Kimine çoban, kimine bekçi, kimine süs köpeği diyoruz. Bir de sokak köpekleri var. Türkiye’de şimdi sokak köpekleri tartışılıyor. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir kanun teklifi sunuldu. Meclise getirilen bu tasarıyla barınaklarda sahiplendirilemeyen köpeklerin “uyutulacağı” iddia ediliyor. Resmi rakamlara göre 2 milyon sahipsiz hayvan varmış. Gerçek rakamın ise 4 milyon civarında olduğu iddia ediliyor. Başıboş hayvanlar sokaklarda çete gibi dolaşıyorlar. Biri havlamaya başladığında diğerleri de peşinden geliyor. Koro halinde havlayan köpekler çoğu zaman sokaktan gelip geçenleri kovalıyorlar. Onlardan kaçarken arabaların altında kalıp ölen çocuklarımız oluyor. 
***


Bu başıboş köpeklerin aralarında cins köpekler de var. Yıllar önce haber yapmak için gittiğimiz Konyaaltı’nda Serbest Bölge’nin yanındaki eski balıkçı barınağından gazetenin aracıyla dönerken peşimize köpekler takılmıştı. Köpeklerden biri otomobilin sağ arka lastiğini ısırıp delmişti. Hareket halindeki aracın lastiğinin köpeğin dişleriyle parçalandığını görünce şoke olmuştuk. Dışarıda olsak bizi ne hale getirirlerdi bilemiyorum.  
Sokaklardaki hayvanlar trafik kazalarına da karışıyor. Son 5 yılda hayvana çarpma şeklinde 3 bin 543 trafik kazası meydana gelmişi. Bu kazalar nedeniyle 55 kişi hayatını kaybetmiş, 5 bin 147 kişi de yaralanmış. Ölen ve yaralanan hayvan sayısı da en az kaza sayısı kadar olmalı. Korkunç bir rakam. Meclise sunulan tasarıya göre; hükümet başıboş köpek sorununu bu hayvanları sahiplendirerek çözmeyi amaçlıyor. Köpeklerin sahiplendirilmeleri için kampanyalar düzenlenecekmiş. Sahiplenilen hayvanlar kısırlaştırılıp, çip takıldıktan sonra teslim edilecekmiş. 
***
Bu tasarının yasalaşması halinde düzenlenecek kampanyaların etkisiyle sokak hayvanlarını sahiplenenler olacaktır. Ancak başıboş köpek sorununu hayvanları sahiplendirme kampanyalarıyla bu sorunun çözülebileceğini pek sanmıyorum. Nedenine gelince. Bugün bırakın hayvan sahiplenmeyi; evinde kedi köpek besleyenlerin birçoğu onları sokağa terk etmeye başladılar. Sokaklardaki başıboş kedi ve köpeklerin son yıllardaki artışının belki de en önemli nedeni de bu. Daha önce binlerce liraya satılan cins kedi ve köpekler bile bedelsiz olarak sahiplendirilmeye çalışılıyor. 
***
Bundan 2 yıl kadar önce genç bir çiftle tanışmıştım. Her ikisi de çalışıyorlardı. Yani eve çift maaş giriyordu. Bir kızları varmış. Kızlarının talebi üzerine evlerine bir kedi almışlar. Sonra o kediye arkadaşlık etmesi için ikinci bir kedi daha almışlar. Sonra aniden mama fiyatlarındaki artış, aşı ve diğer masrafların altından gelememeye başlamışlar. Kedilerin her ikisi de “Scottish Fold” denilen cinstendi. Bu sevimli hayvanlardan birini bedavaya sahiplendirmişler. Sonra ikincini de  vermek için  aile arıyorlardı. Kendileriyle aynı durumda binlerce kişinin olduğunu anlatmışlardı. Bırakın kedi köpeği,  kendi karnını bile doyuramaz hale gelenlerin olduğunu söylemişlerdi. Yani alım gücünün düşmesi, ekonomik sorunlar, hayvanları da sokağa sürüklemiş. Sadece bu durumdan hayvanlar değil doğurganlık oranları da etkilendi.  
***
Nitekim doğum oranları da ortada. Bırakın üç çocuğu;  yeni evlenen çiftler bir çocuğu bile düşünmeye başladılar. Yıllar önce Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin eski başkanı Süleyman Evcilmen’in yardımcılığını yapan bir veteriner vardı. Kendisiyle bir gün fareler üzerine sohbet ediyorduk. O sohbet sırasında mesleği veterinerlik olan o belediye başkan yardımcısı bana farelerin nüfus planlaması yapan yaratıklar olduğunu anlatmıştı. Çevrede karınlarını doyurabileceğinden fazla yiyecek bulunduğunda daha fazla üreyen farelerin gıda sıkıntısı olduğu yerlerde ise daha az doğum yaptıklarını söylemişti. Fareler bile ekonomiye göre hareket ederken insanlar da elbette bakamayacakları çocuğu dünyaya getirmek istemez.