Son dönemlerde özellikle siyasetin dilindeki kirlilik öylesine rezil bir hale geldi ki toplum olarak artık yaka silker hale geldik. Elbette önceki dönemlerde de siyasetçiler birbirlerini acımasızca eleştiriyorlardı. Fakat kullandıkları dil siyasi eleştiriden öteye gitmiyor, asla ve asla hakarete varmıyordu.
***
Şimdilerde ise maalesef eleştirilerin dozu artmak yerine, hakaretlerin biri bin para olmaya başladı. Elbette siyaset yapıyorsanız rakibinizi eleştireceksiniz. Yeri geldiğinde yerin dibine gömercesine bir üslup da kullanabilirsiniz. Yönetim anlayışı, projeleri, vaatleri…
***
Hepsi eleştirilebilir ama nezaket çizgisi bozulmadan olmalı. Zaten milletimizin yazılı olmayan kuralları arasında “sevgide serbestlik ama saygıda mecburiyet” vardır. Toplum olarak belki hâlâ bu kuralı uygulamaya çalışıyoruz ama maalesef siyasi cenahımızda hem sevgi hem de saygı kaybolmuş durumda.
***
Örneğin geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Ümraniye’de yaptığı mitingde söyledikleri… Her ne kadar kendisi “Onlar niye üzerine alınıyor?” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i kastetmediğini iddia etse de kullandığı ifadeler yenilir yutulur gibi değildi.
***
Bunca yıllık siyaseti takip eden biri olarak, böylesi bir üslubu ilk kez duydum.
“Bizimle uğraşan itine, köpeğine sahip çık! Bundan sonra da hak etmediğimi duyarsam, hak ettiğini duyarsın. Çok daha beterlerini duyacaksın. Çıkmış bugün hararet, şanzıman, dingil, mingil diyor. Bu meydandaki insanlar hak, hukuk, adalet diyor!”
***
Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün! Bu dil, bu üslup, bırakın bir siyasetçiyi, “Ben insanım” diyen hiç kimseye yakışmaz. Karşındaki insan seni sert ifadelerle eleştiriyorsa sen de aynı sertlikte karşılık verirsin, olur biter. Ama “itine köpeğine sahip çık” nedir? Pes doğrusu...
***
Böylesi bir ifadeyi Özgür Özel’e yakıştıramadım diyecektim ama genel başkan olduğu günden bu yana yaptığı konuşmaları, özellikle Silivri ziyareti sonrası açıklamalarını aklıma getirince, “yapar” dedim kendi kendime.
***
İngiliz yazar Buffon’un, dilimize Recaizade Mahmut Ekrem tarafından çevrilen “Üslubu beyan, ayniyle insandır” sözü, aslında bir insanın kim olduğunu en açık biçimde ortaya koyuyor.