Gribin influenza virüsünün sebep olduğu, sonbahar sonu ve kış aylarında yüksek bulaşıcılığa sahip bir hastalık olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Merve Karaca, dikkat edilmezse riskli gruplarda yüksek oranda ağır seyrettiğini, hastane yatışı gerektirebildiğini ve halk arasındaki adının da paçavra hastalığı olduğunu söyledi. Gribin, öksürük, hapşırık, konuşma ve solunum sırasında yayılan damlacıklar yoluyla bulaştığını vurgulayan Dr. Karaca, “Daha az olmakla beraber temas yoluyla da bulaşır. Öksürerek, hapşırarak cansız yüzeylere yayılan virüs dokunularak eğer elimiz yıkanmadan ağzımıza burnumuza götürürsek bizleri hasta edebilir. Gripte ani başlangıçlı yüksek ateş, üşüme, titreme, boğaz ağrısı, baş ağrısı gibi şikayetler olabilir. Yetişkinlerde nadir olmakla beraber, çocuklarda bazen ishal ve kusmayla gelebilir. Özellikle küçük çocuklarda halsizlik, yorgunluk, uyku hali, emmeme, beslenme bozukluğu ve genel huzursuzluk gibi şikayetlerle gelebilir” dedi.

"ANTİBİYOTİK VİRÜSLERE ETKİ ETMEZ"

Grip hastalarının bir takım önlemleri alması gerektiğini fakat asıl koruyuculuğu aşının sağladığını söyleyen Dr. Karaca, “Aslında grip tedavisinde sebep virüsler olduğu için antibiyotik kullanımının yeri yoktur. Önemli olan istirahat, bol sıvı tüketmek, taze sebze meyve tüketmektir. Genelde kendiliğinden bir hafta içerisinde geçecektir. Ancak özellikle kronik hastalığı olan, 65 yaş üstü kişiler, gebeler gibi veya 5 yaş altındaki çocuklar, kreşe giden çocuklar gibi riskli gruplar eğer hastalığı daha ağır geçiriyorsa, çok gecikmeden 24-48 saat içerisinde ilgili uzmana başvurmaları gerekmektedir. Özellikle seçili durumlarda anti-viral tedavi yani virüse karşı ilaç tedavisi de uygulanabilmektedir” diye konuştu.

Osteoporozu önlemek için D vitamini büyük öneme sahip Osteoporozu önlemek için D vitamini büyük öneme sahip

“AŞILAR 60 YILDIR YAPILIYOR”

Gripten korunmak için alınabilecek önlemlere değinen Dr. Karaca “Öncelikle suya sabuna dokunmalıyız. Özellikle kalabalık ortamlarda maske takabilmemiz önemli. Mesafeye dikkat etmek gerekir ama asıl koruyuculuğu aşılar sağlamakta” dedi. İnfluenza aşılarının yaklaşık 60 yıldan fazla suredir uygulandığını aktaran Dr. Karaca Dünya Sağlık Örgütü'nün aşıları her yıl virüsün antijenine, yaygın tipine göre yeniden düzenleyerek ülkelere dağıttığını ifade etti.

"ÖZELLİKLE 5 YAŞ ALTI OLMAK ÜZERE TÜM ÇOCUKLARA VE RİSK GRUPLARINA ÖNERİLİYOR”

İnfluenza aşısının özellikle risk gruplarına ve kronik hastalığı olanlara, 5 yaş altı çocuklara, gebelere önerildiğini vurgulayan Dr. Karaca, “Her yıl ekim, kasım aylarından mart ayına kadar yapılması önerilir. 9 yaş altında çocuklara aşı daha önce 2 doz hiç yapılmamışsa, en az 4 hafta arayla 2 doz şeklinde, 9 yaş üzerinde de tek doz şekline yapılabilir. Aşının koruyuculuğu yapıldıktan yaklaşık 2 hafta sonra başlamakla beraber yaklaşık 6 ay kadar sürebilmektedir. Aşıyı 6 aydan küçük çocuklar, gebeliğin ilk 3 ayında olanlar ve özellikle aşı içerisindeki maddelere karşı ciddi alerjisi olanlar dışında herkes yaptırabilir. 6 aydan küçük çocuklarda ise aşılama da yapamayacağımız için korunmada en önemli şeylerden birisi anne sütü olmakla beraber özellikle koza stratejisiyle gebeliğin son 2 trimesterinde yapılan anne aşılamayla aslında anneden plasenta yoluyla bebeğe geçen antikorlar sayesinde bebek de korunabilmektedir” ifadelerini kullandı.

"AŞI ASTIM ATAĞINI TETİKLEMEZ”

Aşının hastalıkları tetiklemediğinin altını çizen Dr. Karaca sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Bize daha çok aşı ile alakalı sorular geliyor. Özellikle aşı grip yapar mı? Aşının kendisi grip yapmaz ancak aşının koruyuculuğu, aşının yapılmasından 2 hafta kadar süreyle başladığı için o arada eğer tesadüfi olarak bir hasta grip virüsüyle karşılaşırsa o zaman grip olabilir. Yani aşının kendisi değil başka bir virüs buna sebebiyet verebilir.”

Gripken veya iyileşme aşamasındayken aşı yapılıp yapılamayacağı sorularına da değinen Dr. Karaca; “Gripken aşı vurulmak hastalığı daha da arttırabileceği için önerilmemektedir. Astımlı çocuklar açısından da soruluyor. Astım atağını tetikler mi gibi. Aşının astım atağını tetiklemesi gibi bir durum söz konusu değil. Özellikle hatta kronik hastalığı olan, astım gibi, kistik fibrozis gibi göğüs hastalıkları olan çocuklara koruyucu olması adına özellikle aşıyı önermekteyiz” dedi.

Kaynak: İHA