Gelişen, yaşanan olaylara hangi yönden bakılırsa o yönden değerlendirme yapılır.
Dünya basını, Japonya'dan Amerika'ya, Rusya'dan Kanada'ya, Çin'den Avrupa ülkelerine dek üç dört hafta önce manşetlerine "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan rakibi olacak Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu'nu tutuklattı" gibi benzeri haberler yapmışlar.
Bu haber o günlerde ilgi çekmiş.
Ve sözde Türkiye puan kaybetmiş miş.
Erdoğan prestij kaybına uğramış mış.
Bu durum Türkiye aleyhine imiş.
Kimler bu duruma sevinir?
İçeride ve dışarıda dış basında ki bu manşetlere olumlu bakanlar sevinebilirler.
Bu normal.
Şu çok iyi bilinmelidir ki, dünya siyasetinde oldukça büyük bir prestij sahibi olan Erdoğan özellikle Türkiye düşmanlarını çok ama çok rahatsız etmektedir.
Erdoğan'ın liderliği dünyanın en önde gelen liderleri ile birlikte anılması, gösterilmesi gene aynı şekilde karşıtları tarafından içeride ve dışarıda hoş karşılanmamakta.
Türkiye'nin Erdoğan ile birlikte özgürlüğüne kavuşması kıskanılmakta.
Erdoğan sayesinde, özellikle savunma sanayiinde ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya gibi sanayisi ve ekonomileri güçlü ülkelerle boy ölçüşebilecek konuma gelmesi batıyı son derece tedirgin etmekte.
Dünyada, hemen her sahada söz sahibi konumda olması Erdoğan'ın rakiplerinin sinirlerini bozuyor.
Erdoğan'a rakip olacak her kişiyi öne çıkarma gayretindeler.
Erdoğan'dan kurtulmak istiyorlar.
Erdoğan'ı karalamak için her fırsatı değerlendirmek için çaba içindeler.
Eski Türkiye özlemi duyuyorlar.
Dolayısıyla, İmamoğlu olayını sahiplenerek, ona destek vererek aslında Erdoğan'dan kurtulma gayretindeler.
Yoksa İmamoğlu meselesi umurlarunda değil.
Dünya basını, kendi ülkelerinin menfaatleri açısından değerlendirerek olaya hangi yönden bakıyorlar orası önemli.
Sıkıntıları, İmamoğlu'nun tutuklanması değil Erdoğan'ın varlığı...

