Nitekim, günümüz gençlerimizden oldukça çok sayıda delikanlı veya yetişkin kişiler gittiler bu ülkelerden birine.
Çalışacaklar...
Para biriktirecekler...
Dönüp ülkelerinde, burada mal mülk alıp servet sahibi olacaklar...
Çocukları mutlu yaşayacaklardı.
Özgür dünya batı onları bağrına basacaktı.
Okuyacaklardı bazı gençler orada.
Batı kültürü ile eğitim alıp yüksek diploma sahibi olacaklardı.
Gittiler.
Aileleri bıraktılar burada.
Sevdiklerini.
Eş, dost ve arkadaşlarını bıraktılar geride.
Gittiler.
Sevinçliydiler.
Umutluydular.
Hayalleri vardı.
Vize de aldılar konsolosluklardan.
Ve oturma izinleri de aldılar.
Ev tutacaklardı.
Çok pahalı.
Yiyecek alacaklar.
Çok pahalı.
Hafta sonu gezeceklerdi gönüllerince.
Olmadı.
Okuyup adam olacaklardı güya.
Hiçbiri olmamış anlattıklarına göre.
Pişmanlarmış.
Hem de bin pişman.
Ne Avrupası?
Ne özgürlüğü?
Ne zenginliği?
Ne mutluluğu?
Ne okuması?
Ne çok para kazanması?
Hepsi yalan.
Hepsi geçmişte kalmış.
Yani kırk, elli yıl önce Avrupa'ya gidenler biraz para biriktirmişler o kadar.
O parayı da yememiş, içmemiş, gezmemiş, dişini sıkıp biriktirmişler.
Şimdi öyle mi?
Nerdeee...
Giden bin pişman gitmeyen kuru hayal peşinde.
Delikanlı haykırıyor:
"Türkiye'de kalsaydım mühendis olacaktım"
"Türkiye'de üç işe gitseydim daha rahat yaşardım"
"Burada iş yerlerinin temizliğini yapıyorum"
Yani tuvaletleri de temizliyor.
"Türkiye'de arkadaşlarım vardı burada yapayalnızım"
"Mutlu değilim, eşek gibi çalışıyorum"
Ve daha ne şikâyetler...
Avrupa hayali hayatlarını karartmış genç yaşta.
Şimdi yıkık hayalleri ile ülkelerine, Türkiye'ye dönmek için can atıyorlar.
Şimdi o batı hayranı olan özellikle gençlerimize sesleniyorum!
Aklınızı başınıza alın.
Hem ülkenizin hem ailenizin hem milletinizin kıymetini bilin.
O boş boş konuşup sizi yoldan çıkaranların "Medeni Avrupa" hayali satanların yalanlarına kanmayın.
Benden söylemesi.