Avrupa'da ki bazı ülkelerden daha yoğun bir nüfusu var İstanbul'un.
Vergi gelirleri oldukça çok.
İş hacmi çok büyük.
Hatta denebilir ki Anadolu İstanbul'a çalışıyor, İstanbul Anadolu'ya.
Her türlü yoğunluğu var.
Ve bu şehre belediye başkanı seçilmek için bir slogan bulmuşlardı.
"Herşey çok güzel olacak"
İstanbullu oy verdi, seçti.
Seçti ama söylendiği gibi olmadığını İstanbullu söylüyor.
Görüyor.
Toplu taşıma otobüsleri sık sık arızalandı.
Bozuldu.
Nedenini ilgili birimler açıkladı, şaşırdık.
Yalan mı iftira mı yoksa gerçek mi?
Bozulan otobüsleri yolcular inip itiyorlar.
Sonra sık sık otobüsler yandı.
Metrobüsler çarpışıtı.
Metro arızalandı.
Metroya iniş merdivenleri çalışmaz oldu.
Ve İstanbul halkı isyan etti.
Ediyor ama eline bir şey geçmiyor.
Otobüs duraklarında saatlerce beklendiğini görüyoruz.
Halk sinirden çılgına dönüyor.
Herşey çok güzel olmuyordu.
Birde taşıma ücretlerine ve su'ya anormal zam yapıldı.
Çöpler toplanmıyordu.
Çeşitli sıkıntılar İstanbulluyu bunaltıyordu.
Herşey çok güzel olmuyordu.
Ayrıca, halkın bilmediği, görmediği, tanık olmadığı bazı olumsuzluklar, yolsuzluklar oluyormuş.
Olmuş.
İtiraflar var, hemde oldukça çok kişiden.
Adalet takip ediyor.
Belge topluyor.
Şahitleri dinliyor.
Buna bir de İBB başkanının kendi partisi içinden suç sayılabilecek ihbarlar yapılmış.
Savcılık içten içe çalışmış.
Yanlışlık içinde olan kimler varsa sorgulamak için hepsi gözaltına alınıyor.
Herşey çok güzel olacaktı ama olmuyor.
Herşey İmamoğlu'nun diploması ile başladı.
Sahteydi, gerçekti derken birden olay büyüdü.
Savcılık hukukun tersyüz edildiğini önlemek için bazı bilgileri basına verdi.
İmamoğlu taraftarları bunun öyle olmadığını, hükümetin komplo ürettiğini söyleyerek tepkiler, isyanlar, sokaklara çıkmalar, hükümeti protesto etmeler derken gelişmeler "Tutuklama" ile zirve yaptı.
Herşey çok güzel olacak denmişti ama hiçte öyle olmadı, olmuyor.
Tüm ülke "Bu işin sonu nereye varacak" diye merakla takip ediyor.
Biz de öyle.
Ama hiçte söylendiği gibi "Herşey çok güzel olmuyor"
Hatta kötü oluyor...