Uzun yıllar önce 21 il ve ilçe belediyesi bir araya geliyor.
Hepsinin ortaklığında bir şirket kuruluyor.
Enerji, altyapı ve telekomünikasyon faaliyet alanı olarak belirleniyor.
Şirket kısa sürede kurulduğu sınırların çok ötesine geçiyor.
Uzmanlığı esas alan yapısıyla 10 bin çalışana ulaşıyor.
2023 yılında 10 milyar avroluk satış gelirine ulaşıyor.
En büyük kamu hizmeti şirketleri arasına giriyor.
1,4 milyon elektrik, 700 bin gaz ve 700 bin telekomünikasyon müşterisine ulaşıyor.
Her yıl milyarlarca avro yatırım yapıyor.
Peki, bu şirketin adı ne? Hangi ülkede?
Türkiye’de demeyi elbette çok isterdik…
Almanya’da Aşağı Saksonya'nın Oldenburg şehrinde merkezi olan şirket EWE AG.
Tanıdık geldi mi?
Düne kadar Bursa’nın tüm doğal gaz altyapısını işleten ve teminini yapan şirketti. Yani Bursagaz’ı Socar’a devreden grup…
Almanya’nın Aşağı Saksonyası’ndan gelen bir belediye iştiraki ülkemizde doğal gaz işletimi yapıyor. Yalnızca Türkiye’de miydi? Hayır, yukarıda da belirttiğim gibi ülkesinin sınırları aşalı çok oldu.
Peki, elin Alman’ı bunu nasıl başarıyor ya da daha doğru bir soruyla neden biz yapamıyoruz?
Örneğin Marmara Bölgesi’ndeki İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Bilecik, Sakarya, Kocaeli ve Yalova illerini düşünün…
Yetişmiş insan kaynağı var mı? Herhalde ülkenin en iyileri, İstanbul başta olmak üzere bu illerde…
Bu illerdeki yerel idare iştiraklerinin yeterli birikimi ve insan gücü var mı? Var. İSKİ’yi veya BUSKİ’yi ele alın mesela…
Peki, bu illerde ihtiyaç duyulanı üretebilecek sanayi ve teknoloji var mı? E o da var.
Bir araya gelseler sermaye oluşturmakta zorlanırlar mı? Söz konusu bile değil…
Öyleyse un var, şeker var, yağ var ama bir helvacı yok… Yani akıl yok akıl!
Hayal edin ülkenin gençleri arasından en iyi mühendisleri, en iyi iktisatçıları, en iyi hukukçuları, en iyi uluslararası ilişkiler mezunları seçiliyor.
Büyük ülkemizin pırıl pırıl evlatlarından oluşan şeffaf, dinamik, heyecanlı, ufku açık ve hedefleri olan bir kadro kuruluyor.
Mesela küresel su sorunu hedef belirleniyor ve az gelişmiş ülkeler hedef pazar belirlenerek içme suyu altyapısına odaklanılıyor.
Emin olunuz ki böyle bir şirket, ilk 5 yılda yakın coğrafyalara, 10 yıl içinde de uzak coğrafyalara yayılır. 
Dünya Bankası, IMF, uluslararası yatırım fonları, finans sağlamak için şirketin kapısında sıraya girer.
Ama biz yapamayız! Bizde olmaz!
İlla ki şirkete bir siyasetçinin baldızı, bir başkanın yanaşması sokulur.
O şirkette muhakkak bir karı koca vurgun yapar.
Hiç tartışmasız tüm belediye başkanları, ‘ille de şirketin başında ben olacağım’ diye birbirini yer.
Kabul edelim artık, bu gerçekle yüzleşelim: Biz, bir kayırma toplumuyuz.
Öyle ki kayırmacılık toplumun hücrelerine kadar işlemiş. 
Banka sırasında dahi imtiyaz kovalayan bir zihin yapımız var.
Bu kafayla düzen değişse de üretilen sonuçlar itibarıyla üzülen değişmez!
Ülkesini koşulsuz seven, menfaatlerini her daim ikinci planda tutan, işini aşkla ve sadakatle yapan bir grup azınlığın üzüntüsü yani derdi hiç bitmez.
Dümencilerin sefa tutkusu içinde taşıdığı suyla dönen çıkar değirmeni, ülkenin en büyük zenginliği olan genç insan kaynağını da maddi hazinelerini de manevi değerlerini de öğütür durur.
Ezber bozmak gerek. Ezber bozanları yüreklendirmek, desteklemek gerek.
Müteşebbislerimiz arasında ardında kamu gücü olmadan çok özel işler yapanlar elbette var.
Yine istisnai de olsa kamusal yapılarda ortaya vizyon koyanlar var.
Örnek mi?
Vereceğim örneği, bir ‘pr’ veya ‘övgü’ gibi görenler olabilir. Ama takip edenler önceki eleştirilerimi hatırlayıp anlattığım konuya saygın bir alan açacaktır.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), 2014 yılında KFA adlı bir projeyi devreye aldı.
Açılımı, Küresel Fuar Acentesi. 
Kurulduğu günlerde, Bursa’daki fuar alanının yetersizliğinden hareketle KFA’nın işlevselliği tartışılıyordu.
Aradan 10 yıl geçti ve KFA, dünyanın en nitelikli fuarcılık alanlarından biri olan Savunma Sanayi’nde dev bir organizasyonu düzenlemeye hazırlanıyor.
Salı akşamı BTSO Meclis toplantısıyla öğreniyoruz ki Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı-IDEF, artık KFA organizasyonuyla İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek.
Bursa’da Merinos AKKM’nin fuaye alanında gerçekleştirilen fuarlardan IDEF gibi son derece kapsamlı ve kurumsal bir seviyedeki fuarı yapabilme becerisine erişmek müthiş.
Demek ki oluyormuş, olabiliyormuş!
Esasen KFA Fuarcılık, bu seviyeyi çok daha önce de yakalayabilirdi tabi kent, bu vizyonu zamanında fark edebilseydi…
Nedense bu noktada aklıma İnter taraftarının şampiyonluk kutlamalarında Hakan Çalhanoğlu için söylediği beste geldi aklıma… 
Neyse merak eden açıp bakar!
Hakkını teslim etmek gerekir ki BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın tesis ettiği yetkinlik ekosistemi, Bursa’da birçok alanda vizyon temsili oluşturdu, oluşturuyor.
Başkan Burkay’dan Bursa’nın diğer yetkinliklerini de küresel bir kimliğe büründürmesini talep etmek lazım.
Farklı konularda yer yer muarız kalsak da her defasında gördük ki Bursa’da ‘Burkay Vizyonu’ diye bir gerçeklik var.
Ülke için çalışanlara saygıyla…