah Aydın, Mehmet Ali Güzelce, Mesut Aranlı, Feridun Kaya,Hasan Dağhan ve Mevlüt Kaplan’ın haberlerini yapıp hala o acıyı yüreğinde hisseden biriyim.
Bundan 4 yıl önce yani 2021 yılında Türkiye tarihinin en büyük orman yangını olan ve 11 gün süren Manavgat orman yangınını takip eden bir gazeteciyim. Hani şu koca koca milletvekillerinin Ulualan’da helikopterlerin arasında, “Hiç helikopter görmedik” dedikleri olayın canlı tanığıyım.
Şimdi bakıyorum da aradan koca 4 yıl geçmiş amma beyinlerdeki o DÜŞÜNCE hiç değişmemiş. Havada onlarca helikopter, uçak ve İHA alevlerle mücadele ediyor amma o zihniyet, “Bir uçağımız bile yok” diye YAYGARAYA devam ediyor.
Bakın ben size bu yıl Türkiye’de ve Antalya bazında orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan uçak, helikopter ve İHA sayısını tek tek aktaracağım. Bakalım o zihniyet ANLAYABİLECEK Mİ?
Orman yangınlarıyla mücadelede 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 insansız hava aracı (İHA) ile Avrupa’nın en hazırlıklı ülkelerinden biri konumundayız. Yani öyle birilerinin TERANE okuması gibi değil,harbi rakam bunlar…
Orman yangınlarına müdahalede ilk reaksiyon süresi 2002 yılında 40 dakikayken, bugün ortalama 11 dakikaya düşürülmüş durumda. İHA’lar, akıllı gözetleme kuleleri ve yapay zekâ tabanlı sistemler sayesinde yangınlar 2 dakika içinde tespit edilebiliyor artık.
Bir de sıkça dillendirilen, “GECE MÜDAHALE YAPILMIYOR” eleştirisi (ALGI) var. Yahu bu işin tekniği ve pilot güvenliği nedeniyle çok özel şartlarda yapıldığını bir bilin. Ayrıca ülkemizde 5 gece görüş helikopter olduğunuda gözardı etmeyin!
Sadece alet edevat veya insan gücü bazen yetmiyor. Çünkü; yüksek sıcaklık, düşük nem, rüzgâr gibi doğal şartlar karşısındane yaparsanız yapın doğanın gücüne karşı koyamıyorsunuz. Şöyle bir düşünün, 50 dereceyi aşan bir sıcaklıkta her yer ÇIRA gibi oluyor değil mi?
Tabi bunlar bahane değil. İşte bu nedenle 20 adet AT 802 FireBoss amfibik yangın söndürme uçağının alım süreci devam ediyor. 8 adet yerli yangın helikopteri için de TUSAŞ ile sözleşme imzalanmış durumda. Filo her geçen yıl büyüyecek.
Bu noktadan baktığımızda Antalya’daki yangın söndürme uçağı, helikopter ve İHA filomuza bir bakalım. Hani, “Nerede” diye sorup duruyorlar ya. İşte o KÜÇÜK BEYİNLERİN görmesi için o rakamlar!
Antalya’da yangınlara müdahale için 5 adet uçak, 7 adet helikopter, 1 İHA konuşlandırılmış durumda. Ayrıca; Muğla, Isparta ve İzmir’den acil ihtiyaç durumu olduğu zaman helikopter ve uçak takviye olarak gönderiliyor. O bölgelerde ihtiyaç olduğu zaman da Antalya’dan takviye olarak gönderiliyor.
Bakın, yaşadığımız dünya bir imtihan dünyası. Allah bizi imtihan ediyor. Bu yangınlarda doğaya karşı yaptığımız hoyratlığa karşı bir imtihan olarak değerlendirilmeli. Kimi zaman çaresiz, kimi zaman yetersiz kaldık değil mi?
Ama öyle veya böyle bu imtihanı geçip büyük kayıp vermemize rağmen savaşı eninde sonunda kazanan taraf biz olacağız. Şunu unutmayalım; her şeye rağmen ‘şükür’ etmeliyiz. Beterin beteri olduğunu asla ıskalamamalıyız.
Bazılarına göre başarısız oluyoruz. Lakin işin aslına ve kıyaslandığımız ülkelerdeki yangınlara, UÇAK ve HELİKOPTER filolarına bakarsanız başarılı olduğumuzu anlarsınız. Yeter ki siz ülkenizle gurur duymayı bilin.
Her yılda “Nerede bu uçaklar, nerede bu helikopterler?” diye TERANE okumayı bırakın. Havaya bakın görürsünüz. Göremiyorsanız sizin neye baktığınıza biz bakalım! Ne derseniz?