Gerek geçmişte gerekse günümüzde yapılan birçok sohbette Türk Milletinin dualı bir millet olduğu dile getirilir. Biz de hem geçmişe dair okuduklarımız hem de günümüze dair yaşadıklarımızla bunu idrak edebiliyoruz.
***
Evet, dualı bir milletiz; evet, ilahi güçler bizi koruyor; yeri ve zamanı geldiğinde en büyük dayanağımız da bu ilahi güç oluyor elbette. Bu kudretten güç almaktan da son derece mutlu oluyoruz, ancakkkk!
***
Son yıllarda ortaya çıkan başka bir “ilahi kudret ve güç(!)” var ki… Ne varlığından mutlu oluyoruz ne de ortaya koyduğu verilerden bir kazanım elde edebiliyoruz. Bu ilahi kudret(!) öyle bir kudret ki özellikle asgari ücret artış dönemlerinde, SGK–Bağkur–memur emeklileri ile memur maaşı zam zamanlarında bir yıldız gibi parlıyor.
***
Yukarıdaki satırların bir kısmında biraz ironi yaptığım anlaşılmıştır herhalde. Ama kimden veya hangi kudretten(!) bahsettiğim de az çok tahmin ediliyordur. Elbette ülkemizin bir kurumu olan TÜİK’ten bahsediyorum. Yıl içerisinde enflasyon verilerini açıklayan kurum.
***
“Bizim” dediğime de fazla takılmayın; çünkü millet olarak bizim yaşadıklarımızın bir hayli ötesindeler kendileri. Eğer öyle olmasa pazar, market ve piyasa ekonomik teröristler tarafından yangın yerine çevrilmişken, adeta farklı bir dünyada yaşıyor gibi rakam açıklamazlar.
***
Örneğin, Kasım ayı enflasyonu 3 Aralık tarihinde 0.87 olarak açıklandı. Gerçekten ifade edilen rakamlar kadar düşük bir durum varsa biz neden bunu hissetmiyoruz? Sağa bakalım, sola bakalım… Bu verileri destekleyecek bir tablo göremiyoruz.
***
Peki o zaman bu rakamlar nasıl ortaya çıkıyor? İster istemez asgari ücret, emekli ve memur maaş zamları akla geliyor. O halde, onların alacağı artışa doğrudan etki edecek “ilahi kudretli el” devreye giriyor diye düşünmekten kendini alamıyor insan. Tabii ki “Bu rakamlara doğrudan müdahale var” diyemeyiz, ancakkkk!
***
Niçin yılın diğer dönemlerinde görülen veriler, tam da artış dönemlerinde bu kadar farklılık gösteriyor? İnsan düşünmeden edemiyor.
***
Şunu net söylemek lazım: İster dolaylı ister doğrudan o ilahi kudretli el müdahale etsin, ister hiç etmesin… Millet yaşadığını, çektiğini bilir. Piyasa yanıyor. Asgari ücretli ve emekli, alım gücü düştüğü için her geçen gün eriyor. Eğer adam akıllı bir müdahale edilmezse bu gidişle “yaşatacak” kimse de bulunamaz.
Hâlbuki bizim felsefemiz “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” değil miydi?