Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Lider Haber TV’de yayınlanan Neşe Berber’in sunduğu Soruyoruz programında açıklamalarda bulundu.
“TÜRKİYE SAĞLIK HİZMETLERİNDE RÜŞTÜNÜ İSPAT ETTİ”
Bakan Memişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye, şu anda sağlık hizmetlerinde hem altyapı hem insan gücü anlamında dünyada sayılı ülkeler arasında. Bunu Dünya Sağlık Örgütü söylüyor. Türkiye’nin sağlık sisteminin çok dirençli ve iyi bir sağlık sistemi olduğunu ve bunun hem ulaşılabilirlik hem yetenek hem de teknik anlamda çok iyi olduğunu söylüyorlar. Özellikle son 20 senede yapılan sistematik düzeltmeler ve altyapı değişiklikleri. Bugün baktığınız zaman Türkiye’nin altyapısı Şehir Hastanelerinde tek kişilik, çift kişilik odalarıyla, ameliyathanesi ile dünyaya örnek olmuş durumda. Covid, bu sağlık sistemi hizmetleri açısından Türkiye’nin ne kadar başarılı olduğunun ispatı oldu. Deprem de keza öyle. Türkiye sağlık hizmetlerinde rüştünü ispat etti. Dünyanın en ulaşılabilir en iyi sağlık hizmetlerinden birisini sunduğunu dünyaya gösterdi. Onun için bugün Avrupa’dan da tüm gelişmiş ülkelerden de insanlar ülkemize sağlık hizmeti almaya geliyor.
“PROAKTİF KORUYAN BİR SAĞLIK GELİŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Yüzyılı dediği vizyonun ve hedefin sağlıktaki yansıması. Bunu nasıl yapacağız? Koruyan, geliştiren ve üreten yapacağız. Demin bahsettiğin sağlık hizmetleri daha çok gelişecek, altyapıyı kuvvetlendirecek, yapay zeka ile destekleyecek bir süreç. Bizim öncelikli hedeflerimizden bir tanesi koruyan. Koruyanın amacı şu; Sağlık hizmetlerini çok iyi sunan bir ülkeyiz ama sağlıklı bir toplum oluşturmamız gerekir. Çünkü koruyan sağlık sistemleri biz ne kadar kuralları koyarsak koyalım toplumu bilinçlendirmek ve bu koruyan sisteme dahil etmekle olacak bir şeydi. Onun için biz koruyanı ön planda tuttuk. Koruyanda şöyle bir şey de yaptık; tolumu buna dahil etmeye çalıştık aynı zamanda da proaktif dediğimiz toplumun gelmesini değil topluma bizim gitmeyi hedefledik. Böylece proaktif koruyan bir sağlık geliştirmeye çalışıyoruz. Toplumun yüzde 65’i kilolu, 3’te 1’i sigara içen. Bu toplum kendisine bakması gerektiğini bunu bizim bekleyerek değil onun ayağına giderek motive etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü 200 yılında ülkemizin yaklaşık 3’te 1’i kırsalda yaşıyordu şu anda 15’te 1’i kırsalda yaşıyor. Öyle olunca kırsalda beslenme alışkanlıkları olsun hareket olsun çok kolay. Şehre geldiğiniz zaman sabah ağır yemek yediğiniz zaman masada oturuyorsunuz, hareket etmiyorsunuz. Şimdi kilo sorunumuz var. Maalesef, tütün bağımlılık sorunumuz var.
SAĞLIKLI HAYAT MERKEZLERİ HİZMETİ NEDİR?
