Antalya Diplomasi Forumu 2025 (ADF2025) kapsamında Yusuf Erim’in moderatörlüğünde yapılan ADF Talks’ta konuşan Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin kuruluşuna kadar olan zorlu süreçten bahsetti. Türkiye’nin KKTC’de 1986 yılında garantör devlet statüsüne geldiğini söyleyen Tatar, Kıbrıs’ta 1984-1970'li yıllarda Türkiye'nin müdahalede bulunduğu günden bu yana iki farklı yönetim, iki farklı demokrasi, iki farklı devletin var olduğunu belirtti. Tatar, “Biz burada zamanı geri döndüremeyiz. O yüzden de Birleşmiş Milletler ve diğer kurumlarında aslında Filistin ve diğer bölgelerle ilgili çözümlerine baktığımızda iki devletli çözümden bahsediyorlar. Bu neden Kıbrıs'ta olmasın? Fakat hala burada adanın birleştirilmesi gerektiği konusunda ısrar ediyorlar. Bütün bu yıllardan sonra hala şu anda iki devletli çözüm kesinlikle mümkün değil şeklinde konuşuyorlar. O yüzden de bizler istikrar, barış ve güvenliğin sağlanması açısından Türkiye'den destek alıyoruz” dedi.

Adf Talks Ersin Tatar1

“BÜYÜK BİR DİRENÇLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Adanın birleştirilmesi konusunda 60 yıldır bu tür çabaların devam ettiğini belirten Tatar, “Yani burada aslında tekrar birleşme görüşmeleri sona ermedi. Yani federal düzeyde aslında yeniden birleşme ile ilgili konuşmalar olmuştu. Hala bu konuda konuşmalar yapılıyor. Fakat yine yeniden birleşmeden de bahsediyorlar. Çünkü Avrupa bağlamında baktığımızda federal yapıya yönelik bir çözümün burada faydalı olacağını düşünüyorlar. Çünkü Türkiye, Avrupa Birliği üyesi değil, Türkiye'nin buradan çekilmesi gerektiği ve garantör ülke olarak kalması gerektiği konusunda ısrar ediliyor. O yüzden de bu anlamda büyük bir dirençle karşı karşıyayız politik anlamda. Tabii ki bizim bununla mutabık olmamız söz konusu değil, mümkün değil. O yüzden de Kıbrıs'ta bir çözüm olacaksa bu iki devletli bir çözüm olmak zorunda. Bizim için bir norm niteliğinde” ifadelerini kullandı.

“GÜNEY KIBRISLILAR ADANIN TEK SAHİBİ DEĞİLLER”

İki devletli çözüm anlamında pek çok çalışma yaptıklarını kaydeden Tatar, Kuzey Kıbrıslıların egemenlik haklarının garanti altına alındığı bir çözüm olması gerektiğini vurguladı. Tatar, “Bu geçerli bir politika çünkü aslında 1960 anayasasından kaynaklı bir iddia bu. Yani burada Güney Kıbrıslılar adanın sahibi değiller, tek sahibi değiller. O yüzden de Türk Kuzey Kıbrıslılar da bu konuşmaların bir parçası. Bunu nasıl çözeceğimize odaklanmamız gerekiyor” diye anlattı.

Adf Talks Ersin Tatar2

“İNSANLIK DIŞI KISITLAMALAR YÜZÜNDEN ZARAR GÖRÜYORUZ”

Referandumda yüzde 76’lık evet oyu çıkmasına rağmen Türk tarafının cezalandırıldığını söyleyen Ersin Tatar, adanın kuzeyinin tecrit edildiğini ifade etti. Tatar, “Adanın kuzeyi ve Kofi Anna'nın çabalarına rağmen Kuzey Kıbrıslılar aslında bu tecrite maruz kalmamalıydı. Doğrudan bağlantılar, doğrudan uçuşlar engellendi. Bu yüzden de maalesef bu insanlık dışı kısıtlamalar yüzünden büyük zarar görüyoruz. Ve bizler tüm imkanlardan yararlanarak insan haklarımızı ki Kuzey Kıbrıslıların elinden alınmış durumda bunların geri iade edilmesi gerekiyor. Ve bu anlamda Kuzey Kıbrıslıların çabalarına rağmen, iyi niyetine rağmen Güney Kıbrıs bu anlamda çözüme yanaşmıyor. O yüzden neden Kuzey Kıbrıslılar bu sorundan mustarip olmaya devam etsin? O yüzden 1964 yılından bu yana aslında o gün hayatta olan kişiler artık torun sahibi oldular. Neden bizler genç Kuzey Kıbrısları cezalandırmaya devam edelim? Yani 60 yıl öncesine dayalı bir sorun nedeniyle bunu yapalım ki bu sorunu çözmek için sarf edilen tüm çabalara rağmen oluyor” şeklinde konuştu.

Tatar, Birleşmiş Milet ve diğer kurumlardan bu izolasyon kısıtlamalarının kaldırılmasını arzu ettiklerini belirtti.

Muhabir: Özge Toptaş