GÜCÜNÜZ ŞOFÖR AYHAN’A MI YETTİ?

Abone Ol

Antalyaspor yeni yönetimine geçiş süreci için bir dostum “Biraz zaman tanı, eleştiriyi ertele” demişti. Öyle yaptım. Antalyaspor’la ilgili yazılarıma kısa bir ara vermiştim.

Seçildiler, koltuklarına oturdular. Şimdi karşımızda Rıza Perçin ve ekibi var. İyi ya da kötü, bir şeyler yapıyorlar. Transfer tahtasını açtıklarını duyuruyorlar, yeni isimlerle imzaladıklarını açıklıyorlar.

Fakat, sezon bu hafta sonu başlıyor. Cumartesi günü Kasımpaşa ile ilk maça çıkılacak. Hâlâ takımın net bir kadrosu yok. İmzalar atılmış ama lisans çıkartmakta zorlanılıyor. Bekleyeceğiz, göreceğiz.

Ama asıl beni şoke eden karar, göreve gelir gelmez kulüpteki ilk ‘NEŞTERİ’ kime vurdukları…

ŞOFÖR AYHAN’A!

Yıllardır Antalyaspor’un can damarlarından biri, gece gündüz takımı taşıyan, emek veren ŞOFÖR AYHAN, kenara itildi. İşine son verilmiş. Duydum kahroldum.

ŞOFÖR deyip geçmeyin. Takımın otobüsünü kullanan kişi direksiyon sallamıyor sadece. Milyon euroluk canları taşıyor. Otobüs ne zaman, nasıl hazırlanır, takımın konforu nasıl sağlanır, hangi yoldan gidilir, hangi yoldan gidilmez. Hatta ne zaman frene basılır, ne zaman gaza basılır, o bile dengeli olmak zorundadır. Bazı özel hassasiyetler nelerdir, bunları bilmeli.

Şimdi soruyorum; ŞOFÖR AYHAN ne yaptı da böyle bir karar alındı? Takıma ya da kulübe zarar mı verdi? Hangi hatası var? Yok! Peki, bu nefreti hak edecek ne yaptı?

Bilmiyoruz, belki de hiçbir şey. Ama bir şey çok net; Yönetimin gücü, ekmeğini taçlandıran, gece gündüz takımın yükünü çeken ŞOFÖR AYHAN’a yetti.

O zaman aklıma şu geliyor; ŞOFÖR AYHAN, kimsenin haberi olmadan bir çek ya da senet verip, otobüsü mü haczettirdi? Olması mümkün değil. O halde günah keçisi arayan bu ekip, borçları ödeyemeyince faturayı en savunmasız, en sessiz olan ŞOFÖR AYHAN’a kesmiş demektir.

Antalyaspor A.Ş.’de işten çıkarılması gerekenler varsa, önce ŞOFÖR AYHAN değil, kulübün kaynaklarını evine taşıyanlar olmalıydı. Kimler mi? Anlatayım belki yüzleri kızarır!

Torba torba bonfileleri yemek yaptırıp evine servis ettiren, teneke teneke yağları, koli koli peynirleri, kilo kilo bakliyatları, en lüksünden kuruyemişleri poşetlere koyup evine götürenleri. Takımın değil, A.Ş.’nin değil, cebinin hesabını yapanlar.

Ama görünen o ki, sizin gücünüz onlara değil, emeğiyle, alın teriyle Antalyaspor’a hizmet eden ŞOFÖR AYHAN’a yetmiş. Siz, KİN ve NEFRET kusmak için gelmişsiniz bu kulübün başına.

Bu rezalet karşısında benin susmamı beklerseniz yanılırsınız. Bu haksızlık karşısında asla susmam. Bir şoföre, bir emekçiye FATURAYI KESİP kulübü kurtaramazsınız!

