Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi’ne (BUÜ) kazandırılan spor kompleksi pazartesi günü düzenlenen bir törenle hizmete açıldı.

Büyükşehir’in kentin üniversitesine karşı sorumluluk hissiyatının bir yansıması olan proje, tastamam hayata geçirilmiş… Başkan Alinur Aktaş ve ekibini kutlamak gerek.Hemen her günü birden fazla açılışla kutlayan bir azim ve kararlılık…

BUÜ Rektörü Prof. Dr. Feridun Yılmaz’ın himayesinde akademisyenler ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği törenin onur konuğu AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala idi.

Önceki dönem İçişleri Bakanı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, programda katılımcılara kürsü hitabında bulundu. Ala özellikle gençlere seslendi. Ala’nın veciz ifadeleri arasından bilhassa şu sözler öne çıktı:

Sevgili Gençler!

Dünya entelektüel bir fakirlik içerisinde.

Sizin entelektüel çabalarınızın ne tür önemli sonuçlar doğurabileceğini bugünden kestirebilmek mümkün değil.

Siz çaba içerisinde olun.

Önünüze sizin dahi tahmin edemeyeceğiniz imkanlar ve fırsatlar çıkacaktır.

Gençler!

Üniversitelerdeki emeğiniz, aritmetik adımları geometrik sonuçlara dönüştürebilir.

Bu ise; ülke olarak hedeflerimize ulaşabileceğimiz anlamına gelir.

***

Sayın Efkan Ala’nın konuşmalarının muhatap, zaman ve mekân temelinde yerindeliği tartışma götürmez.

Karşısındaki kitleye göre engin birikimini ve güncel tahlillerini ifade eden Sayın Ala’nın bu açıklamasının da rastlantısal olmadığına inanıyorum.

Açık mesaj niteliğinde bu ifadelerin son derece kıymetli bir değerlendirme olduğunu ve muhatabına ulaştığını düşünüyorum.

Sayın Ala’nın saygıdeğer ve edinç sahibi devlet adamı kimliğiyle sözlerinin ilham olduğu aşağıdaki düşünceleri, tahammül ve hoşgörü göstererek anlayacağına inanıyorum.

Sayın Ala’ya sormak isterim; gençliği entelektüel çabayla tükenen ama halen sosyal denge bağlamında imkân ve fırsat eşitliğinden mahrum olanlar, coğrafi temsiliyle yok sayılan ve hor görülenler hatta fikri reddiyeleri ya da kabulleri itibariyle avam, bağnaz vb. etiketi vurulanlar ne olacak?

Okuyan, düşünen ve fikir üretenlerin alanı ne zaman taklitçi, arakçı, tacir vasatın işgalinden arındırılacak?

Reform sırası ne vakit fikir, kültür ve sanat alemine gelecek?

Sayın Ala'nın yüksek entelektüel birikiminin yansıması olan bu farkındalığının vasata alan açmayan bir pratiğe dönüşmesi gerekmez mi?

Entelektüel temsil için birinci koşul olan okuma eylemi ve talebinin toplumun her katmanında zayıfladığı bu dönemde, ekonomik refah seviyesine endeksli bir düşünsel birikimin sonuç üretmediği ortadayken üstelik gençlerin günlük kaygılarının odağı başka noktalarda geziniyorken bu alanda nadir element konumundaki cevherleri daha ne kadar görmezden geleceğiz?

***

Seçim atmosferinin gündelik telaşlarından daha önemli bulduğum fikri ve vicdanı hür nesillerin zincirlerinden kurtulması adına özgürlük bandının genişletilmesidir.

Bu noktada özgürlükten kasıt dejenere boyutlarda savrulmalar değil aksine cesaretin ve aklın hür bırakılmasıdır.

Toplumun sorgulama ve eleştirme çıtasını yükseltmek zaruri, bunu gerçekleştirmenin tek yolu ise okumaktır.

İyi de nasıl okutacağız, okumayı bir ihtiyaç olarak nasıl kabul ettireceğiz de entelektüel temsili tesis edeceğiz?

Düşününüz ki bugün Balkan coğrafyasında azınlık konumundaki Müslüman Türkler, ana dillerinde okuyacak kitap bulamıyor.

Bulabildikleri yalnızca belirli kalıplara sıkıştırılmış seçkiler… Oysa kanon oluşturma özgürlüğü bile bulunmayan soydaşların yaşadığı zorluklara rağmen talebini görünce gözleri yaşarır insanın…

Bir yanda kendi dilinde okuyacak bir kitap bulamayanlar Türklük ve Müslümanlık mücadelesi verirken burada ellerinin altındaki sınırsız kaynak ve imkanlara rağmen kolaycılığa kaçan milyonlar var.

Okumayan insana saygı duymak ne mümkün?

Sayın Efkan Ala, siyasi tecrübesi, devlet adamı kimliği, zekiliği ve bilgi gücü kadar okuma alışkanlığının bir ürünü olan entelektüel birikimi saygıyı hak etmektedir.

Sorularımız, esasen toplumumuzun asırlardır mağdur, yaralı ve mazur bırakılan asli unsurlarını hatırlatma gayesi taşımaktadır.

Saygıyla…