Aile hekimlerimize şöyle bir sorumluluk verdik. Bir nüfusunuz var ve bunun sağlıklı kalmasında siz sorumlusunuz diyerek proaktif, insanları arayarak, kronik hastalıkları takip ederek, kanser taramaları yaparak aynı zamanda bunların sağlıkla ilgili bilincini geliştirerek toplumun sağlıklı kılmayı amaç edindik. Sadece aile hekimlikleri değil toplumun çoğunun farkında olmadığı Sağlıklı Hayat Merkezleri’miz var. Sağlıklı Hayat Merkezleri; Aile hekimi ile hastane arasında bir hizmet birimi. Orada fizyoterapistimiz, diyetisyenimiz, çocuk gelişimcimiz, psikoloğumuz var ve kanser tarama ile ilgili bağırsak kanseri olsun, meme kanseri olsun ücretsiz tarama imkanımız var. Mesela çocuğunuz okulda başarısız oldu nereye gideceksiniz? Sağlıklı Hayat Merkezleri’ne giderseniz orada çocuk gelişimciyle birlikte danışmanlık hizmeti veriyoruz ücretsiz. Türkiye’de şu anda 323 tane Sağlıklı Hayat Merkezi’miz var. En az 100 tane daha ilave ediyoruz şimdi. Böylece Aile Hekimleri gerek görürse Sağlıklı Hayat Merkez’lerine randevu alabildikleri gibi, hastanedeki hekimlerimiz de Sağlıklı Hayat Merkezi’ne randevu alabiliyor. Ayrıca insanlarımızda MHRS üzerinde Sağlıklı Hayat Merkezlerinden randevu alabilirler.
Türkiye’de en zor cihazlardan bir tanesi solunum cihazıdır. Bizim mühendislerimiz, üreticimiz, sanayicimiz, bilim insanımız, altyapımız Covid’te Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetiyle iki yada protatip olan solunum cihazını dünyaya verebilecek hale getirdiler. Bizim bu konuda yeteneğimiz de bilgimiz de var. Ama bunu ekosistem olacak bir yapıya dönüştüremedik şimdiye kadar. Biz bunu rahatlıkla yapabilecek haldeyiz.
“RANDEVU SORUNUNU YÜZDE 90 ORANINDA ÇÖZDÜK”
Şu anda MHRS’de randevu sorununu yüzde 90 oranında çözdük. Ben bakanlığa geldiğim zaman 4,5 milyon hasta vardı randevu bekleyen, şu anda emin olun 300 binin altına düşürdük. Düşürdüklerimiz bir kısmı şu doktora gitmek istiyorum, bu hastanede olsun istiyorum diyenler. Esasında randevu sorunu yok şu anda Türkiye’de. Kendi aile hekiminize gittiğiniz anda, aile hekimlerine ayrı bir kapasite açtık, istedikleri doktordan, istedikleri branştan eğer aile hekimi gerçekten o hastanın o doktora gitmesini öngörüyorsa rahatlıkla alabiliyor randevusunu.
“VATANDAŞLARIN ÖNCELİKLE AİLE HEKİMLERİNE GİTMELERİNİ TAVSİYE EDİYORUM”
Aile hekimlerine bir imkan daha verdik. Aile hekimleri direkt hastanelerden direk tahlil veya bazı filmleri isteyip, hastanede yaptırıp kendileri değerlendirebilecek haldeler. Vatandaşların öncelikle aile hekimlerine gitmelerini tavsiye ediyorum.
“HEDEFİMİZ YENİ PERSONEL ALIMINI 2026 KPSS’DEN SONRA BAŞLATMAK”
Bu sene planlama yaptık. Yeni açılan hastaneler, emekli olan personelimiz, ilave insan gücüyle ilgili bir planlama. 37 bin sağlık çalışanını alacağımızı söyledik ve bunu iki seferde yapacağımızı ifade ettik. Bir tanesini Haziran-Temmuz’da yaptık. Şimdi de yaklaşık yarısını ikinci aşamada yapacağımızı ifade ettik. Onlarla ilgili de hem kuralar hem KPSS sonuçlarına göre bir yerleştirme oldu. En geç 2026’nın başında başlarlar. Hedefimiz yeni personel alımını 2026 KPSS’den sonra başlatmak.
