Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin siyaset ve liderlik okulu programında konuştu.
Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Bahçeli, Terörsüz Türkiye sürecinin kademe kademe, aşama aşama sonuca doğru ilerlediğini söyledi.
"Göz kamaştıran gelişmelere muhatap olmanın eşindeyiz" diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"CESARET VE HAMİYET İZLERİNE BASA BASA YOLUMUZDA İLERLİYORUZ"
“Terörsüz Türkiye” hedefinin siyaset mantığı milli birlik ve kardeşliğimizin tahkimine odaklıdır. Bazı provakatif çıkışlara, Siyonist-emperyalist tazyik ve telkinlere, abuk sabuk ifadelere, tahrik ortamını canlandırmaya dayalı küstah ve kumandalı söylemlere rağmen aşama aşama, kademe kademe sonuca doğru gidiyoruz. Göz kamaştıran gelişmelerin muhatabı olmanın eşiğindeyiz, kıyısındayız. Sistemli ve şiddetli dedikodu anaforuna kapılmadan, yakamızı kaptırmadan, cesaret ve hamiyet izlerine basa basa yolumuzda ilerliyoruz. “Terörsüz Türkiye” hedefini akıl, ahlak ve adalet aydınlığının ikram ve imkanıyla okuyor, küresel ve bölgesel tehditler karşısında tek yürek olmaktan başka seçenek görmüyor, tanımıyoruz.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 19’uncu toplantısını da 4 Aralık’ta yapmış, bu suretle İmralı’nın adaya giden milletvekili heyetine yaptığı açıklamalar görüşülmüştür. PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir.
Bu mesajın hilafına kamuoyuna maksatlı açıklamalar yapmanın, süreci çarpıtmanın ve berrak suyu bulandırmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur. Çatışma ve gerilim çıkmazında nefes nefese kalan pek çok coğrafyanın aksine ülkemiz adil, hakkaniyetli, ahlaki temelli ve akılla bezeli barış mimarisini hayata geçirmektedir. Kim ki bunun önüne geçmeye yeltenirse iki cihanda da altından kalkamayacağı bir vebali omuzlamış demektir."
"HİDAYETE ERİP ERMEDİĞİMİZİN TAKDİRİNİ BİR FANİ DEĞİL, CENAB-I ALLAH BİLİR"
Bahçeli, KDP'nin provokatif ifadelerine sert tepki göstererek, şu açıklamalarda bulundu:
"Cizre provokasyonu, Kandil’den yapılan bazı sorumsuz ve sakat açıklamalar bizi yıldıramayacaktır.
Bizim hidayete erip ermediğimizin takdirini bir fani değil, Cenab-ı Allah bilecek, adalet ve ihsanıyla hakkımızdaki ezeli hükmü de verecektir. Bozkurtluğuma gelince, ben elbette bir Bozkurtum, ecel aman verdiği müddetçe Bozkurt olacağım, öyle de göçüp gideceğim. Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak ve uçuşunu herkes görecektir. Siyaseti bir rekabet ve çatışma alanı olarak tevil edenler olduğu kadar, işbirliği ve dayanışma halinde tanımlayan düşünürler de pek çoktur. İşbirliğinden yanayız. Dayanışmanın taltif ve teminden tarafız. Konuşmayla, anlaşmayla, empati yapmakla, sabırlı olmakla, sağduyu içinde, birbirimizin açığı aramakla değil, kapatmakla meşgul olmalıyız. İhtirasları zapt edecek manevi dizginlerimiz vardır. Tahammül, başkasını anlamaya, sorunları diyalogla çözmeye fırsat veren demokratik değerdir. Son yüz yıl içinde yakaladığımız bugünkü tarihi fırsatı elimizden kaçıramayız, israf edemeyiz. Ütopik görüşlere; uçuk, ölçüsüz ve seviyesiz sözlere sırtımızı dönüyoruz. Son raddeye kadar kulaklarımızı kapatıyoruz. Ve hepsinden önemlisi Kürt kardeşlerimizin alayını hasretle, muhabbetle, hürmetle kucaklıyoruz. Unutmayınız ki, Türkiye’nin geleceğini karanlık görenler, tarihimizin zifiri karanlık köşelerinde unutulup gideceklerdir.
Parçalanmak istenen kardeşlik hukukumuzun ince ipliklerinden bir anlam, kalıcı bir birlik ve karşılıklı ahlaki sorumluluk örmenin gayesindeyiz.
Bugünkü çağımız, makine gıcırtısıyla, dijital devrimin ahlak sedasını susturduğu çağdır. Bizim müşterek ahlakımız, hürmet, hizmet ve merhamet ilkelerini kendinde birleştiren aşk, akıl ve adalet ahlakıdır. Bu ahlakın etrafında toplanmanın vakti gelmedi mi? Bu ahlakın potasında hep beraber erimenin vakti gelmedi mi? PKK’nın kurucu önderliğinin söylediği gibi, yalnızca filli silahların değil, zihinsel anlamda da silahların terk edilmesi gerekmiyor mu?"
FUTBOLDA BAHİS SORUŞTURMASI
Futbolda bahis soruşturmasına da değinen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
"Bahis iddialarıyla Türk futboluna, hatta Türk sporuna gölge düşürenlerin, sermaye piyasasında milletimizin alın terini dolandıranların, yattığı yerden çok kazanmanın, kalktığı yerden çok aşırmanın amacında olanların neden olduğu ahlak krizi hepimizin üzerine kafa yorması gereken bir konu değil midir? Giderek toplumsal bünyeyi deşip kanatan şiddet vakıaları, insanların basit sebeplerden birbirini boğazlamaları bir ahlak krizi değil midir? Yalan, dolan ve iftiradan medet umarak insanlarımıza haysiyet cellatlığı yapmak, siyasi diyalogları tıkamak, habaseti hamasetle, hakareti ucuzlamış haysiyet pozlarıyla kapatmaya çalışmak bir ahlak krizi değil midir? Belediyeleri kasıp kavuran rüşvet, irtikap ve yolsuzluk iddiaları yaygın ve yoğun bir ahlak krizi değil midir? Yüzyılın yolsuzluğu olarak tanımladığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi soygunu, her tarafa sıçramış gayri meşru ve gayri hukuki ilişkiler manzumesi milli hafızaya mıh gibi yerleşen, bıçak gibi saplanan bir ahlak krizi değil midir? Buna karşı adaletin devreye girmesine bühtanla saldırmak, yargı mensuplarımızı itibarsızlaştırmaya kalkışmak hem adalet hem de ahlak krizi değil midir?"