Beyler; bu kulüp sizden büyük. Bu şehir sizden büyüktür. ŞOFÖR AYHAN’a yapılan bu haksızlık, Antalyaspor’un vicdanına atılmış bir tokattır. Ne ben ne de bu şehirdeki aklıselim insanlar bu tokadı yutmuyoruz, yutturmayız.

Unutmayın; bir takım sadece futbolculardan ibaret değildir. Gerçek kahramanlar, tribünde değil, sahada değil; bazen bir otobüsü gece gündüz kullanan, alın teriyle kulübü ayakta tutanlar olur.

Bu vicdansızlığı kabul etmiyorum. ŞOFÖR AYHAN’ın hakkını savunmaya devam edeceğim!

-------------------

KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ

CHP’li Konyaaltı Belediyesi’nde Cem Kotan’ın Başkan olarak göreve gelmesiyle birlikte işleyen ÇARKLAR İŞLEMEZ hale geldi. Önce işçi sonra da memur maaşları ödenemez hale geldi.

Bunu kim yaptı? Dışarıdan bire değil her halde. Ya Kotan’dan önceki yönetim BECERİKSİZDİ ya da Kotan belediyeyi ÇOK KÖTÜ YÖNETTİ ve yönetmeye devam ediyor.

Konyaaltı Belediyesi’ndeki KÖTÜ YÖNETİM artık belediye binasını aşıp ilçenin mahalle aralarına sirayet etmiş durumda. Sokaklarda ÇÖPLER alınmıyor, etraf KOKUDAN geçilmiyor.

Çöplerin TOPLANMAMA meselesi CHP’li belediyelerin KLASİK fotoğrafı. Amma Konyaaltı herhangi bir yer değil. Turizmin gözbebeği bir bölge. Hele hele Hurma!

Vallahi dün bana HURMA MAHALLESİ’Nden gelen çöp konteynerlerinin görüntüsü, “KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ” gibi geldi. Bunun daha ötesini düşünmek bile insanı ürkütüyor.

Yahu arkadaş ya İŞİNİZİ ADAM GİBİ YAPIN ya da BIRAKIP GİDİN. Bu işler öyle şapkayı takıp iki tabelayı kaldırımdan gösteriş için kaldırmaya benzemiyor.

-----------------

FERDİ ZEYREK’İ YAŞATMAK!

Belediyelerin CADDE, MEYDAN ve PARK benzeri yerlere isim verme konusunda çok hassas olmaları gerektiğini savunurum. Bazen laf olsun veya göze girmek için bu iş yapılıyor.

Bana göre bir yere isim verilecek ise kesinlikle bu ŞEHRE HİZMET ETMİŞ OLMASI gerektiğine inanıyorum. Veya en azından bu şehirde DOĞUP BÜYÜMÜŞ birinin adı verilmeli parklara!

Bu mevzuya niye girdiğimi açıklayayım. Muratpaşa Belediyesi, kaza sonucu hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı FERDİ ZEYREK’İN adını Çağlayan Mahallesi’ndeki bir parka vermiş.

İşte bu noktada ben itiraz ediyorum. Yahu arkadaş; rahmetli Ferdi Başkan’ın Antalya’ya bir faydası ve hizmeti oldu mu? Sanmam. Antalya’ya gelse gelse ya TATİLE ya da bir TOPLANTIYA gelmiştir.

Allah aşkına POPÜLER olmak için illaki böyle isimleri vermek ZORUNDA mı belediyeler? Ferdi Zeyrek adını yaşatacaksa bırakın Manisa’daki yöneticiler düşünsün. Size ne bize ne!

İnanın bu memlekete hizmeti dokunan onlarca insan var ki RAHMETİ RAHMANA kavuşan. Say say bitmez. Her siyasi görüşten. Yatacaksak onların adını yaşatsak olmaz mı?

Ben bu konuda MİKRO MİLLİYETÇİLİĞİ savunuyorum. İster kabul edin ister itiraz edin.

{ "vars": { "account": "G-2WKLC3DMKW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }