Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı himayelerinde iklim değişikliği ve sıfır atık konularına vurgu yapma hedefiyle başlatılan “Doğanın Anneleri” hareketi üyeleri, Gaziantep Nurdağı’nda geçici barınma alanlarındaki depremzedeleri ziyaret etti.
Hareketin üyeleri, konteyner kentte yaşayan afetzedeleri ziyaret etti, içinde hijyen ve temizlik malzemesinin bulunduğu hediye paketleri verdi.Alanda kurulan çadırlarda ise animasyon eşliğinde çocuklara yönelik eğlenceli sosyal aktiviteler gerçekleştirildi.
Hareket üyesi kadınlar, kız çocuklarının saçlarını tarayıp örerken erkek çocukların ise yüzlerini boyadı. Depremzede çocuklar müzik eşliğinde doyasıya eğlendi.
Ünlü Yeşilçam Oyuncusu Hülya Koçyiğit’in de aralarında bulunduğu “Doğanın Anneleri” hareketinin gönüllülerinden Oyuncu Buket Dereoğlu, Tasarımcı Nejla Güvenç, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin, Solist Zeynep Betül Akyıldız ve Ömer Çeşim, konteyner kentte yaşayan çocuklar için müzikli masal anlatımı gerçekleştirdi. Organizasyonda çeşitli etkinlikler de düzenlendi.
“HEP BERABER YARALARIMIZI SARACAĞIZ”
Doğanın Anneleri üyeleri arasında bulunan Ünlü Yeşilçam Oyuncusu Hülya Koçyiğit, Nurdağı’nda Lider Haber TV mikrofonuna Doğanın Anneleri’nin faaliyetleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Çok büyük acıların yaşandığı bir yerde olduklarının altını çizen Koçyiğit, “Devletimiz bütün imkanları ile burada bir yaşam alanı kurmuş. Ben de bugün depremzedeleri ziyarete geldim. Yalnız olmadıklarını onlara hissettirmek, bir yandan baş sağlığı dilemek, bir yandan da mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz, hep birlikte olduğumuzu göstermek için bugünkü organizasyonu düzenleyen annelere de teşekkür ederim. Bu şunu gösteriyor; Türkiye’nin neresinde yaşarsak yaşayalım hepimiz depremin etkileri altındayız. Elimizden ne gelirse yardımlaşarak tekrar ayağa kalkmayı başaracağız hep beraber. Biz büyük bir ülkeyiz. Çok güçlü bir milletiz. Hep beraber yaralarımızı saracağımıza inanıyorum” dedi.
Doğanın Anneleri hareketi hakkında konuşan Koçyiğit, “Doğanın Anneleri her şeyden önce doğayı korumak, doğa bilinci aşılamak doğa nedeniyle yaşanan afetler konusunda hem bilinçlendirmek hem yardımlaşmak adına toplanan bir dernektir. Gerek afet döneminde gerek herhangi bir doğa olayında bir araya gelmek ve yardımlaşmak üzere kurulmuştur. Bugün tıpkı diğer STK’lar gibi, biliyorsunuz bu bölgede birçok STK hizmet vermektedir. Doğanın Anneleri de bu konuda destek vermek için bugün ve bundan sonra burada olacaktır” ifadelerini kullandı.
“KÜLTÜREL TARİHİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
Koçyiğit, açıklamalarına şöyle devam etti: “Bildiğiniz gibi ben Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Kurulu üyesiyim. Kurulumuzun ilk günden beri en hassas olduğu konu, ne yazık ki deprem nedeniyle yıkılan kültürel hazinelerimizin korunması ile ilgili büyük hassasiyet gösterdik. Sağ olsun Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, ilk günden itibaren yıkılmış değerlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için büyük çaba gösterdi. bildiğiniz gibi kültürel eserlerin yok olması demek bir milletin kültür tarihinin yok olması demektir. Kültür tarihi yok olmuş bir milletin, millet olduğundan söz edemeyiz. Çünkü geçmişi silinmiş bir millet, millet olamaz. O eserleri tekrar ayağa kaldırmak zorundayız.”
“DEPREME HER ZAMAN HAZIRLIK OLMALIYIZ”
6 Şubat tarihli iki büyük depremle alakalı duygu ve düşüncelerini aktaran Koçyiğit, “Hepimiz biliyoruz ki deprem öldürmez bina öldürür. Depremde bu şiddette yıkım olmaması için toprağın, zeminin sağlam olması ve binanın kurallara uygun olarak yapılması gerekiyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Bir anda dünyanın yıkıldığını ve o yıkıntının altında kalmış insanların mutlaka kurtarılması gerektiği vicdanen orada olmak o enkazı kazıp oradan canlıyı çıkarmak düşüncesi ile harekete geçmek istiyorsunuz. Oturduğunuz yerde duramıyorsunuz. O insanlar kurtuldukça siz tekrar hayata dönmeye başlıyorsunuz. Deprem bilinci konusunda daha çok eğitime ihtiyacımız var. Birçoğumuz merdivenlerden kaçarken depreme yakalanıyoruz. Bir yandan bilinçlenmemiz lazım bir yandan da yaşadığımız binaların ne kadar sağlam ve güvenli olup olmadığını öğrenmemiz lazım. Deprem bölgesi olan bir ülke olarak da her zaman hazırlıklı olmayız” diye konuştu