Bekçi ve polislerin en tehlikeli ve kritik zamanlarda dahi hayatlarını ortaya koyarak vazifelerini yapmaya çalıştıklarını hepimiz geleneksel veya dijital medyada görmüşüzdür.
***
Fakat en az bir bekçi kadar mesul olan ana ve babaların çoluk çocuğuna sahip çıkmak şöyle dursun; kendi elleri ile sazlı, cazlı, danslı, çalgılı, şeytanların cirit attığı yerlere götürüp ateşe attıklarını esefle müşahede ettik.
***
Birisi ana ve babası tarafından Yüce İslam’ın prensipleri kendisine öğretilmediği için gittiği düğünde arkadaşlarının hatırını kıramayıp kafayı fazla demleyince sızmış.
***
Diğeri akşam gelen misafirlerle fazlaca sohbet edip geç yattığı için sabah namazına kalkamayınca ‘nedir bu gaflet’ diye kendi kendine kızmış.
***
Tehlikeyi sezdiği için bile bile benzin bidonuna ateşle yaklaşanı görmedim. Fakat çok yorgun, aç ve sinirli olarak eve gelen kocasına ters cevap verdiği için kavga çıkaran kadınlar gördüm.
***
Birçok kimseler yeni bir şey alınca ‘nazar olmasın’ diye mavi gözlü bir boncuk taktılar. Birçok kimseler de çevrenin etkisinde kalarak azar diye yaz tatilinde çocuklarını Kur’an’ı Kerim okumaya verip sorumluluk hissiyle hareket ederek evlatlarına baktılar.
***
Sabah sokaktan geçerken bir erkek görürsün. Sevinçli, heyecanlı, hareketli. Meğer bir çocuğu olmuş. Az ileride bir kadına rastlarsın. Telaşlı, kederli, gamlı, dertli, feryatlı ve figanlı. Meğer yavrusu vefat etmiş.
***
Mutlu hanımlar yanında mutlu mu olmak istiyorsunuz? Çaresi şu; hiç itiraz etmeyin. Hanım tarafından önünüze ne konulursa yiyin. ‘Hanım eline sağlık, yemek ne güzel olmuş’ deyin. Zarar etmezsiniz efendim. Latife latif gerek!
HATIRA
Adamın biri zaman zaman dağa gider geyik avlardı. Eli açık bir insandı. Av yaptığı zaman mahalleye getirir herkese birer parça dağıtırdı. Korku diye bir şey bilmezdi.
***
Dağda yattığı zamanalar bir mağaraya ateş yakar, ayaklarını ateşe doğru uzatır. Sırtındaki kazak ve ceketle bir taşa dayanır. Uyuyup o şekilde sabahı ederdi. Ön tarafı ısınır arkası ise donardı.
***
Tüm mahalleyi doyuran, her avını paylaşan, cömert, cesur, yürekli adamın hiç rızık endişesi olmadı. Biraz yarına saklayayım demedi hepsini paylaştı. O koca yürekli adamcağız üşütmekten kaynaklanan bir iç hastalığı sonucu en verimli zamanında hayata ‘elveda’ demişti.